Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '17

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray olur mu?

Galatasaray’ın Östersunds’a sadece elenmekle kalmayıp iki maçta da zayıf rakibine karşı hiçbir varlık gösterememesinin üzerinden sadece bir ay gibi kısa bir süre geçti ve bugün sarı kırmızılılar “şampi…” ilan ediliyor.

Sanırım Roberto Karlos’un sözüydü: “futbolda işler düşman topraklarına kale yapmaya benzer; çok çabuk değişir”. Gerçekten de daha birkaç hafta önce sahada kaybolan sarı kırmızılıların bugün bir canavara dönüşmesi veya taraftarların var olan kombineleri yırtmaktan stadı hınca hınç doldurma aşamasına gelmesi bu işte rüzgârın yön değiştirme süresinin ne kadar kısa olduğunun kanıtları.

Östersunds faciası sonrasında yaptığı basın toplantısında Tudor -ki o basın toplantısı gazetecilerin birer taraftar edasıyla Hırvat teknik adamı sorularıyla adeta dövdükleri garip bir toplantıydı- “sahada olan benim takımım değil ve birkaç transfer daha gerçekleştikten sonra bu takım çok iyi olacak” dediğinde kendisine muhtemelen kimse itibar etmemiş hatta yönetim başka isimlerle görüşmekten dahi geri kalmamıştı. Fakat geçen haftalar Tudor’u haklı çıkardı.

Galatasaray ligin ilk üç haftasında, neredeyse son iki sezonun toplamından daha çok mutlu etti taraftarlarını. Sahadaki bitmek bilmeyen mücadele ve kazanma arzusunun tribünlere yaşattığı zevk, takımın etkili oyunuyla zirveye ulaşıp, Gomis’in gol sevinçleri ile adeta patlama yapınca uzun zamandır TT Stadyumu’nun tribünlerine hâkim olan ölü toprağı yerini bayram sevincine bırakmaya başladı.

Galatasaray’ın transferlerinin mali yükü ileride çok baş ağrıtabilir fakat bugün o sıkıcı konuyu park etmek mümkün zira Gomis’in her golünden sonra statta hep bir ağızdan söylendiği gibi “olan olmuş zaten” ve şarkının devamı da bu kadar mali külfete katlanıldıktan sonra taraftarın beklentisini gösteriyor: “o sen olsan bari”

Olur mu?

Bu sorunun yanıtı için biraz daha beklemek gerek. Çünkü ortada iki gerçek var. Birincisi Galatasaray güçlü bir kadroya sahip, ikincisi de sarı kırmızılılar henüz zorlu bir maça çıkmadı. Bu kadar çok transfer yapıp takımı bu denli uyumlu göstermekteki teknik adam başarısını göz ardı etmemekle birlikte ilerlemenin sadece gelenlerle değil Tolga, Rodrigez ve Linnes gibi geçen seneye göre performansını artıranlarla da ilgili olduğunu görmek gerek. Zira Fernando, Mariano ve Gomis takıma çok önemli katkı sağlarken Maykon, ve Belhanda henüz kendilerini tam anlamıyla gösteremedi.

Madalyonun diğer tarafını önümüzdeki haftalar gösterecek. Öncekilere kıyasla zorluk derecesi daha yüksek olan sıradaki üç maç sarı kırmızılılar için verilmesi gereken önemli bir sınav. Eğer bu haftalar da kayıpsız geçilebilirse düşman topraklarına yapılan kalenin bugün düşünüldüğü kadar sağlam olduğundan bahsedebiliriz, olumsuz sonuçlar ise şu anda üzeri örtülen Tudor eleştirilerinin bir anda ortaya çıkmasına neden olacaktır.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..