Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '10

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray Şahane Antalyaspor Bahane!

Galatasaray Şahane Antalyaspor Bahane!
 

Böyle bir başlık ile yazı yazmayı özlediğimi fark ettiğim için altını dolduramayacak olsam da bu başlığı kullanmayı tercih ettim. Hani şu meşhur skor yazarı/spor yazarı muhabbetine de alabilirsiniz isterseniz.

Galatasaray şahane derken aslında pembe bir yalanı servis ediyor olsak da inceden inceye düşündüğümüzde bu başlığın haklı yönlerinin de olduğunu görebiliriz. Bir nevi Polyyannacılık gibi gelebilir ancak eleştiriyi yaparken de doğru yönleri görmemiz gerekiyor. Tıpkı övgü yaparken hataları da söylememiz gibi.

Galatasaray-Antalyaspor maçının bize gösterdiklerini paylaşmaya, fikirlerimizi serdetmeye çalışalım. Hem gördüğümüz eksiklikleri kayda almaya hem de naçizane öngörülerimizi sunmaya da devam edelim. Sonra zaten Galatasaray’a neden şahane dediğimi anlayacaksınız.

Bir kere takımın kötü bir hazırlık dönemi geçirdiği besbelli. İkinci yarı ortalarında hemen bütün oyuncuların pili bitiyor. Artık bitse de gitsek modunda oynamaya başlıyorlar. Bu açıkça sezon başı hazırlığının zayıf geçtiğinin göstergesidir. Yahut bir ihtimal daha var ki o daha da kötü; futbolcular kendilerine hiç bakmamış. Bu da olabilir. Her ikisi de teknik ekibin ayıbıdır. Zaten sorumlu olanların bir kısmı gitti.

İkincisi takımın kendine güveni çok zayıflamış. Hani neredeyse uçan kuştan sakınır hale gelmişler diyeceğim. Rakip kim olursa olsun bu fark etmiyor. Gol yediği anda takıma bir panik havası hâkim oluyor. Eller ayaklar dolaşmaya, saçma sapan pas hataları yapılmaya başlanıyor. O ana dek gayet güzel işleyen sistem birdenbire bozuluveriyor.

Üçüncüsü de Antalyaspor Galatasaray’a hep ters gelen bir ekiptir. Şimdiye dek Anadolu kulüpleri içerisinde Galatasaray’a en fazla çelme takan takımların başında gelir. Gerek İstanbul’da gerek Antalya’da Galatasaray’ın başına hep bela olmuştur.

Dördüncü önemli faktör de bir çok oyuncunun sakat oluşudur. Arda, Elano, Kewell, Baros gibi üst düzey oyuncularından yoksun Galatasasaray Ayhan’ın da kart cezalısı olmasından dolayı pek parlak bir kadroyla sahaya çıkmadı. Misimoviç ve Pino dışında oyunu yönlendirebilecek kalitede teknik ayaklardan yoksundu.

Bütün bu olumsuzluklar içerisinde maçı galip bitirmek Galatasaray için başarı sayılabilir. Bakın normal şartlar altında bu futbol ve bu sonuç tatminkâr olmayabilir, bunu kabul edebilirim. Şu an takımın içinde bulunduğu durum olağanüstü bir vaziyet olduğundan (ve bence Hagi’ye bol kredi vermek gerektiğinden) böyle düşünüyorum.

Pino’ya ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Kendisine güveniyor ve son vuruşlarda becerisi çok iyi olmasa da düzgün vuruşlarıyla kaleciler için tehlikeli oluyor. Bazı anlarda sağına soluna iyi baksa ve uygun durumda olan arkadaşı olup olmadığını değerlendirse daha da iyi olacak.

Misimoviç derbiye göre daha hareketli ve etkiliydi. Bunda Misimoviç’in iyi oynaması mı etkendi, yoksa Elano’nun yokluğunda toplar hep ona gittiği için biz mi öyle sandık derseniz ikincisi derim. Misimoviç hala takıma alışamamış. Bana kalırsa çok istekli oynamıyor. Erman Toroğlu’nun tabiriyle ifade edecek olursak ısırmıyor. Bu da onun oyun içerisindeki etkisini haliyle zayıflatıyor.

Orta saha Ayhan’a muhtaç olduğunu bir kere daha gösterdi. Arda ve Ayhan bu takımın temel direkleri ve onların eksikliği takımı oldukça fazla etkiliyor. Mustafa Sarp Ayhansız çok vasat kalıyor. Lorik Cana’nın oyun tarzı benim hoşuma gitmiyor (başından beri), umarım daha faydalı olur.

George Hagi derbiden sonra Antalyaspor maçı ile güldü. Ancak şimdi daha ciddi bir sınav onları bekliyor. Ligin en iyi takımlarından Trabzonspor ile oynanacak maç Galatasaray ve Hagi için kader anlarından biri olabilir. Bakalım neler olacak.

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..