Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Gayet tabi

Gayet tabi
 

sessizce gidin. hafifleyeyim.


Daha önce de defaatle belirttiğim gibi, ben ayrılmak istiyorum Bacaksız. Zira uzun zamandır evim çok pis. Evim pis olunca bazen sinirlerim bozuluyor, biliyorsun, yok yere mezon alan teorisini düşünüyorum. Fizik yasaları beni çok hırpalıyor, damımda akıyor bir yandan, ben arınmak istiyorum. Geçen gece bütün vidalarımı itinayla söküp kendimi açtım. Anatomik olarak kimseden bir farkım yokmuş, ben de insanmışım. Bunu görmek büyük bir hayal kırıklığı yaşamama neden oldu, biriktirdiğim onca şeyi , seyrettiğimiz dur 1dakka oyununu, telvin çağrılarını hatta pencere önü çiçeğini bile bulup çıkaramadım içimden. Sonra fesleğen gibi de kokmuyormuş içim. Niyeee niyee niye ? diye sorular da çıkmadı benden biliyor musun. Hep karnımı kurcalardı oysa.. neyse işte zaten sonrasında da bir türlü toparlanamadım. İnsan vücudu tatile gidilirken ne bulursan tıkıştırdığın bir bavul gibi, bir kere açtıysan bir daha katiyen aynı şeyleri içine sığdıramıyorsun. İşte benim de kendimi söküp takmaya çalıştığım o gece, bütün organlarımı hatırladığım kadarıyla yerlerine yerleştirdikten sonra bir parçam dışarıda kaldı. Anlayacağın, bir süredir beynimi dandik bir pazar poşetinde taşıyorum. Eksik kadroyla iyi bir mücadele sergileyemiyorum, ben herhangi bir sahnede sergileyebileceğimiz bir piyesi hayal ediyorum halen bacaksız. Ama daha değil, biliyorum..

Bir zaman kadar önce saatimin pili bitti. Ne kadar zaman önce olduğunu bilmiyorum çünkü dediğim gibi, saatimin pili bitti. Bana kalırsa saat hep öğleden sonra 3 ama insanları buna ikna etmem her zaman mümkün olmuyor. Onlara göre ya çok geç kalıyorum yahut da epey erken gitmiş oluyorum. Oysa bence öğleden sonra 3 her şey için mükemmel bir zaman, ben hep bu zamanda kalmak istiyorum. Zaman denilen şeyle ne kadar büyük bir husumetim olduğunu bir türlü anlamayıp beni kendi zamanına ayarlamaya çalıştığın için de senden ayrılmak istiyorum Bacaksız, olmuyor, ben çok yıprandım. Şimdi tutup da beni çok üzüyorsun falan filan demeyeceğim. Üzülmek mesele değil çünkü, üzüntülerle nasıl baş edeceğimi biliyorum. Ama bu kadar çok öfkeyi ne yapacağımı bir türlü bulamıyorum. Kavga etsek belki biraz rahatlarım. Ancak kavga belli bir samimiyet gerektirir. Seninle o kadar samimi olduğumuzu düşünmüyorum. Halbuki ben gerektiğinde başımı omzuna koyabileceğim birini değil , sinirlendiğimde direktoman kafayı koyabileceğim birini arıyorum. Sana kafa göz dalamadığım için bir türlü sakinleşemiyorum, ben ayrılmak istiyorum Bacaksız.

Geceleri uykumdan uyanıp da yanımda kendimi görünce korkudan aklım çıkıyor. Onca yıllık kendimim, hala kendime alışamadım. Yani ben henüz kendimle ilgili oryantasyon sürecimi tamamlayamamışken bir başkasına alışmamı beklemek delilik olurmuş Bacaksız, delirme, ben ayrılmak istiyorum. Şu sıralar her şeyi kabullenmenin getirdiği bir rahatlık yaşıyorum. Gördüğüm kadarıyla sende de pek bir şey değişmemiş. Bencillik müessesesindeki bu istikrarından dolayı,içinde durmadan pönküren canavarını ve seni çok tebrik ediyorum, ama ben ayrılmak istiyorum Bacaksız. Bir süredir aklımda ciğerlerime bir kıyak geçmek adına sigarayı bırakmak ve tekrar yüzmeye başlamak vardı. Hatta bunun için sarhoş kafayla gidip bir havuza bile yazıldım. İşte bu tarihi başlangıç için bugünü belirlemiştim. Havuz için bone kullanmam gerekiyormuş. Çıkıp bir bone aldım. Hemen yanındaki büfeden de bir karton sigara. Şu anda yeni bonemi nereme soksam diye düşünüp sigara içiyorum. Sana bu satırları ebemin tenasül uzvundan yazıyorum, her şeye rağmen seni seviyorum, ama ben ayrılmak istiyorum Bacaksız.

Piano piano

 
Toplam blog
: 9
: 1079
Kayıt tarihi
: 11.03.11
 
 

1990 yılında Kastamonu'da doğdu. Bir gitarın -re- teli olarak yaşamına devam etmektedir...