Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '15

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Gazete değiştirmek adamı söyletir

Gazete değiştirmek adamı söyletir
 

google


Abdurrahman Yıldırım, Habertürk’e geçene kadar çok aklı başında metinler yazan bir ekonomi köşe yazarıydı. Sonra sonra, gerçekleri değil de, AKP’nin doğrultusuna uyan şeyleri yazmaya başladı.

Ancak bu kez yazdıkları, çıkarsal değil de, ekonominin temel bilgilerine aykırı şeyler olmuş gibi:

“Enflasyon yaratana kadar bol keseden paraya devam”

http://www.haberturk.com/yazarlar/abdurrahman-yildirim-1018/1033877-enflasyon-yaratana-kadar-bol-keseden-paraya-devam

AB’nin piyasaya 1 trilyon avro sürme kararı, enflasyon yaratmak için değil, ekonomik küçülmenin durması için (sanırım, büyüme için  dememek, gerekiyor, en azından şimdilik).

Enflasyon ve büyüme doğrudan ilintili sayılmaz pek.

TC, enflasyonla reel ekonomik büyüme sağlayan ender örneklerden biridir ve belki de aslında tekidir.

Bunu, ne ABD, ne de AB becerebilir, önümüzdeki 7 yılda yani. Gelen yalnızca (daha önceleri yazıldığı gibi), duble ve’nin ikinci ve’sinin dibi, yani ikinci batışıdır.

2007’ye dönelim:

Ekonomi büyüsün diye, ev piyasasına fazla yüklenildi. Kredi ödeyemeyecek insanlara kredi verildi. Ev fiyatları 3 katına dek şişirildi.

Sonra 2007 Krizi oldu.

ABD’de bile 200 bin dolarlık evler, 7 bin dolara düştü.

Yani:

Ders bir:

Çarşıdaki pirince giderken, evdeki bulgurdan olma.

Ayrıca / yanısıra:

Sürekli sürdülebilir borçlanma yoktur.

Borçlanma ile ile reel ekonomik büyüme yoktur.

Burada ilginç olan durum şu:

Zaten 2007 sonrasında ABD piyasaya 1 trilyon dolar, AB piyasaya 1 trilyon avro sürdü bile çoktan.

Ancak, ekonomik büyüme gelmedi.

Neden?

Çünkü, devletlerin, ekonomilerin ve kültürlerin de vadesi var.

AB’nin miyadı doldu.

Ancak, 1945’te dolmuştu. 2015’te tam kaput durumda oldu.

ABD’nin de miyadı doldu ama Osmanlı bile 300 yılda falan battı ancak.

ABD’nin miyadı 2029 civarında dolacak. Ben söylemiyorum, ABD’li gelecekbilim ve ekonomi yazarı Friedman söylüyor.

Yıldırım bunları ıskalamış.

Dönelim ona:

“Bu yönüyle kararın Türkiye’ye etkisi ticaret kanalı üzerinden pozitif olmaya aday.”

Herkes tam tersini söylüyor oysa. Her devrin iktidar adamı Deniz Gökçe bile.

Yıldırım’ın dediğinin olması için, AB’nin TC bonosu / tahvili alması gerekir.

Bunu yapar mı?

Para batırmak istiyorsa, yapsın.

2016’da TC, maaşlarını ödeyemiyor durumda olacak. (Bu ilk kez olmayacak, 2001’de deprem dış yardım paralarıyla maaşlar ödendi.)

Var mı bahse giren?

Yine Yıldırım:

“19 aya varan bu alım programı tamamlandığında 1 trilyon 14 milyar Euro’luk büyüklüğe ulaşılacak (yaklaşık 1.3 trilyon dolar). Bu miktar da, piyasaların beklediği parasal genişlemenin üzerinde. Beklenen tutar 1 trilyondu. Banka ise önceki gün basına kafa karıştırıcı bir sızdırma yaparak nabız yokladı. Aldığı geri dönüşe göre kararına ince ayar çekerek dün beklentileri karşılayacak şekilde 1 trilyonun üzerinde bir parasal genişleme paketi açıkladı. Kararın ardından herhangi bir bozulma olmadı. Ancak anlaşılması biraz zaman aldı ve fiyatlamasının yapılması biraz gecikmeyle gerçekleşti.”

Asıl çıkarsama:

Artık global ekonomi oyuncuları, olağan ekonomik reflekslerini yitirdi. O nedenle kasılıp kalıyorlar.

Neden?

Neo-Ekonomik Parametreler yaratılsın derken, eskinin parametreleri iflas ettirildi de ondan.

Şu anda global ekonomide hiçbir parametre tam işlemiyor artık.

Adamlar ne yapsın? Neye göre yapsın?

Yıldırım bunu anlamazlıktan geliyor.

Bunu görebiliyor mu?

Ondan emin değilim.

Hala devam:

“Yani ECB bir anlamda, IMF’nin fonksiyonunu da üstlenebilir.”

Bundan önce IMF ve Dünya Bankası vardı. Eğlenceli bir biçimde, birbirlerinin rollerini çaprazlama oynuyorlardı.

Şimdi ECB ve ABD Fed’i, ‘iyi polis – kötü polis’çilik oynuyorlar.

Öncülü de tutmadı, sonculu da tutmayacak.

Global hegemonya çabası, global ekonomik kaosa vardı.

Yaklaşık olarak, Dünya ekonomisinin bir yıllık parası kadar para, kara para ve denetlenemez (beyaz-kara) para durumunda.

Bunun da sorumluları sırasıyla, ABD ve ABD, IMF ve Dünya Bankası, ECB ve ABD Fed’i oldu ve olacak.

Sonuç, Roma’nın ve Osmanlı’nın batışındaki gibi:

Bütün büyük devletler batar. Arkasından Dünya ekonomisi de onlarla başaşağı çakılır. 50-100 yıllığına.

Şerh:

Ancak, tam çöküşler olmadan bile dünya ekonomisi 250 yıllık makro-makro inişler ve çıkışlar yaşar: Bolluk yılları ve kıtlık yılları yani.

Bütün büyük devletler kendi sonunu kendi getirir. Roma ve osmanlı da. ABD ve AB de.

Bütün büyük devletler savaşla batar. Yani, kılıçla gelen kılıçla gider. Önce iflas, sonra kan ve katliam gelir ardından.

Hadi Yıldırım, bunları da gazetende yaz da görelim bir.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..