Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '14

 
Kategori
Futbol
 

Galatasaray ve Takım Oyunu

Galatasaray ve Takım Oyunu
 

bugün.com.tr


 Galatasaray Chelsea’ya karşı yine kaybetti. Niye ? Bana göre tam bir “Takım Oyunu” gösteremediler de ondan.

Herkes bildiğini okudu. Bol bol toplar “dan dun…” oldu. Gol atmadan korktuk. Gol atmadan korkulur mu? Evet,  bazen korkulur. Bunların en ötesi takımda tam bir “Takım Oyunu” yoktu. Galatasaray’ı bir türlü takım yapmayı beceremedik.

Futbolda söz dönüp dolaşıyor, takımın “Takım Oyunu” oynayıp, oynamadığına geliyor. Elbette futboldan söz ediyoruz ama  bu durumun, aslında bütün takım oyunlarında rolü büyük. Her şeyden önce takımda bir “Takım Ruhu” var mı, yok mu, ona bakarlar? Yoksa, artık çek kuyruğunu gidiversin..

Bir takım,  “Takım Oyunu” oynuyor mu? Bunu gözleyebilmek için özellikle şu hususlara dikkat etmeli…

1. Takımda Psikolojik bütünlük sağlanmış mı?
 2. Takım kazanmayı gerçekten istiyor mu? Takımda kazanma azmi yaratılmış mı?
 3. Takımın arkadaşlığı ve iletişimi nasıl? Takımda küslükler, sorunlar var mı?
 4. Saha içinde takım elemanları paslaşırken bazı elemanları daha çok seçiyorlar mı?
 5. Takım içinde birbirine güven ne derecede?
 6. Herkes birbiri için ve takım için en üstün fedakarlığı yapmaya hazır mı?
 7. Bazıları hazır lopçu mu?
 8. Herkesin fedakarlığı  ve yardımlaşma anlayışı yeterli düzeyde mi?
 9. Oyuncuların oyun teknikleri yeterli düzeyde mi?
 10. Takım, bütün olarak atağa kalkmayı ve savunmaya çekilmeyi en iyi şekilde becerebiliyor mu?
 11. Zor durumlarda ne yapılacağına ilişkin taktikler belirlenmiş mi?
 12. Takım istendiği zaman yeteri kadar hızlı hareket edebiliyor mu?
 13. Yardımlaşma ne düzeyde? Herkes birbirinin yardımına en üst düzeyde koşuyor mu?
 14. Takım üçgenleri çok çabuk kurabiliyor mu?
 15. Boşluklara ani olarak kaçıp, takımı rahatlatabiliyor mu?
 16. Karşıdaki oyuncuyu aşmayı biliyor mu?
 17. kişiler hep geriye doğru mu oynuyor?
 18. Sürpriz çıkışlar gösterebiliyor mu?
 19. Ceza vuruşlarında, taçlarda oyuncular top almaya gönüllü mü, yoksa toptan kaçıyorlar mı?
 20. Topa etkili vurabiliyorlar mı?
 21. Birbirlerine kibarca davranıyorlar mı?
 22. İletişim, konuşma hangi düzeyde? Etkili mi?
 23. Takımın lideri (kaptanı) takımı etkili bir şekilde yönetebiliyor mu?
 24. Takımın oyuncuları ne kadar zamandır bir arada oynuyorlar?
 25. Takım sık sık bozulup, yeniden düzenleniyor mu?

Bir takımın takım oyunu oynaması kazanmada en önemli etmenlerden biridir. Siz istediğiniz kadar  kazanmayı isteyin. Herkes kendi bencil futbolunu oynarsa takım kazanamaz. Takımın mutlaka  imece usulü oynaması , birbirleriyle üstün derecede paslaşması ve anlaşması gerekir. Her oyuncu diğerinin ne yapacağını çok iyi bilmelidir.

Bir maçta yaşanabilecek olaylar, hareketler önceden çalışılmalıdır. Kimlerin kimlerle pas içinde olacağı. Kimlerin ileri kaçacağı önceden çalışılmalıdır.

Bir takımda “Takım Ruhu” yoksa. Takım bireysel bir futbol oynuyor demektir. Bu da kazanmakta değil ama kaybetmekte en önemli etmendir.

Takımın çok uzun zamandan beri bir arada oynaması. Takımın kısa paslarla oynaması. Ve kısa paslaşmanın erdem sayılması önemlidir. Tabii, durmadar paslaşmaktan bir şey çıkmaz. Arada atılım yapacak, delip geçecek ve sürpriz hareketler yapacak elemanlara da ihtiyaç vardır.

Takım bir gol yediyse, bu yalnız kalecinin hatası değil belki bütün takımın hatasıdır.
 Eğer takım top tutmasını bilseydi,
 Eğer takım etkili bir şekilde paslaşsaydı,
 Eğer takım kaleci ile karşı karşıya geldiğinde ne yapacağını iyi bilseydi.
 Eğer takım kademeleri etkili bir şekilde oluştursaydı,
 Eğer takım , birbirini tehlikelerden haberdar etseydi…

Belki de o gol yenmezdi ve takım galip halde olurdu.

Kazanmak istiyor musunuz? O zaman çok kazanmak istemelisiniz. Bu şekilde hem sizin kişisel değeriniz artacaktır, hem de yer aldığınız takımın.

Başarı için “Takım Oyunu” oynamak şarttır.
 Takım Oyunu’nun koşulları, her takım içinde başlı başına tartışılmalı, analiz edilmeli ve her maçtan sonra özeleştiri yapılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, takımdaki oyuncular hiçbir zaman tek başına maçı kazanamazlar.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Ya 11 elin nesi olabilir? Takımda herkes yekvücut olarak çalışmalıdır. Ancak başarı öyle gelebilir?
 
 Peki, sonunda ne olacak. Takım olamazsanız, maç kazanamazsanız, bildiğiniz yolda, bildiğiniz gibi giderseniz… Sonuçta toplama bir takım hüviyetine dönersiniz. Netice, gelecek dönem Sayın Ünal Aysal da bu takımda yok demektir. Niye olsun ki? O adam kaybetmeyi sevmez… 

Galatasaray Chelsea’ya karşı yine kaybetti. Niye ? Bana göre tam bir “Takım Oyunu” gösteremediler de ondan.

Herkes bildiğini okudu. Bol bol toplar “dan dun…” oldu. Gol atmadan korktuk. Gol atmadan korkulur mu? Evet,  bazen korkulur. Bunların en ötesi takımda tam bir “Takım Oyunu” yoktu. Galatasaray’ı bir türlü takım yapmayı beceremedik.

Futbolda söz dönüp dolaşıyor, takımın “Takım Oyunu” oynayıp, oynamadığına geliyor. Elbette futboldan söz ediyoruz ama  bu durumun, aslında bütün takım oyunlarında rolü büyük. Her şeyden önce takımda bir “Takım Ruhu” var mı, yok mu, ona bakarlar? Yoksa, artık çek kuyruğunu gidiversin..

Bir takım,  “Takım Oyunu” oynuyor mu? Bunu gözleyebilmek için özellikle şu hususlara dikkat etmeli…

1. Takımda Psikolojik bütünlük sağlanmış mı?
2. Takım kazanmayı gerçekten istiyor mu? Takımda kazanma azmi yaratılmış mı?
3. Takımın arkadaşlığı ve iletişimi nasıl? Takımda küslükler, sorunlar var mı?
4. Saha içinde takım elemanları paslaşırken bazı elemanları daha çok seçiyorlar mı?
5. Takım içinde birbirine güven ne derecede?
6. Herkes birbiri için ve takım için en üstün fedakarlığı yapmaya hazır mı?
7. Bazıları hazır lopçu mu?
8. Herkesin fedakarlığı  ve yardımlaşma anlayışı yeterli düzeyde mi?
9. Oyuncuların oyun teknikleri yeterli düzeyde mi?
10. Takım, bütün olarak atağa kalkmayı ve savunmaya çekilmeyi en iyi şekilde becerebiliyor mu?
11. Zor durumlarda ne yapılacağına ilişkin taktikler belirlenmiş mi?
12. Takım istendiği zaman yeteri kadar hızlı hareket edebiliyor mu?
13. Yardımlaşma ne düzeyde? Herkes birbirinin yardımına en üst düzeyde koşuyor mu?

14. Takım üçgenleri çok çabuk kurabiliyor mu?
15. Boşluklara ani olarak kaçıp, takımı rahatlatabiliyor mu?
16. Karşıdaki oyuncuyu aşmayı biliyor mu?
17. kişiler hep geriye doğru mu oynuyor?
18. Sürpriz çıkışlar gösterebiliyor mu?
19. Ceza vuruşlarında, taçlarda oyuncular top almaya gönüllü mü, yoksa toptan kaçıyorlar mı?
20. Topa etkili vurabiliyorlar mı?
21. Birbirlerine kibarca davranıyorlar mı?
22. İletişim, konuşma hangi düzeyde? Etkili mi?
23. Takımın lideri (kaptanı) takımı etkili bir şekilde yönetebiliyor mu?
24. Takımın oyuncuları ne kadar zamandır bir arada oynuyorlar?
25. Takım sık sık bozulup, yeniden düzenleniyor mu?

Bir takımın takım oyunu oynaması kazanmada en önemli etmenlerden biridir. Siz istediğiniz kadar kazanmayı isteyin. Herkes kendi bencil futbolunu oynarsa takım kazanamaz. Takımın mutlaka imece usulü oynaması, birbirleriyle üstün derecede paslaşması ve anlaşması gerekir. Her oyuncu diğerinin ne yapacağını çok iyi bilmelidir.

Bir maçta yaşanabilecek olaylar, hareketler önceden çalışılmalıdır. Kimlerin kimlerle pas içinde olacağı. Kimlerin ileri kaçacağı önceden çalışılmalıdır.

Bir takımda “Takım Ruhu” yoksa. Takım bireysel bir futbol oynuyor demektir. Bu da kazanmakta değil ama kaybetmekte en önemli etmendir.

Takımın çok uzun zamandan beri bir arada oynaması. Takımın kısa paslarla oynaması. Ve kısa paslaşmanın erdem sayılması önemlidir. Tabii, durmadar paslaşmaktan bir şey çıkmaz. Arada atılım yapacak, delip geçecek ve sürpriz hareketler yapacak elemanlara da ihtiyaç vardır.

Takım bir gol yediyse, bu yalnız kalecinin hatası değil belki bütün takımın hatasıdır.
Eğer takım top tutmasını bilseydi,
Eğer takım etkili bir şekilde paslaşsaydı,
Eğer takım kaleci ile karşı karşıya geldiğinde ne yapacağını iyi bilseydi.
Eğer takım kademeleri etkili bir şekilde oluştursaydı,
Eğer takım, birbirini tehlikelerden haberdar etseydi…

Belki de o gol yenmezdi ve takım galip halde olurdu.

Kazanmak istiyor musunuz? O zaman çok kazanmak istemelisiniz. Bu şekilde hem sizin kişisel değeriniz artacaktır, hem de yer aldığınız takımın.

Başarı için “Takım Oyunu” oynamak şarttır.
Takım Oyunu’nun koşulları, her takım içinde başlı başına tartışılmalı, analiz edilmeli ve her maçtan sonra özeleştiri yapılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki, takımdaki oyuncular hiçbir zaman tek başına maçı kazanamazlar.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Ya 11 elin nesi olabilir? Takımda herkes yekvücut olarak çalışmalıdır. Ancak başarı öyle gelebilir?
 
Peki, sonunda ne olacak. Takım olamazsanız, maç kazanamazsanız, bildiğiniz yolda, bildiğiniz gibi giderseniz… Sonuçta toplama bir takım hüviyetine dönersiniz. Netice, gelecek dönem Sayın Ünal Aysal da bu takımda yok demektir. Niye olsun ki? O adam kaybetmeyi sevmez…

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..