Gaz-maz, eksen-meksen. Çık gel bize teksen.

Ülkemizde yaşanan genel eksen kayması ve kaos bütün ülkeyi olduğu gibi blogerları da sarmış durumda. Aslında korkulacak, endişelenilecek bir durum yok bunda ama bazı bloggerlarımızın sabrı taşmış gibi…

Görünen o ki; görünen köyde klavuz istiyor bazen. Gazı gelenlerin gazını çıkartacak bir el, bir diz, biraz da sabır belki…

Sabrede sabrede ne hale geldik, ne eksenimiz kaldı kaymadık, ne yörüngemiz, ne de kasap yamağına aldıracak sinirlerimiz diyebilebilir bazı blogcularımız. Aslında onlarda haklı fakat kuru fasulyenin neden bir türlü pişmediğini merak eden sadece Zülfü Livaneli değil tabii. Bloggerlarımız da merak ediyor ve soruyor doğal olarak.

Gazımı nerede çıkarsam…? Kime çıkarsam? Nerede nasıl çıkarırsam daha fazla ses getirir? Diye…

Kimi aşk-meşk köşesinde çıkarır gazını, “etrafı fazla rahatsız etmiyim, kirletmiyim diye” kimi de dört yol ağzı diyebileceğimiz daha kalabalık alanları tercih edebilebilüüürrr.

Bu biraz görgü ile ilgili tabii. Avrupa kültürü almış olmak lazım kalabalık alanlarda gaz çıkartmak için. Orada açık alanlarda gaz çıkartmak bizdeki gibi ayıp değil biliyorsunuz. (Bilmiyorsanız da öğrenmiş oldunuz) Aşk duygusu da kalmadığından, "karaborsa olduğundan" aşk meşk kategorisini pek kullanmazlar bu işler için. (Bir şey varsa vardır zaten, yoksa ne gelir elden?)

Peki, tüm bu olup bitenden kaygılanmalı, endişelenmeli, delirmeli miyiz? Bence hayır. Ben olanları izleyip, çok eğleniyorum açıkçası. Aynen videoda göreceğiniz şu teyze gibi… Sizi bilmem.

Kırkbirkere maşallah. Yürü teyzem, kim tutar seni. Sana her yer Trabzon! :))

http://www.facebook.com/home.php?#!/video/video.php?v=127883243899690&ref=mf