Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '07

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Gap turu 4. gün

Gap turu 4. gün
 

08/05/2007
Bugün zamanımızın çoğunluğu otobüs içerisinde yolculuk yaparak geçti. İlk durağımız Yurdumuzun en büyük barajı olan Atatürk Barajı oldu. Baraj muhteşemdi. Ancak beni esas etkileyen baraj yapımında hayatını kaybedenler için yaptırılan Şehitler Anıtı oldu.

Ve Anıttaki bir yazı:

Biz iş kazalarında öldük, ölmeseydik ne iyiydi. Açıkçası böylesine önemli bir anıtın daha bakımlı olmasını beklerdim. Burada verilen çay molasının ardından, Diyarbakır’a doğru yol aldık.

Diyarbakır’daki ilk durağımız pek çok kaynakta Çin Seddi’nden sonra dünyanın ikinci uzun surları olduğu yazılan ve uzaydan görülebilen Diyarbakır surlarıydı. Surların en ünlülerinden olan “Keçi Burcu”na (diğeri Yedi Kardeşler Burcu) çıkararak fotoğrafladık manzarayı. Diğer durağımız Ulu Camii idi.

Buradaki anlatımın sonrasında ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın Evini ziyarete gittik. Ama şans işte, gittiğimiz saatte kapalı olunca, burayı gezemeden otobüsümüze binerek Hasankeyf’e doğru yolaldık. Ilısu barajından ötürü sular altında kalacak bu tarih hazinesine vardığımızda yörenin çocukları karşıladı bizi. En küçüğünden en büyüğüne hepsi yöre tarihini isimlerinden daha iyi biliyorlar.

En profesyonel rehberlere taş çıkartacak cinsten.

Yunus sen alınma! Senin yerin başkaJ

Çocukların üstü başı perişan, ama gözleri parlak, umut dolu. Yunus buraya geldiklerinde gerek kendilerinin, gerekse önceki turlardan katılımcıların yardımlarını yetkililere teslim ettiklerini söyledi. Çocuklar çok sevinmişler büyükşehirdeki yaşıtlarının belki de burun kıvırdıkları giysilere, kitaplara, defterlere, kalemlere. Yunus parasal yardım yerine ayni olarak yapılan yardımların çocukların gelişimi açısından daha olumlu olacağını ifade etti.

Öğle yemeklerimizi Hasankeyf’te nehir kıyısında, oldukça hoş ve otantik bir yerde yedik. Ben içeride yer sofrasında yemeğimi almayı tercih ettim. Yunus’un tavsiyesi Yayın Balığı idi, ancak ben kuzu şiş’i tercih ettim. Oldukça lezzetli idi, yayın balığının da lezzetli olduğunu söyledi arkadaşlarım.

Yemeğin sonrasında yörenin bahsettiğim zehir çocuklarından birinin rehberliğinde Hasankeyf Kalesi’ne çıktık ve küçük rehberimizden Kalenin tarihi hakkında doyurucu bilgiler aldık. Kaleden Hasankeyf bir başka güzel. Bu muhteşem manzarayı da fotoğraf karelerimize sığdırabildiğimiz kadarıyla alarak, dükkanları gezmeye başladık.

Buradan Midyat’a hareket etti otobüsümüz. Midyat’taki ilk mola yerimiz Devlet Konuk Evi –ya da yeni ismi ile Sıla (dizisinin) Evi oldu. Ardından Telkariciler Çarşısı’na gittik. El emeği göz nuru Telkari ürünlerinin yoğunlukta olduğu bu çarşıyı bazı hanım arkadaşlar tam anlamıyla talan etti.

Neyse ki yardımcı rehberimiz Ersin onları bu güzel rüyadan “gidiyoruz” çağrısıyla uyandırdı. Otelimize doğru yolaldık.

Yunus, otelimizin çok güzel olduğunu söylemişti. Gerçekten de hayranlık uyandırıcı mimariye sahipmiş Matiat Otel. Bir diziye de konu olmuş ama ismini hatırlamıyorum. Geniş, ferah ve özenle döşenmiş, küçük ama önemli detaylarla dolu odaları beni buranın fotoğrafını da almaya sevk etti.

Tebrik etmek lazım buranın yöneticilerini.

Yarın Mardin’de otobüs yolculuğu az ve yürüyüşü fazla eğlenceli bir günün beklediğini söyledi Yunus.

 
Toplam blog
: 18
: 734
Kayıt tarihi
: 17.05.07
 
 

Evrenin Samanyolu Galaksisi'nde yeralan Dünya gezegeninde cennet Türkiye ülkesinin İstanbul olarak a..