Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '07

 
Kategori
Günübirlik Turlar
 

Garipçe

Garipçe
 

Marmaracık koyu ile başlayan ve Rumeli Feneri devam eden bir haftasonu gezimizde keşfetmiştik Garipçe’ yi. Buraya mutlaka gelmeliyiz diyerek de not etmiştik hafızamıza. Kısmet 2006 Zafer Bayramı imiş. Arkadaşlarla bir gün önceden planımızı yaptık ve sabah kahvaltı için Garipçe’nin yolunu tuttuk.

Ya kahvaltı yapacak yer bulamayız düşüncesi ile Sarıyer’de börek almak için mola verdik. Tamam kahvaltı bulamamak bahane, amaç tabii ki börek yemek. Kilyos yoluna girip ormanlık bir yolda ilerlerken ilk önce Koç Üniversitesi kampüsü çıktı karşımıza. Böyle bir yerde okumanın iyi ve kötü yönleri üzerine bir geyik başlattık aramızda. Neyse ki manzara harika olduğu için çabuk bitti geyiğimiz.

Garipçe tabelasından dönüp, anayoldan ayrıldık. Daralan bir yoldan köye ulaştık. Yol deniz ile birlikte bitti. Burası hala İstanbul sınırları içinde mi diye sorası geliyor insanın. Sanki Anadolu’da küçük bir köy, balıkçılık ile geçinen ufacık bir köy.

Deniz kenarında bir masa, köy usulü açık büfe kahvaltı, arkadaşlarınız ile güzel bir sohbet. Daha ne ister ki insan.

Evet burada İstanbul’da her köşe başında görmeye alıştığımız açık büfe kahvaltılardaki gibi 6-8 çeşit peynir, 3-4 çeşit salam, 4-5 çeşit reçel yok.. Taze yumurta, beyaz peynir, mis gibi domates ve biberler ile nefis bal var. Yanında taze demlenmiş çay ile köy ekmeği, bolca huzur ve dinginlik var.

Farklı bir gün geçirmek için bulunmaz bir yer Garipçe.

Bu kadar ballandıra ballandıra anlatmakla kötü mü yaptım acaba? Ya Garipçe de Anadolu Kavağı gibi çok rağbet edilen bir yer olursa endişesi sardı bir anda içimi.

Sakin güzel bir gün geçirmek için gidelim Garipçe’ye. Ama bırakalım değişmeden olduğu gibi kalsın, dinginliği ve huzurlu ortamıyla…

 
Toplam blog
: 67
: 1640
Kayıt tarihi
: 18.10.06
 
 

Biz Tiryaki ailesi gezmeyi ve gördüğümüz yerlerin fotograflarını çekmeyi çok seviyoruz. Blogumuzda, ..