Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Garip bir bayram yazısı

Garip bir bayram yazısı
 

Kaynak: static.siberalem.com


İyice çocukluğuma iniyorum, düşünüyorum, deşeliyorum… Ihh, bayramlara ilişkin kötü bir anı bulamıyorum…

Babası bayram namazından dönerken sıcacık ekmek alıp gelen, neşe içinde kahvaltı eden bir aileydik.

Bayramlık giysimiz de oldu hep, hediyelerimizi de aldık…

Kurban kesimine de şahit olmadık; keza kurbanlık koyun ile sevgi bağı kuracak kadar bir arada olmamamıza da özen gösterildi…

Yok, bayrama rast gelmiş ciddi bir tartışma, ya da aile içi bir huzursuzluk da yok!

Neden yazıyorum bunları; zira bayramları sevmiyorum ben artık!..

******

Tam olarak ne zaman başladı, inanın farkında değilim, minik minik birikimler toplanmış meğer; son yıllarda ortaya çıktı bu durum.

Yirmili yaşlarımın başlarındaydım, annemden duymuştum komşu iki kız kardeşin, vallaha yalanım olmasın, fitre miydi, zekat mı, ben sana vereyim, sen de bana diye anlaştıklarını.

Nasıl yani, Allah’ı mı kandırıyorlar?

Ne biçim mantıktır bu, paran yoksa vermezsin, bu kadar basit!

Heybeme attığım ilk birikimdir!

******

İkincisi sanıyorum ki kestikleri kurban etlerini dondurucularına istifleyenlerin ve adet yerini bulsun diye etin en işe yaramaz bölümlerinden yedi eve dağıtanların var olduğunu öğrenmemdi!

Kurban kesecek yeterli parası olmamasına rağmen harç borç alınan kurbanlıklar eklendi sonra…

“Kurban kestik” diye böbürlenenler…

******

Mesela küsmeyi de hiç anlayamadım ben, ilişkinin düzeyini ayarlarsın olur biter; küsüp de barışmak için bayrama kadar bekleyenleri anlamam ise hepten olanaksız!

Madem barışacaksın, bayramı beklemenin anlamı var mıdır, yarına kimin sağ çıkacağı belli değilken?

Haa, ama ne diyecek “Bayram diye geldim... Yoksa…”

Yani, sanma ki bayılıyorum sana tarzında ve halledilmemiş problemler nüksettiğinde elinde yeni bir malzeme: “Eşeklik bende, bayram dedik geldik ziyaretine!”

******

Samimi gelmiyor bunlar bana, sanıyorum bu yüzden bayramları artık sevmiyorum!

Sevgililer gününün bizim toplumumuzda kutlanış tarzını da sevmiyorum, mesela, tümüyle ranta dönüşmüş durumda ve bu rant peşinde koşan kurtlar çoğu kere insanların o gün mutsuzluğuna neden oluyorlar!

Bir kart, minik bir çiçek ile sevginin ifade edilmesi varken, tek taş yüzük reklamları yapıldıkça bileniyor kızlar! O günün sonu, maalesef, çoğu kere hüsran!

******

İlle de düğün yapma geleneğini de bu manada anlamsız bulmaktayım, hatta çoğu durumlarda fazlasıyla kızmaktayım!

Harç borç düğün yapılıyor, sonra da ya göstermelik takı takılıp, ertesi gün geri alınıyor, ya da borçları kapatmak için talep ediliyor!

Yapma! Hiç birini yapma! Ne yalandan takı tak, ne de yeterli ekonomik şartların yoksa düğün yap!

Yeni evli çiftin arasına ilk nifak tohumlarını ellerinizle ektiğinizin farkında değil misiniz?

******

Tabii, bir de son yıllarda bayramların siyasete alet edilme durumları da var; mesela iftar çadırlarında oy açılımı yapılması falan! Hele son Ramazan süresince, hatırlarsanız, her iftar çadırında referandum konuşması yapılmıştı!...

Dedim ya, garip bir bayram yazısı; kusura bakmayın, heybemdeki tüm bu birikenlere rağmen “Canım bayram, güzel bayram” tarzı yazı yazsaydım, kendi boynuma da “Samimiyetsizdir” yaftasını derhal asardım!

Yine de…

Kendi samimiyetleri içinde bayramın coşkusunu duyanların bayramı kutlu olsun!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..