- Kategori
- Şiir
Gardaş
Yetsin artık bu esaret, bu işgal
Bağımsızlık ateşini yak gardaş.
Toprağını düşmanlardan söküp al
Irmağında var keyfince ak gardaş.
Tetikte ol, Ermeni’niyle saf tutan
Ellerine silah verip kışkırtan
Yıllar yılı üzerine saldırtan
Kan emici canavarlar çok gardaş.
Hocalı’da soykırıma uğradın
Fuzuli’de insanlığı aradın
Sulh içinde yaşamaktı muradın
Katillerin merhameti yok gardaş.
Bozdukları bu kaçıncı ateşkes
Davan haklı, mücadelen mukaddes
Meydanlarda bir fırtına gibi es
İnlerini başlarına yık gardaş.
Şehrinle bir ahalini yakanı
Tarihini tahrip edip yıkanı
Masum sivil halka kurşun sıkanı
İt gibi kov, deliğine tık gardaş.
Muhareben mazlumlara misaldir
Ananın ak sütü gibi helaldir
Işığımız yıldız ile hilaldir
Dar gününde gökyüzüne bak gardaş.
Ülkü denen bir bedende yaşarız
Sen vurulsan cansız yere düşeriz
İlelebet gönlümüzde taşırız
Sevda gönle olur mu hiç yük gardaş?
Oğuzlardan, soyumuz bir seninle
Dili, dini, toyumuz bir seninle
Dalda yürür, suyumuz bir seninle
Bir ağacız, kökenimiz tek gardaş.
Duysun artık şu karanlık, sağır çağ
Duysun Türk’ün öz yurdudur Karabağ
Nice belde, nice diyar, nice dağ
Başlarına bayrağını dik gardaş.
Davana baş koyanları yâd eyle
Şehitlerin ruhlarını şad eyle
Şehir şehir, ilçe ilçe ad eyle
Kıvanç duyar bundan nice Türk gardaş.
18.10.2020
Salih ERDEM