Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '11

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray mı, Fenerbahçe mi?

Galatasaray mı, Fenerbahçe mi?
 

Sezon henüz başlamamıştı ve Galatasaray takımının kadrosu ağır ağır şekilleniyordu. Sık sık gitmiş olduğum bir restaurantın aşçıbaşısı ile yapmış olduğumuz kısa sohbette, Galatasaray’ın şekillenmekte olan kadrosunun ligi taşıyamayacağı yönünde kanaatlerimi dile getirmiştim. Nitekim ligin başlaması ile birlikte tam da düşündüğüm şekilde, Galatasaray takımı henüz daha sezon başında Avrupa Kupalarından elendi, lige havlu attı ve daha da kötüsü, gelecek vadeden bir görüntüyü ortaya koyamadı.

Evet… Galatasaray takımının kadrosu kötü… Bir de bu takımın ateşleyici gücü konumundaki Arda’nın sakatlığı da eklenince, ligin ilk yarısında Galatarasay takımı düşüş ivmesini artırarak sürdürmeye devam etti. Galatasaray’ın ligden kopması ile birlikte, ligin daha 9. haftasında Ankaragücü’nden ağır bir mağlubiyet alması Teknik Direktör Rijkaard’ın işine son verilmesine neden olmuştu. Kaldı ki takip eden hafta Fenerbahçe gibi bir rakiple karşılaşacaktı Galatasaray. Hızlı bir operasyon ve Hagi ile Tugay Kerimoğlu takımın başına getirilip Fenerbahçe maçına hazırlık yapıldı.

Ligin ilk yarısındaki Fenerbahçe maçı öncesinde de spor kamuoyu ortak bir nokta da birleşmişti.

“Bu Fenerbahçe, Galatasaray’ı farklı yener.”

Ortada böyle bir düşünce vardı ama araya da her zaman olduğu gibi o klasik “Derbilerin havası başka olur” minvalinde tuhaf bir açıklama eklemeyi de ihmal etmiyordu spor kamuoyunu yönlendirenler. Oysa Derbi diye bahsedilen bu maçların mutlak üstün tarafı zaten Fenerbahçe takımıydı ve Galatasaray’ın alacağı muhtemel bir galibiyet olağan zamanlarda dahi sürpriz olarak karşılanıyordu ki böyle bir pozisyonda Galatasaray’ın alacağı bir beraberlik bile olağanüstü sürpriz sayılacaktı. Zira Galatasaray takımının Fenerbahçe karşısında belirgin bir üstünlüğü hiç olmamıştı zaten.

Spor kamuoyu ilk maçta Fenerbahçe’nin galip geleceğini söylerken, Fenerbahçe’de çok iyi bir durumda değildi. Doğru düzgün top oynayamıyordu ve aynı tarihlerde Fenerbahçe’de Avrupa kupalarından elenmişti.

O halde neden spor kamuoyu Fenerbahçe’nin kazanacağına dair kanaatlerini ortaya koyuyordu?

Pek tabii ki bu durumu Fenerbahçe’nin kadro kalitesi ile açıklamak mümkün. Ama beklenen olmadı ve Galatasaray onca badirenin ardından Fenerbahçe karşısına çıktı, kimsenin beklemediği bir performans ortaya koyarak, Fenerbahçe’den bir puan kopardı. Belki biraz daha bastırabilseydi maçı dahi kazanabilirdi.

İlk maçtan bir ders çıkarılacak olursa şayet…

Galatasaray’ın durumu ilk yarıdakinden çok daha kötü… Tarihinin en kötü sezonu… Kaldı ki ilk yarıda Galatasaray takımının kadrosunda Elano ve Misimoviç gibi isimler de vardı. Şimdi ise bu iki simin de olmadığını görüyoruz. Ben buna rağmen Galatasaray’ın bu maça sıkı bir şekilde asılacağını düşünüyorum. Takım dağınık olsa da, takım, takım olma hüviyetini tümüyle kaybetmiş olsa da bu maçta Galatasaray’ın sürpriz yapabileceğini düşünüyorum. Ama kadro kalitesini de atlamıyorum pek tabii ki. İki takımı kefeye koyduğumuzda Fenerbahçe’nin tam anlamı ile Galatasaray’dan kat be kat ağır bastığı ortada.

Cuma gecesi oynanacak bu maçta Fenerbahçe’nin tek eksiği Emre olacak. Emre’nin eksikliği Fenerbahçe’de ahengin bozulmasına neden oluyor. Zira Emre, orta sahanın istisnasız olarak vazgeçilmez bir ismi. Emre’nin yerine oynayacak hiçbir futbolcunun aynı verimi ortaya koyabilmesi mümkün değil. Ne var ki Fenerbahçe’nin gol ayakları son derece etkili. Alex başta olmak üzere, Niang, Dia, Mehmet Topuz, Lugano, Santos, Stoch, Semih ve Gökhan… Bu isimlerin her birisi de skora direkt etki edebilecek kapasite de futbolcular.

Galatasaray’ın nasıl bir oyun şablonu içerisinde olacağını kestirmek zor. En iyi taktiği ve kadroyu da sahaya sürse Hagi, ruhsal olarak maça hazır değilse takım, Fenerbahçe karşısında hezimet yaşarlar. Galatasaray’ın maça hazırlığı ruhsal yönden olacaktır. Ruhsal yönden hazır hale gelebilecek bir Galatasaray’ın ancak Fenerbahçe ile mücadele edebileceğini düşünüyorum. Yoksa, kadro kalitesi açısından Fenerbahçe ile mücadele edebilmesi mümkün görünmüyor.

Bir takımın maç kazanabilmesinin koşulu, hücum prese dayalı bir taktikle oynamasına bağlıdır.

Hücum pres uygulayan ve topa sahanın her yerinde basan takım maçı mutlaka kazanır. Kazanamasa bile kaybetmeyeceği kesindir.

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..