Gardırobunuzda kimi saklarsınız?

Hep anlatılır. Adam eve gelir, kadının gardırobuna doğru hışımla gider. Sinirli bir halde açar ve birlikte olduğu kadına ‘’ oradaki kimmmm’’ diye sorar? Kadınlar da bunu sıkça yapar ama bu pek dillendirilmez. Çünkü onlar genellikle rakibini yatakta yakalar. Eşler arasında bu ilginç dedektiflik yarışından ben bir fantezi üreterek, yeni bir moda akımı başlatmak istiyorum.

Her kadının içinde bir erkek, her erkeğin içinde bir kadın vardır. Bu illa birlikte yaşadığımız kadın ya da erkek değildir. O bizim sır gibi sakladığımız, özenle koruduğumuz kahraman içimizdedir. Korunaklı bölgemizde ona bir yer ayırıp orada sessizce bizimle olmasını bekleriz

Bazen o içimizde sessiz durmaktan bıkarak, ikili hayatımızın içine girdiğinde ortalık toz duman olur. İkili hayatın üzerine kara bulutlar çöker.

Durgun duran beraberlik denizinde ortaya çıkan cazip bir balık (kahramanımız) , denizi karıştırmaya, dev dalgalar oluşturmaya başlar. Kadın ve erkek, hemen yüzme dersleri almaya (psikologlara ve evlilik danışmanlarına) gider.

İşte o korunaklı yerde sessizce duran bay ya da bayan kahramanımız (!) , bir gün gardırobumuzdaki elbiselerin arasından muhatabına ‘’ aaa.. siz misiniz? Şimdi ne olacak? Ben geçerken bir uğramıştım. Bu dolapta ne işim var? ‘’ gibi saçmalamalarla vakit kazanıp oradan son hızla tüymeyi hesaplar kuyruğu titretmeden.

İşte bu fanteziden yola çıkarak yeni bir moda akımı başlatıyorum.

Kadınlar içlerindeki o sır erkeği, bundan böyle en azından giyimleriyle özel gardırobuna alma hakkına sahip olacaklar. Bu Brad Pitt’in bir filmdeki giysisi, Richard Gere’nin bir elbisesi, Sanatçı hayranı kadınlar için Salvador Dali’nin kıyafeti, müziksever kadınlar için Frank Sinatra’nın bir giysisi olabilir.

Erkekler için içlerindeki kadın Madonna, Marilyn Monroe, Angelina Jolie ya da başka bir kadınsa o kadını temsil eden bir giysiyi gardıroplarına koyma hakkı olmalıdır. Ve her ikisi de birbirlerine ‘’Bak sevgilim, gardırobumda Brad var.’’ Erkek ise ‘’ ne yapalım yani benim gardırobumda da Angelina var ‘’ diyebilmeli. Bu benim başlattığım moda akımının yaygınlaştığını bir düşünün. İçimizdeki kadın ve erkek, evdeki yasal konumunun bilinciyle üçüncü bir kişi olarak hayatımızdaki yerini alacak. Kadın ya da erkek sıkıldığında birbirlerini değil, gardıroblarında yer alan kahramanlarının giysilerini değiştirecek. Evet bu yeni moda akımının sloganını bulalım.

‘’ Gardırobunuzda ona yer açın. İçinizdeki sevgiliye her an dokunun !’’