- Kategori
- Güncel
Gazeteci
Hayat akarken, birilerinin bizim için ne büyük işlerle uğraştığını, mum ışığı olmak uğruna neleri feda ettiğini ancak onları kaybettiğimizde fark ediyoruz..Ne yazık…!
Gönül isterdi ki yaşarlarken de farkında olalım.
Üzerimizdeki ölü toprağını atamadık, atamıyoruz.
Her şey bizim için kolaylıkla kaybedilir oluyor…
Ardındaki değerlere bile sahip çıkmak sırtımıza yük…!
Hiçbir aydın kolay yetişmiyor…
Karlı bir ocak sabahı…
Ekranda bir gazetecinin ölüm haberi…
Bombadan paramparça olmuş bir ışık, bir nefer…
Babamın bütün kitaplarını aldığı ama benim ancak sayfalarını öldükten sonra çevirdiğim yüce insan!
Üzerinde çalıştığı son kitabı bitmeden basılan gazeteci-yazar!
Birçok araştırma, birçok aydınlatma…
Bütün bunlar fazla geldi ki üzerini örttüler karanlıkla
Gözümde o gün, bu gün gibi canlı
Annem, babam, halam kim varsa aileden
Telaş içinde son görev ve saygı duruşu için gittiler bizim biraz yukarımızdaki kabristana…
Ayaklar- üst baş çamur içinde
Üzerimize yapışan pislikler gibi temizleyememek ne acı karanlığı
Her yerde bu ayıbın izleri
Gözler yaşlı
Dudaklar susmuş
Sözcükler düğüm düğüm
Televizyonda “Uğurlar Ölmez “ nidaları.
Benim şehir dışında okurken her Ankara’ ya geldiğimde kabrini ziyaret ettiğim gazeteci…
Boğazımdan geçmeyen lokmalar
Aidiyet kavramını yitirmek
Yalnız, bitap, yıkık olmak
Benim ilk kırılma noktamı yaşadığım zaman dilimi.