Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '07

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Gap turu 3. gün

Gap turu 3. gün
 

Yunus bugünün oldukça yoğun bir gün olacağını söylemişti, gerçekten de öyle oldu. Sabah seansı çok keyifliydi. Kurtuluş Savaşı sürecinde vatan savunmasında önemli paya sahip olan ile Karhramanmaraş’ a yolaldık. Maraş halkının tümüne birden verilen İstiklal Madalyası (anıt) karşıladı bizi. Ardından şehrin Kalesi’ ne çıkarak muhteşem manzarayı fotoğraflama imkanı bulduk. Hava sıcak, gelmişiz Maraş’a, ne yapacağız. Yaşar Pastanesi’ne gittik. Mado’nun sahibi aynı zamanda bu pastane. Masadaki arkadaşlarımla dondurmaları sipariş ederken yanında da karışık baklava tabağı istedik. Dondurmalar enfes, tatlıları da gerçekten çok güzel. Buradan dileyene kargo ile dondurma gönderme imkanı varmış özel termos kutular içinde. Hatta tur arkadaşlarımızdan bazıları gönderip, karşı tarafı şaşırtmış bile.

İlk düşündüğünüzde dondurmayı kargo ile göndermek imkansız gibi gelebilir, ama adamlar yapmışlar işteJ

Ardından verilen serbest zaman içinde şehrin çarşısında gezinti yaptık. Gezintinin ardından otobüsümüze binerek belki de en heyecanlı ve kondüsyon gerektiren yolculuğumuza başladık Adıyaman’a doğru.

Yaklaşık 5 saatlik bir yolculuğun ardından Adıyaman’a kalacağımız otele vardık. 15 dakika gibi uzun J bir molanın ardından, üç grup halinde bizi Nemrut’a ulaştıracak minibüslerimize dağıldık. Hani ilk gün Yunus üç gruba bölünmemizi istemişti ya, anladınız siz onu…

Bizim minibüsü kullanan kişi biraz yaşlıca bir amca. Eyvah dedim, nasıl gideceğiz Nemrut’a kadar. Ama yolda ilerledikçe, “Yok artık!” dedim kendi kendime. Amcam bayağı iyi kullanıyordu minibüsü keskin virajlı Nemrut yollarında.

Güzergahtaki ilk durağımız Karakuş Tümülüs’ü oldu. Ardından Cendere Köprüsü’nde çaylarımızı yudumlayarak ve ihtiyaçlarımızı gidererek biraz nefes aldık, Arsemeia Örenyeri’ni gördükten sonra tekrar minibüslerimize bindik. Nemrut’a tırmanacağımız noktaya ulaştığımızda hava zirvede soğuyacağının sinyallerini veriyordu gizlice. Takviye giysilerimizin içinde buluduğu sırt çantalarımızı da alarak tırmanmaya başladık. Ancak cesaret edemeyen arkadaşlarımız eşek kiraladılar. Sanırım 20 YTL idi eşek kirası.

Her basamak nefesimizi biraz daha kesmeye başlamıştı. Arada kısa molalar vererek zirveye vardık 18:30 sularında. Kartopu fırlattık birbirimize Nemrut’un tepesinde. Fotoğraflarımızı aldık, güneşin batışını izlemeye başladık.

Hava muhteşem, manzara muhteşem, hani güneşin batışını biraz daha net görebilseydik ufukta kan kırmızı, heykeller üzerinde gölge oyunlarının zevkine varabilseydik; tam süper olacaktı.

Güneş batınca Nemrut’tan inişe başladık. İnişte aklıma bir fikir geldi. Müzik dinleyerek Nemrut’tan inmek… Taktım MP3 çaların kulaklıklarını, açtığım müziği. Erkin Baba’dan “Arpa Saçı”. Bu parçayı daha önce defalarca dinlemiştim, ancak bu sefer daha farklı, daha keyifli idi. Belli belirsiz taş basamaklardan koşa koşa indim. Şimdi düşünüyorum da nasıl da inmişim oradan, yanlış bir adım belki bileğimin burkulmasına bile neden olabilirdi.

Amaan!

Biraz deli olmak lazım şu hayatta değil mi?

Otelimiz’e (Bozdoğan) yerleştik. Oda kalitesi vasat. Ama yorgun olunca detaylara takılamıyorsunuz. Hem Nemrut keyfi var üstümde hiç bir şey bozamaz kiJ

Yunus, yarının uzun otobüs yolculuğu nedeniyle zor geçeceğini söyledi.

07/05/2007

 
Toplam blog
: 18
: 734
Kayıt tarihi
: 17.05.07
 
 

Evrenin Samanyolu Galaksisi'nde yeralan Dünya gezegeninde cennet Türkiye ülkesinin İstanbul olarak a..