Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '08

 
Kategori
Emlak
 

Gayrimenkul Sektörü Üzerine Kanaatler

Gayrimenkul Sektörü Üzerine Kanaatler
 

Son günlerde telefonlarda hissedilir bir azalma oldu, tabi kendi gözlemim de olsa durgunluğu salt buna bağlayacak değilim.

Gazeteye verdiğimiz satılık daire ilanı için 1 hafta boyunca 1 kişi ararsa, savımızı destekleyen başka bir örnek de çıkmış olur.

Gerçekten de internet, tabelayla baş başa gidiyor aramalarda; gazete ilanının esamesi bile okunmaz bu iki mecranın yanında.

Neden bu kadar durgunlaştı sorusuna verilebilecek bir sürü yanıt var.

Arzın talepten fazla olmasından da bahsedebiliriz.
Faizlerin düşmesi beklenirken bilhassa artmasından da,
Kur yüksekken dolar alanların zarar etmeme adına gayrimenkul yatırımlarını ertelemesinden de,
Bir anda çok sayıda insanın nitelikli projelere giderken, onların boşalttıkları yerlerin doldurulmasının güç olmasından da (özellikle Kozyatağı Bölgesi’nde uzmanlığı bulunan bizim ofisimiz için Ataşehir örneği yeterlidir sanırım).
Üretmediğimiz halde fazla tüketip de kredi kartı vb. şekilde gelecekten yediğimiz için insanların birikimlerinin kalmamasından da bahsedebiliriz,
bu listeyi detaylandırarak uzatmak da mümkündür elbette.

Bankaların verdiği konut kredisi faiz oranlarının %1.40 – 1.50 seviyelerinde olduğunu hatırlayarak; Ağaoğlu’nun bile projelerindeki daireleri satmak için % 0.60’tan başlayan koşullarla kredi verdiğini düşünürsek durumun vahameti biraz daha iyi anlaşılabilir sanırım.

Her yerde satılık-kiralık tabelaları var; artık insanlar daha fazla sayıda gayrimenkulu gezip ona göre karar verebiliyorlar ve doğal olarak maksimum fayda – minimum bedel orantısında en uygun yeri seçiyorlar. Müşterilerin beklentilerine ulaşmak da fiyatı düşürmekten geçiyor, çünkü alıcı az ve gelen potansiyel müşterileri de iyi değerlendirmek gerekiyor.

Muhitimde konuştuğum bakkalından sucusuna elektrikçisinden boyacısına herkes işlerinde azalma olduğundan, eski cirolara ulaşamadıklarından bahsediyor. Medyada büyük puntolarla yer almasa da hissedilen bir kriz olduğu gerçek.

Boya dükkanı sahibi bir arkadaşımın “Siz de işler durgunken biz de nasıl iyi olsun. Ev satılıp kiralanmadıktan sonra biz ne kadar iş yapabiliriz?” açıklaması sanırım gayrimenkul sektörünün etkilediği alt sektörlerdeki havayı iyi izah ediyor.

Üstüne demir fiyatlarına 1.5 ayda gelen %30luk zam haberi tuz biber oluyor. Yapılan açıklamalar, önemli bir maliyet unsuru olan demirdeki fiyat artışının yeni konut projelerindeki fiyatları da otomatikman arttıracağı yönünde. Normal fiyatlarıyla alıcı bulmakta zorlanan yeni konut projelerini, arttırılmış fiyatlarla nasıl satacağını düşünen müteahhitlerin işi zor.

Apartmanların elektrik işlerini yapan bir firmada çalışan arkadaşım, bazı müteahhitlerin kaba inşaatlarını satışa çıkardığını anlattı. Demir zammından sonra (daha önce elektrik aksamlara da hissedilir bir zam geldiğini söyledikten sonra) maliyetlerin şaştığını ve bazı projelerin yarım kaldığını söyledi. Tabi satamayan veya taahhüt altına giren bazı müteahhitlerin kaybolduğunu da ekledi.

Peki bütün bunlar karamsar olmak için yeterli mi? Ne taraftan baktığınıza da bağlı, bu dönem alıcılar için çok iyi bir dönem olarak da kabul edilebilir.

Çin’ce de “kriz”i anlatan kelimenin aynı zamanda “fırsat” anlamına geldiğini düşünebilenler için, durumun avantajlı yanları da olabilir. Ucuza ev almak isteyenler için de, yatırımlık yer arayanlar için de, hatta al-sat yapanlar için de iyi bir alım dönemi olduğu söylenebilir.

Yazıyı uzatmadan bitirebilmek adına, zor bir dönem olduğundan ve tez zamanda düzelmesi beklentisi içinde olduğumdan bahsedebilirim.

 
Toplam blog
: 5
: 1663
Kayıt tarihi
: 17.12.07
 
 

Kartal Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'nü bitirdikten son..