Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ağustos '06

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Gazeteci

Siz okurlar elinize aldığınız, belki de rahatça ayağınızı uzatarak okuduğunuz gazeteler bilmelisiniz ki bir çok zorluklardan sonra size ulaşıyor...

Bir defa devamlı haber –konu– röportaj peşinde koşmak, gazetede ki yazıların etkili, ilginç olmasını sağlamak, elinizde ki malzemeyi çarpıcı biçimde sunmak , iyi bir görünüş sağlamak için uğraşır gazeteci...

Bunları kısa bir zaman dilimi içinde, tam zamanında yapabilmek için telaşlanmak, becerikli olmak, için için kaynamak gerekir..

Gazeteci yazdıkları etkili olsun, ses getirsin, okunsun diye kendi kendisiyle boğuşur.. Bu da gazeteci milletini yıpratır, yorar...

Son günlerde yazarların birer ikişer genç yaşlarda ölmeleri yorgunluktandır. Bu yorgunluk birlikte çalışan haber muhabirleri, köşe yazarları, yazı işleri ve hatta baskı işlerinde çalışanlar içinde böyledir... Çünkü gazete bir ekip işidir... Ekibiniz iyi ise o gün golleri atarsınız, okuyucunuz da siz de mutlu bir güne başlarsınız..

Gazeteci bunun için heyecan ve tempo adamı olmak zorundadır.. Bu heyecan ve zamanla yarış gazetecinin kanına girdi mi, eli kaleme, beyni halkın yararına, kulakları baskı makinelerinin seslerine alıştı mı, artık bu işlerden kurtuluşu yoktur..

Sahne tozunu yutanlar, sahneden ayrılamaz derler, bu iş gazeteci içinde böyledir. Bu heyecanla beslenir, yaşar, yazar, çizer...

Bu heyecan hiç dinmesin, bu koşuşturma bitmesin diye düşünür ve ister...

Bu heyecanı kaybederse hayatın anlamını kaybetmekten korkar...

Ama aynı zamanda fizik gücünü de yıpratır...

Çünkü bu meslek nankördür.. Yazdıklarınız günü birliktir.. Bir gün öncesi unutulur. Bin bir uğraşla, emekle, bilgi ile yazdığınız, manşette görünce heyecanlandığınız bu yazılarınız biraz sonra yırtılıp atılacak, domates–peynirli bir yemek için yere serilecek, çiğnenecektir...

Bunları görmemeniz, duymamanız , içinizde ,beyninizde hissetmemeniz gerekir. Yoksa heyecan, duyacağınız hazzı kaybedersiniz..

Aslında sizlere bir şey itiraf edeyim sayın okurlar; kendi yazılarımın yayınlandığını görünce, keyifle birkaç defa okuyup, eğer iyi bir benzetme yazabilmişsem, cümleyi iyi kurup, konuya ait bir atasözü bulmuşsam iyi oturmuşum diye seviniyorum..

Ne yapalım bir günlük beylikte beyliktir... Biz de bu keyifle yazar, çizeriz..

Siz de bizi hemen yerlere sermeyin... Hiç değilse bir–iki gün masaların üzerinde okunmak için dursun... Sizlere iyi okumalar...

 
Toplam blog
: 453
: 1059
Kayıt tarihi
: 24.07.06
 
 

1933 Kayseri'de doğdum. Kayseri Lisesi Ankara Veteriner Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Diş Heki..