Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sevmek

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü sevmek
 

Atatürk diyor ki: “Baylar, bu söylevimle ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun; bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son verilerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu Türk gençliğinin koruyuculuğuna bırakıyorum. Ey Türk Gençliği, birinci ödevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonuna kadar korumak ve savunmaktır.”

Ben diyorum ki: Sayın bayanlar, bir çay sohbetinde 6-7 bayan bir aradayken, takmış-takıştırmış çayınızı yudumluyordunuz. Size Kurtuluş Savaşı’ndaki bozkır kadınlarının, elinde kalan son evlilik yüzüğünü bile bağışlayıp, askere, Atatürk’ümün askerine, silah ve aş olsun diye yolladığını hatırlattığımda ve gerekirse, kollarınızdaki, boyunlarınızdaki mücevherlerinizden ayrılabilir misiniz diye sorduğumda, tek bir cılız ses “Bu neyi değiştirir ki?” dedi ve diğerlerinden çıt çıkmadı…

Allah; insanı yaratırken diğer canlılardan farklı olarak zeka ve duygu vermiş…

Allah; insanların yaşamı, ölümü ve çevresindeki mucizeleri çözebilmesi için de elçilerini yollayıp varlığını öğretmiş. Bundan sonrası için de, insana verdiği beyin ve kalbin işlevini beklemiş…Kuran’ı, İncil’i, Tevrat’ı okuduk… Çevremize bakındık. En yakınımızdaki kum tanesinden, ağaçların çiçek açmasına, yanardağların patlayıp, kasırgaların gücüne, bir insanın anne rahminde oluşup dünyaya geliş mucizesinden, ölümün bilinmezliğine kadar herşey bize Allah’ı anlatıyor ve bizler, bize verdiği eşsiz zekayla, dünyayı ve alemi keşfediyoruz. Daha bulamadığımız o kadar şey var ki ve herbirimiz için zaman o kadar kısıtlı ki, var gücümüzle çalışmalıyız. Her yarım kalan işte bayrak teslimi olmalı…

Allah, dünyayı insanlara verdi, her tarafını görün, neler yapmanız gerektiğini siz bulun ve yapın demek istedi… Evinize kapanın, kadınları kapatın, öbür dünyaya hazırlanın demedi. Allah o kadar büyük ki, bizim görevimizi tamamlamadan yanına gitmemize ihtiyacı yok…

En iyi ibadet, Allah’ın verdiği bütün güzellikleri, nimetleri devamlı kılabilmek, bu muhteşem emaneti insanları incitmeden, Allah’ın adını kullanıp adam öldürmeden, can yakmadan koruyabilmektir… Nefretle değil, sevgi ve saygıyla insanların yaşam mücadelesini desteklemek, toplumsal yaşamda sadece ilerlemek, daha modern, daha yararlı, daha olumlu gelişimler için mücadele etmek gerek… İşte burada Mustafa Kemal Atatürk, Allah’ın kendisine verdiği beyin ve yüreği en iyi şekilde kullanan, mükemmel bir insandır. O, Allah’ın en sevgili kuludur!

O, sadece asker değildi, insandı ama seçilmiş bir insandı… Acıma, şefkat, insan haklarına saygı, kahramanlık, korkusuzluk, Allah sevgisi, üstün zeka, vatan sevgisi, insan sevgisi, doğa sevgisi, tevazu, başarı… Bunların hepsi O’ydu… Lütfen içinizden geldiği gibi çoğaltın bunları…

Ne derlerse desinler, “O”, gerçek bir Müslümandı. 1924’te şöyle dedi: “İslam dinini, yüzyıllardır yapıldığı biçimde, siyaset aracı olmaktan kurtarmak gerektiğini görüyoruz. Kutsal ve Tanrısal olan vicdani inancımızı, türlü çıkar ve özel tutkulara araç olan siyasetten bir an önce kesinlikle kurtarmalıdır!.. Düşünebiliyor musunuz, intihar bile dinimizde günah sayılırken, adamlar Allahü Ekber deyip, insanların kafasını kesiyorlar… Allah kendi verdiği canı, sadece kendisi alır…”

“Sanatsız kalan bir ulusun yaşam damarlarından biri kesilmiş demektir.” dedi Atatürk.. Ben de sanatçıyım Atam, ama seni unutturmamak için hep senin resimlerini yapıyorum, yapmaya devam edeceğim. Her resmin tamamlandığında gözyaşı döküyorum, olsun… Sana döktüğüm gözyaşı helal olsun, Allah’a ve Atam’a canım feda olsun…

Sevgili anneler! Gazi ne demiş biliyor musunuz? Dertlerin giderilmesi herşeyden önce bilgili, geniş düşünceli, zorluklardan yılmayan, özverili ve işinde uzmanlaşmış kişiler sorunudur. Bu nedenle önce kafaları ve vicdanları çağdışı kalmış düşünce ve inançlardan temizlemek gerekir. İşinin uzmanı, enerjik, ülkücü kişilerden oluşan, düzenli ve her parçası yerli yerinde çalışan, çağdaş bir devlet makinesi kuracaksın. Bu makine halkın başında, halkla birlikte durmadan çalışacak, her türlü kaynak ve yeteneklerimizi eyleme geçirecek, işletecektir. Böylece ulusumuz, ileriye, mutlu yaşamaya doğru yol alacaktır. Başka çaremiz yoktur.

İşte bu çocukları yetiştirmek sizin elinizde, gayret edin, uyanın. Cephane taşıyan Kurtuluş Savaşı kadınlarının kemikleri sızlamasın! Atatürk’ü anlamak, onu sevmek, dünyayı ve geleceği onun gözleriyle görebilmek, yürek, beyin ve kişilik işidir. Atatürkçü olmak zor değil, onurlu olmak yeter…

Bu arada MB galerimde, yaptığım Atatürk tablolarının bir bölümünü sizlerin beğenisine sunuyorum.

 
Toplam blog
: 6
: 832
Kayıt tarihi
: 13.08.07
 
 

Önce anneyim. Üç oğlum var. İkisi doktor, biri mimar. Hepsi evli. Torunlarımın herşeyini paylaşabild..