Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '11

 
Kategori
Spor
 

Galatasaray taraftarları değişime mecburdur!

Galatasaray taraftarları değişime mecburdur!
 

Değişim şart


Hem Galatasaraylı olmanın ayrıcalığından bahsedeceksin… 

Hem Galatasaray’ın tarihiyle ve 530 yıllık köklü eğitim geleneğiyle gurur duyacaksın… 

Hem “Galatasaraylı olmak duygusu bambaşka bir asalettir, tarihten gelir, ‘Türk olmayan takımları yenmek’ olan kuruluş amacından gelir; Galatasaray adının, yaptığı ilk maçta Rum ekibini 2-0 yenerken doğmasından gelir; yurt dışında galibiyet alan ilk Türk Takımı olmasından gelir; Metin Oktay’lardan, Baba Gündüz’lerden gelir.” diye övüneceksin… 

Hem “Galatasaraylı olmanın verdiği keyif, dünya sıralamasında 1. sıraya yükselen ilk ve tek Türk Takımı olmasından gelir.” diyeceksin… 

Galatasaray değişecek, büyüyecek, gelişecek… 

Hem de sen değişmeyeceksin!! 

Yok öyle!.. Değişeceksin! 

Bu kulübe, bu takımlara, bu mücadeleye layık olacaksın! 

Bilinçli olacaksın! Artık zamanı geldi de geçiyor bile. 

Eski defterleri karıştırmayacağım, yakın tarihe göz atalım: 

26 Aralık 2010 tarihinde Fenerbahçe ile Florya Metin Oktay tesislerinde (evinde) oynanan 17 yaş altı karşılaşmasında Galatasaraylı taraftarlardan bazıları sahaya girerek Fenerbahçeli küçük futbolcuları dövdüler. (Bence tek karşılığı: Facia!) 

29 Aralık 2010 tarihinde oynanan (üstelik 67-56 kazandığın) basketbol maçında (evinde) FBÜ Antrenörü Neven Spahija'nın Ömer Onan'a yapılan faulün verilmediği pozisyondaki aşırı sinirli hareketleri sonrasında Galatasaraylı taraftarlar sahaya bozuk para ve pet şişe yağdırdılar. (Aynı teknik faul GSCC Antrenörü Oktay Mahmuti'ye verilseydi Galatasaraylı taraftarlar ne yapardı düşünmek bile istemiyorum! Aynı maça Aziz Yıldırım gelemedi. Eğer rkip takımın başkanı (her ne olursa olsun) o salona gelip takımını izleyemiyorsa, bana kimse Galatasaray taraftarının centilmen olduğunu falan söylemesin! Haa diyorsanız ki "FB için de aynısı geçerli", onu FB taraftarları kendileri değerlendirsin, böyle bir savunma olmaz.) 

18 Mart 2011 tarihinde Fenerbahçe ile TT Arena’da (evinde) oynanan maç sırasında sahaya yabancı maddeler attılar. Hele o “yeni rakı” şişesini atan, kendisine taraftar süsü vermiş zekâ özürlü o yaratıklara ne desek az. O şişe bir futbolcunun kafasına gelse, bu eylem bir cinayetle sonuçlanmış olabilirdi. Yine, maç öncesi sokaklarda, fanatiklerin saldırısı sonucu babasına sığınmak zorunda kalan ufacık çocuğun görüntüsü yüreklerimizi sızlattı. O çocuk sizin de çocuğunuz olabilirdi ve dünyada hiçbir şey bir evlattan kıymetli değildir! 

17 Haziran 2011 tarihinde Beko Basketbol Ligi playoff final serisi altıncı maçında Galatasaray’ın Fenerbahçe Ülker’e Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki mücadelede 91-88’lik skorla mağlup olduğu maç sonrası, şampiyon olan Fenerbahçe Ülker takımı salondan kaçmak zorunda kaldı ve şampiyonluk kupasının verilmesi için salonun boşaltılması gerekti. Fenerbahçe Ülker bu maçtan sonra şampiyonluğunu o salonda maçtan hemen sonra kutlayamadıysa Galatasaraylılar bundan utanmalıdır. 

********** 

Galatasaraylı! 

Kaybetmeyi de ve sporsever olmayı da öğrenmek gerek.  

Bu olaylara sebep veren adamlar ayıklanmalıdır, yeter artık! Galatasaraylı olmalarının Galatasaray'a bir faydaları yok, zararı var.  

Galatasaraylı olmak, günlük başarı ya da başarısızlıklara saplanmak demek değildir. 

Galatasaraylı, eğer yenilirse bunun da sporun bir parçası olduğunu bilmelidir.  

Galatasaraylı, Galatasaray’ına güvenmeli, yenildiği bir maçtan hemen sonraki hafta tribünleri hıncahınç doldurmalıdır. 

Galatasaraylı, asil ve centilmen olmalıdır. Kendisini yenen takımları maç bitiminde alkışlamasını bilmelidir. 

Galatasaraylı, saygı duruşlarının sonuna kadar sessizliğini ve saygısını korumalıdır.  

Galatasaraylı spor sahasının dokunulmazlığını artık kabullenmelidir. 

Galatasaraylı, ev sahibi olabilme olgunluğuna erişebilmelidir. 

Galatasaraylı, her alanda olduğu gibi, yeni taraftar profili oluşumunda da önder olmalıdır.  

Galatasaraylı, kulübüne ve tarihine layık olmalıdır. 

 

.......... 

Sıraladığımız bu anlayışta olmayanlar değişmelidir! 

********** 

 

Yazarın notu: Bir de maç boyunca 'tezahürat yapıyorum' diye maçtan kopuk şarkı türkü söyleyerek kendini avutmaktan vazgeçsen, ne iyi olur.  

 

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..