Gazeteci Cüneyt Arcayürek'in ardından

Son günlerde acı üstüne acı yaşadık. Bu fani dünya kime kalır ki? Bilmiyorum fazla bağlanmaya değer mi? Prof. Dr. Talat Halman, usta  yazar Yaşar Kemal, Türk sinemasının ünlü isimlerinden Zeki Alasya, eski Cumhurbaşkanlarımızdan Kenan Evren, aradan kırk gün geçemeden büyük siyaset ve devlet adamlı ve 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’den sonra sessiz sedasız ünlü gazeteci Cüneyt Arcaytürek’te göç etti, elveda etti bu fani dünyadan. Gazeteci yazar Cüneyt Arcayürek’i yaklaşık 40 yıldır onu çeşitli gazete ve dergilerde yazılarını, röportajlarını severek okuduğumu belirtmek isterim. Son yıllarda Cumhuriyet’te yazıyordu. Daha önce sırasıyla Ankara Akşam haberleri, Kudret, Vatan, tekrar Ulus, Anka Haber Ajansı, Akis, Hürriyet, Tercüman, Milliyet, Güneş ve Bugün gazetelerinde çalışmış yazı röportajlarını izliyorduk. Girişken, çalışkan ve üretken bir gazeteci idi. Doğru bildiği konularda görüşlerini ve sözlerini söylemekten hiç çekinmeyen dopra dopra  yazmasını ve söylemesini  bilen bir gazeteciydi.

Kitabın ilk sayfalarında rahmetli  Cüneyt ARCAYÜREK şöyle bir sözle başlıyordu: 

"İki yanı keskin bıçak,

Kimin karnına girerse girsin acıtır"...

Peki Derin Devlet nedir veya nasıl tanımlıyorlar: Türk Dil Kurumuna  göre: Devletin çıkarlarını gözetip kolladığı öne sürülen, gözönünde olmayan, örtülü yasadışı güç" anlamında kullanılıyor. Derin Devlet kavramı ilk kez 1996'da devlet- mafya- siyaset üçgenindeki kirli ilişkilerin ortaya çıkmasına neden olan Susurluk olaylarından sonra kullanılmaya başladı. Bu KONUDA UZUN YILLAR ARAŞTIRMA YAPAN VE KİTAPLAR YAZAN TALAT TURHAN 'DA DERİN DEVLETTEN SIKÇA SÖZ EDİYOR.,,,

“Derin Devlet “  adını verdiği kitapta 1950-2007 yılları arasında geçen kontr Gerilla olaylardan söz ediyor. Bunlardan bazıları: “ Derin Tanımlamalar ( 11), Kontrgerillayı kim derinleştirdi? ( 13 ) ,Dipnot Glodia (19 ) , Derin’e Doğru ( 25),  Kontrgerilla Kavgaları ( 42) , Yıllar Geçer Sorun  Eskimez ( 52 ) , Gerçeği  kim bulacak ? ( 71)  ,Geleceği Gören Adam: Dr. Namık Gedik ( 110) , Madanoğlu Doğruluyor (113) , CİA’nın Merakı ( 119), Servis mı, Bakkal  Dükkanı mı? (  130), Yeni Bir Türkiye Tutkusu ( 133),  Teşkilatı Mahsusa ( 167), MİT Kime Benzer, Kime Benzemez ( 169) , MİT'İN  Her  Yerde Gözleri var ( 172) , Geçmişten Öyküler ( 183)  gibi  işlenen ve irdelenen konulardan sadece birkaçıdır. Geniş kapsamlı bir kitaptır.

Bu Kitapta rahmetle Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Hilmi Özkök ve en son yakında aramızdan ayrılan Süleyman Demirel’in de adları geçiyor. Değerli araştırmacı gazeteci yazar Cüneyt Arcayürek’te bu saygın devlet adamlarımıza kavuştu… Cümlesinin mekanı cennet olsun… Derin Devlet( Darbeler ve Gizli Servisler )  adını alan kitap tam 682 sayfadan ibarettir… Fırsat buldukça bu kitabı okuyorum ve yazarını rahmetle anacağım…  

Gazeteci-yazar Cüneyt Arcayürek 1928 yılında Ankara ‘da dünyaya geldi. 

Gazeteciliğe 1947'de ( CHP) Cumhuriyet Halk Partisi’nin yayın organı olan Ulus gazetesinde yazmaya başladı. Daha sonra Milliyet gazetesinde ve Metin Toker'in yayımladığı Akis dergisinde hem yazarlık hem de genel yayın müdürlüğü yapmıştır. Gazetenin yazarları, dün hayatını kaybeden usta gazeteci Cüneyt Arcayürek'in ardından yazdı. C.  Arcayürek 87 yaşında idi…

Değerli gazeteci meslektaşı Can Dündar ölümünden sonra Cumhuriyet şunları yazdı:  

“Dönüş tarihi belli olmayan izne çıktı”

Son konuşmamızda kızgındı sesi; kinayeli konuştu:
“Demek beni meydanlara çıkarmaya değer bulmadınız” dedi. Sonra vites yükseltti: “Kimse buna karar veren, ona selamlarımı söyle… O anlar.”
Konu, Cumhuriyet’in seçim kampanyasıydı. Gazetede seferberlik ilan etmiş, 35 yazarımızla meydanlara çıkmaya karar vermiştik. Bütün yazarlarımız aranmış, iller dağıtılmış, harita çizilmiş, ilan edilmişti.
Cüneyt Abi yorgundu, biliyorduk. Rahatsızlığını hiç dile getirmiyordu ama duyuyorduk. Yazarlarla konuşan arkadaşımız, bunları düşünerek, “Onu yorarız” kaygısıyla aramamıştı kendisini...
Oysa o, bu geminin kaptanıydı.
Kaptansız gemi nasıl yola çıkardı?
Telefonda sitemle başladığı konuşması, giderek öfkeye dönüştü:
“Kim karar vermiş benim alana çıkamayacağıma? Arasın beni, yüzüme söylesin.”
Haklıydı. Onun son gününe kadar gazetecilik yapacağını, son nefesine kadar meslekten kopmayacağını düşünmemiz gerekiyordu.
Bunu sadece düşünmemiz değil, ibret almamız, örnek almamız gerekiyordu.
görmek isterseniz...” diye aradı.
Cüneyt Abi’nin beyninin son ana dek yaşama tutunmasına elbette şaşırmamıştım. Zira çok gençti. Bedeni kaç yaşında olursa olsun, beyni hep gençliği, diriliği vardı” diye yazıyor Can Dündar…

Kitaplığımda hiç elimden düşürmediğim bir kalınca kitabı vardır. “Derin Devlet “ ( 6. Baskı Şubat 2007 – İstanbul ) adını taşıyor. Kitabı aldığım tarihi: 25 Haziran 2008. Aradan 7 yıl geçti. V e aynı aydas sevgili Cüneyt Arçayürek elveda ediyor… Nasıl bir rastlantı… Değerli şair Hasan Hüseyin Korkmazgil ’de bir şiirinde  “ Haziran’da ölmek zor “diyordu… Haziran’da kimler gitmedi ki…Heyhat!...

ESERLERİ:

 Demokrasinin İlk  Yılları: 1947-1951 Yeni İktidar Yeni Dönem: 1951-1954 (1985) Bir İktidar Bir İhtilal: 1955-1960 (1985) Yeni Demokrasi Yeni Arayışlar: 1960-1965 (1985) Çankaya'ya Giden Yol: 1971-1973 (1985) Hapishanedeki Ecevit (1986) Müdahalenin Ayak Sesleri: 1978-1979 (1986) Ku-De-Ta (1987) Şeytan Üçgeninde Türkiye (1987) Demokrasinin Sonbaharı: 1977-1978 (1987) Ku-De-Ta 2 (1988) Çankaya Hesaplaşması (1990) Demokrasi Dönemecinde Üç Adam (1999) Bekleyen Adamın Gerçekleşen Düşü (2000) Bir Giden Bir Gelen Bir Bekleyen (2000) Kriz Doğuran Savaş (2000) Sessiz Darbe (2001) Etekli Demokrasi (2001) Baba'sının Kızı (2001) Çankaya Muhalefeti (2002) Geri Gidişe İzin Yok (2003) Uzakta Kalan Tarih (2003) Darbeler ve Gizli Servisler: 1950-2002 (2003) Bir Zamanlar Ankara  (2005) Bir Özgürlük Tutkunu Bülent Ecevit (2006) Derin Devlet: 1950-2007 (2007) Çankaya: Gelenler Gidenler (2007) Atatürk'ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik? (2008)

Gazeteci Cüneyt Arcayürek geride birçok kitaplar ve yazılı araştırmaya dayalı kitaplar bırakarak aramızdan ayrıldı. Rahmetle ve saygıyla anıyor, başta Cumhuriyet Gazetesi olmak üzere tüm sevenlerine ve basın mensuplarına  başsağlığı diliyorum. Nurlar içinde yatsın…

Abdülkadir GÜLER

25 Haziran 2015- Söke