Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Garip bir arzu

Garip bir arzu
 

Gece geç yatınca çoğumuz maalesef geç kalktık bu sabah… Mazerete bakın siz…

Yeni yıldan gerçekleşmesini istediğimiz onca beklentilerimiz varken, daha ilk günden tembellik bahanesine sığınarak arzularımıza kavuşmamız mümkün mü?

Ne olursa olsun başarının ilk ve en önemli şartı çalışmaktır… Belki gereğinden fazla… Çünkü herkesin bu çıtayı yakalamak için uğraş verdiğini düşünürseniz, aradan sıyrılabilmenin başka çaresi yok.

Gece ve gündüz kendine göre özel bir anlama ve işleve sahip. Günler, çalışmak için bize lütfedilmiş zaman parçaları… Geceler de, ertesi gün yine aynı gayretle hayata sarılıp kaldığımız yerden daha ilerilere gidebilmek için, tükenen enerjimizi yenilememize yarayan dinlenme saatleri…

Ne müthiş bir düzen ve ne ilginç bir tasarım…

*****

Doğanın insanlığa sunduğu nimetlerin mükemmelliği konusunda sanırım hiçbirimizin farklı bir düşüncesi yok. Ama davranışlarımızın ve uygulamalarımızın çoğunda nedense doğaya inat bir saçmalık olmasına aldırış etmiyoruz. Hatta bunu bir beceri, bir başarı gibi sunanlarımız da oldukça fazla...

Şu yılbaşı geceleri hayatında hiç içki içmeyenlerin bile, ille de bir şeyin şartıymış gibi kendilerini zorla sarhoş etmeye kalkışmaları, bence doğaya karşı bir başkaldırı denemesinden başka bir şey değil.

“İnsan aklı”ndan daha müthiş bir mucize biliyor musunuz?

Göz göre göre bu sırrı çözülememiş yeteneği köreltmek için özel bir çaba harcamak, bana hep saçma gelmiştir. O yüzden sarhoş olmak kadar garip başka bir arzu düşünemiyorum.

Gününü gün etmeyi sevenlerin sığındıkları limanlardan biri de hiç kuşkusuz pragmatizmdir. Onu insan hayatının bir amacı olarak görenler, kendilerine görünür bir fayda sağlamadığını düşünerek, iyilik gibi, yardım gibi, kutsal değerleri bile hiçe sayıp, insanlığın en büyük erdemini ayaklar altına almaya bile aldırmazken, bugüne kadar dünyada kimseye zarardan başka bir şey getirmeyen sarhoşluğu nedense tahlil etmeyi akıllarına bile getirmiyorlar.

Güzel başlayıp kötü biten alkollü eğlence senaryolarının, oyuncularını da içki içmesini bilmeyen acemiler teşkil edince, sonu hastaneye, hapishaneye hatta mezara uzanan öykülerin sayısı ne yazık ki çok fazla…

Yeni yılın ilk günü haberlerinin çoğu bu minval üzere olunca, aklımdan geçenleri yazıya dökmek istedim. Ben hayatı ciddiye almak gerektiğine inananlardanım. Hayatın bizi ciddiye almasını sağlamak belki elimizde değil ama, istersek biz onu ciddiye almayı başarabiliriz değil mi? .

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..