Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '13

 
Kategori
Özel Lezzet Durakları
 

Gastro İstanbul'da her şeyi yemek (Biber gazı dahil)

Gastro İstanbul'da her şeyi yemek (Biber gazı dahil)
 

Gastro İstanbul


11 Mayıs Cumartesi'yi iple çekiyor insan eğer yemek yemeği keyif olarak görüyorsa. Bir yaşam biçimi, mutluluk sebebi ve ayrı bir kültür şu yemek işi. Çalışan insan profili ancak haftasonları sosyalleşebilir mottosundan yola çıkarak cumartesi gastro olabildik ancak.

Yer Maçka Küçükçiftlik Park. Lokasyon ve zamanlama inanılmaz.Beşiktaş'ın İnönü Stadyumu'ndaki son maçı. Sadece park çevresi değil, stad çevresi de inanılmaz kalabalık. Festival alanı normal bir düzen içinde. İşin en güzel tarafı İstanbul'daki bir çok elit mekan kopup gelmiş stad açmış. Hepsi menülerinden 3 - 4 parça çeşit sunuyor. Kimisi bildik lezzetler kimisi enteresan. Lucca'da enginarlı meze muhteşemdi mesela. Hayatımda ilk defa ördek yedim. Sushi'yi farklı bir yorumla Vogue'da deneme şansım oldu (az pişirilmiş ve sıcaktı). Karadut çorbası diye lanse edilen içecekten içtim. Çorba sadece işin ilgi çekici kısmı olmuş. İki farklı limonata içtim biri satsumalı diğeri frambuzalı. Genel olarak tüm içeceklerde şeker pek yoktu. Birkaç kişiye içtikleri farklı limonataların tadını sordum ve aynı cevabı aldım. Ortak bir karar mı yoksa tesadüf mü bilemedim.

Genel olarak her mekanın etli bir tabağı vardı ve ortalam 20 TL fiyat koymuşlar. Humuslu ahtapot enteresan bir tat oldu. Lübnan'da denediğim tabule de vardı ama orjinal tadını bildiğimden burda tekrar denemedim. Divan Pastanesi'nin ilk kez festivalde lanse ettiği çilekli eklerini denedim, hafif ve şahaneydi. Portex'in tiramisusu da oldukça lezzetliydi. Frankie'nin kızarmış kokteyl karidesi güzeldi. Dayanamadık ve Kırıntı'nın 5 TL'ye fiyatına göre oldukça büyük bir tabakta nachoslarını denedik. Somon brüchetta ise enfesti bu arada.

Festivalin güzel taraflarından biri Lebnon'un sahibi Arda Türkmen ve Refika ile tanışma fırsatını yakalamış olmak. Refika inanılmaz bir insan, böylesine mütevazilik böylesine kibarlık görmedim desem arbartmış olmam. Hürriyet yazarı Onur Baştürk ile merhabalaştık. Kendisi en son Danimarka'da dünyaca ünlü Noma restoranda canlı karidesi görmüş biri ve nazarımda enteresan bir kişilik netekim. Sosyal medyada ve köşe yazısında belirttiği üzere kanlı canlı karidesi yememiş haliyle. Alanda +18'lik bir yer dahi ayrılmış. Bu bölgede sadece alkol satışı var. İçkisini alan bu alanda sosyalleşiyor.

Büyük dev bir çadıra girdik. Mehmet Yaşin, Refika, Arda Türkmen ve yemek sektörünün öncü isimleri ile söyleşi yapılıyordu. Mehmet Yaşin yemek-içme sektörünün başbakanı mübarek. İri cüssesi ve çadıra girerken arkasındaki 3 kişi ile noluyoruz hayırdır olduk bir an. Çadır nasıl soğuk anlatamam. Klimanın dibine vurulmuş. Aradan 15 dk geçiyor ve herkes içeri doluşuyor. Biz ne olduğunu anlamadan sebebi öğreniyoruz. Beşiktaş'ın son maçı nedeniyle taşkınlık yapan gruplara biber gazı atılmış. Bizde diyorduk acaba daha yemediğimiz ne kaldı diye. Sorumuzun cevabını aldık : biber gazı! Neyseki uzun sürmedi, çadırda 30 dk'lık mahsur hayattan sonra çıktık yine kaldığımız yerden devam ettik. Burada daha hatırlayamadığım şeylerde yemiş olabilirim. Daha fazlasını gidin siz tadın.

Uzun lafın kısası, İstanbul'da olupta popüler mekanlara hem fiyat hemde lokasyon sebebiyle gidemeyenler için güzel bir fırsat yaratılmış. Enteresan şeyler tatmak isteyenler hem yemeğe hemde müziğe doyuyor. Geç vakte kadar kalamasakta program genel anlamda dolu ve hareketliydi. Kaçıranlara uyarı : bugün sonmuş. Sevgilye duyurulur. Midesini bayram ettirmek isteyen buyursun gitsin.

 
Toplam blog
: 42
: 2022
Kayıt tarihi
: 05.08.10
 
 

1983 İzmir doğumluyum. Doğduğumdan beride bu şehirde yaşıyorum. İlk, orta, lise ve üniversite hay..