Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Gazeteci Gider, Kavga Biter (mi?)

Gazeteci Gider, Kavga Biter (mi?)
 

Bir Hayvan Dostu


Bekir Coşkun „Hürriyet Gazetesi“nden ayrılmış.

Üzüldüm.

Ayşe Arman köşesinde ona güzel bir veda yazısı yazmış. Herşeyden önce insan olarak onu değerlendiren, zarif, utangaç ve mütevazi kişiliğini, saflığını öven, „ezilenleri, fakirleri, ihtiyaç sahiplerini koruyup esirgeyen“ tavrına alkış tutan. „yaşlılara, çocuklara, hayvanlara olan sevgisine“ ve „dibine kadar sahici olan haline“ hayranlık duyan.

Bunlar Arman’ın sözleri. Sonunu da güzel bitirmiş. Hiçbir şeyin Coşkun’a olan sevgisini değiştiremiyeceğini belirterek.

Evet, insanlar işyerlerinden ayrılırlar, o veya bu sebeple. Gazeteci, köşe yazarı olsalar da.

Başka bir yerlerde yazmaya devam da edebilirler. Arman, Coşkun’un „Habertürk“ de yazacağını söylüyor. Bakalım, göreceğiz. Sevenleri oradan takip edebilirler belki.

Ama olay buna rağmen üzücü.

Olay, Bekir Coşkun’un Hürriyet’ten ayrılmasının çok ötesinde üzücü.

Coşkun’un “Akşam” gazetesinde anlattıklarına bakılırsa, Hürriyet gazetesine bir liste verilmiş, on kişilik. Bu liste gazetede hükümete muhalefet eden yazarları kapsıyormuş. Bu on kişi içinde kendisi de varmış ve o da kovulmayı beklemeden kendisi ayrılmış.

İşte üzüntünün asıl kaynağı!

Demokrasilerde eleştiri, sistemin temel taşlarından biridir.

Demokrasilerde politikacılar eleştirilerin en acımasızına katlanmak durumundadırlar. Hükümette bulunan iktidar partisinden, en önemsiz bir derneğin yöneticilerine kadar; o toplumu teşkil eden bütün fertlerin, idare tarzını veya bizzat icraatleri eleştirmeye, sorular sormaya, gereğinde şu veya bu suçlamayı yöneltmeye hakları vardır. Yönetici denetlenmelidir, bu demokrasinin en önemli kurallarından biridir.

Eleştirilerin yöneltildiği kişi veya kuruluşların yapacağı bir tek şey vardır. Kendi savlarını ortaya koymak, iddiaları, karşı delillerle çürütmek. Bunu yapamıyorlarsa eksikliklerini, hatalarını kabul etmek. Bu durumda çoğu kere de, oturdukları koltuğu boşaltmaktan başka çareleri kalmaz.

Demokrasilerde basın yazar, medya haber yapar, halk olup biteni öğrenir, yönetici hesap verir.

Herhangi bir baskı aracını kullanarak, bir hatadan dolayı oluşan ödenmez vergi borçlarını masaya sürerek, kapalı kapılar ardından listeler ortaya koyarak, eleştiri yapanların bir şekilde bertaraf edilmesi pazarlığının yapıldığı sistemlere, demokrasi denemez.

İşte üzücü olan nokta buradadır.

Demokrasi olamamış sistemlerde, yeni seçimler yapılır, iktidarlar değişir, kafalar değişmez.

Gücü eline alanlar, demokrasinin seçimi kazanmakla gerçekleştiğini varsayıp, sonrasını işlerine geldiği biçimde götürürler.

Eleştiriler susmalı, koro tek sesli olmalıdır.

Demokrasi, seçimin kazanıldığı noktada biter.

Demokrasinin seçim yapmak ve seçim kazanmak olduğu sanılır.

Demokrasi bir türlü öğrenilmez.

Ülke bir türlü düze çıkmaz.

Kısır döngü değişmez.

Üzüntü bitmez.



Ayşe Arman'ın yazısı:

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12456060.asp?yazarid=12&gid=61

 
Toplam blog
: 165
: 1414
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor. İsviçre'de Adalet Bakanlığı'ndaki mesleği yanında tiyatro ya..