Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '12

 
Kategori
Güncel
 

Garip ozan Neşet Ertaş

Garip ozan Neşet Ertaş
 

Varol Büyük Usta...


Konserlerinde ve programlarında “ayaklarınızın türabı, gönüllerinizin hızmatçısyım” (hizmetçisiyim) diyen yüzlerce türkünün söz yazarı, bestecisi büyük usta gönül insanı Neşet ERTAŞ ustayı sonu olan bu dünyadan sonsuzluk âlemine uğurladık.

Yıllar önce türkülerle ilk tanıştığım dönemde radyoda “küstürdüm gönlünü güldüremedim” türküsüyle misafir etmiştim gönül evime Neşet Usta’yı sonra da hiç ayırmadım dünyamdan. Ne kadar türküsü varsa dinleyip dilimden düşürmedim. Orta Anadolu’nun ve özellikle Kırşehir yöresinin şive ve ağız yapısı ilk zamanlarda türkülerinin anlaşılmasını kendi adıma zorlaştırsa da zaman geçtikçe anladım ki bu türkülerin güzelliği ve bağlayıcılığı buradan geliyordu. Gönül dağı dediğin şey, Neşet Usta’da Gögul Dağı oluyor ve aslında doğrusu da böyle oluyormuş.  

Zahide’m gurbanım n’olacak halım… Usta Kırşehir’den gökkubbeye bir nara attı biz onu İstanbul’dan, Ankara’dan, Hakkari’den, İzmir’den Almanya’dan, Hollanda’dan kısacası dünyanın her yerinden duyduk. Herkes sevdiğine böyle gurbanım dedi, bu türküyle dertlendi ağladı…

Tatlı dile, güler yüze doyulur mu… Hem çaldı sazını hem söyledi sözünü, küstürdüm gönlünü dediği yârin gönlünü belki böyle aldı. Yârin ettikleri naza yar aşkına çalan saza doyulur mu…  Hiç doyamadak Neşet Baba hiç doyamadık…

Ah yalan dünyada yalan dünyada… Dünyanın fani olduğunu şad olup da yüzünün gülmediğini her fırsatta dile getirdin usta hangi yarda murad varsa onda kaldı, sen yine döndün can yoldaşın bir kuru sazına. Sen ne çok insanın aşkını, açlığını, yokluğunu, mutluluğunu, derdini yaşamışsın ve onlara ortak olmuşsun ustam. Bir programda sana sordular kaç tane türkün var diye, cevabın şuydu “bilmiyorum sahibi olmayan hangi türkü varsa benimdir. Gerçekten yüzlerce türkü, beste ve bunların yanında anonim gözüken birçok türkü… Ankara’ya bir yol parasına gidip plak yapıp, Kırşehir’e döndüğün zamanlardan 2012’ye… Dile kolay eski plakların sonradan yeni ses teknolojisiyle tekrar çalındı söylendi. Nice bağlama ustasıyım diyen senin eserlerini dile getirdi, fakat her biri farklı bir yorum olmaktan öteye gitmedi. Senin tavrın ve sesinin rengi kimsede olmadı ve bu türküler senden başka kimseye bu kadar yakışmadı…

Türkülerin sayesinde nice sanatçılar kendilerine imkan buldu ve belki de meşhur olma fırsatı buldu. Sen her birimizin dert ortağıydın. Hakkında ne söylesek az kalacak… Sen bizlere hakkını helal et. Mekânın cennet olsun Usta’m.Garip Ozan Neşet ERTAŞ

Konserlerinde ve programlarında “ayaklarınızın türabı, gönüllerinizin hızmatçısyım” (hizmetçisiyim) diyen yüzlerce türkünün söz yazarı, bestecisi büyük usta gönül insanı Neşet ERTAŞ ustayı sonu olan bu dünyadan sonsuzluk âlemine uğurladık.

Yıllar önce türkülerle ilk tanıştığım dönemde radyoda “küstürdüm gönlünü güldüremedim” türküsüyle misafir etmiştim gönül evime Neşet Usta’yı sonra da hiç ayırmadım dünyamdan. Ne kadar türküsü varsa dinleyip dilimden düşürmedim. Orta Anadolu’nun ve özellikle Kırşehir yöresinin şive ve ağız yapısı ilk zamanlarda türkülerinin anlaşılmasını kendi adıma zorlaştırsa da zaman geçtikçe anladım ki bu türkülerin güzelliği ve bağlayıcılığı buradan geliyordu. Gönül dağı dediğin şey, Neşet Usta’da Gögul Dağı oluyor ve aslında doğrusu da böyle oluyormuş.  

Zahide’m gurbanım n’olacak halım… Usta Kırşehir’den gökkubbeye bir nara attı biz onu İstanbul’dan, Ankara’dan, Hakkari’den, İzmir’den Almanya’dan, Hollanda’dan kısacası dünyanın her yerinden duyduk. Herkes sevdiğine böyle gurbanım dedi, bu türküyle dertlendi ağladı…

Tatlı dile, güler yüze doyulur mu… Hem çaldı sazını hem söyledi sözünü, küstürdüm gönlünü dediği yârin gönlünü belki böyle aldı. Yârin ettikleri naza yar aşkına çalan saza doyulur mu…  Hiç doyamadak Neşet Baba hiç doyamadık…

Ah yalan dünyada yalan dünyada… Dünyanın fani olduğunu şad olup da yüzünün gülmediğini her fırsatta dile getirdin usta hangi yarda murad varsa onda kaldı, sen yine döndün can yoldaşın bir kuru sazına. Sen ne çok insanın aşkını, açlığını, yokluğunu, mutluluğunu, derdini yaşamışsın ve onlara ortak olmuşsun ustam. Bir programda sana sordular kaç tane türkün var diye, cevabın şuydu “bilmiyorum sahibi olmayan hangi türkü varsa benimdir. Gerçekten yüzlerce türkü, beste ve bunların yanında anonim gözüken birçok türkü… Ankara’ya bir yol parasına gidip plak yapıp, Kırşehir’e döndüğün zamanlardan 2012’ye… Dile kolay eski plakların sonradan yeni ses teknolojisiyle tekrar çalındı söylendi. Nice bağlama ustasıyım diyen senin eserlerini dile getirdi, fakat her biri farklı bir yorum olmaktan öteye gitmedi. Senin tavrın ve sesinin rengi kimsede olmadı ve bu türküler senden başka kimseye bu kadar yakışmadı…

Türkülerin sayesinde nice sanatçılar kendilerine imkan buldu ve belki de meşhur olma fırsatı buldu. Sen her birimizin dert ortağıydın. Hakkında ne söylesek az kalacak… Sen bizlere hakkını helal et. Mekânın cennet olsun Usta’m.

Seydhan KARA

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 112 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 8
: 950
Kayıt tarihi
: 04.09.12
 
 

Sanat sever, Kitap sever, Okur yazar, Bilgelik, maneviyat ve erdem yolunun yolcusu...   İ..