Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Gaziantep müzelerine tarih kokulu yolculuk

Gaziantep müzelerine tarih kokulu yolculuk
 

çingene kız/zeugma


Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Gaziantep tarihi ve kültürel değerlerini koruma ve gün yüzüne çıkarmada büyük yatırımlara imza atıyor. Güneyin tarih ve kültür merkezi olma yolunda ilerleyen Gaziantep’in eski mahalleleri birer açık hava müzesi haline geldi. Tarihi dokuyu yeniden canlandıran yerel yönetimler ve özel teşebbüs bununla da yetinmeyip asırlık tarihi mirası müzelerde sergilemeye başladı.

Gaziantep’in tarih kokan sokaklarından müzelerine sergi salonlarında geçmişe yolculuğa çıktık. Müzelerde sergilenen eserler bizi, Hurri, Hitit, Pers, Yunan, Roma, Bizans, İslâm, Osmanlı ve gibi medeniyetlerin kalbine götürdüler. Gaziantep Mozaik müzesinde büyülendik, Savaş müzesinde bir yanımız vuruldu.

Gaziantep Mozaik Ve Arkeoloji Müzesi

İlk durağımız Gaziantep Mozaik müzesi. Şehir merkezinde Kamil ocak kapalı spor salonunun yanında bulunan Gaziantep’in ilk Müzesi çevrede bulunan Düllük Antik, Karkamış Yesemek, gibi ören yerlerinden çıkarılan eserlerden oluşan bir arkeoloji müzesi olarak yıllarca hizmet vermiştir. Zeugma/ Belkıs Antik kentinde yapılan kazılarda çıkarılan paha biçilmez mozaikler bir anda dünya gündemine düştü. Dünyanın ilgisini Zeugma’ya yönelince yerel yönetimlerin katkısı ile eski binanın bitişiğinde yeni bir bina yapıldı.2005 yılında başbakan Recep Tayyib Erdoğan tarafından hizmete açıldı.
Eski ve yeni Müze binası bir galeriyle birbirine bağlanarak, Eski Müze, Gaziantep ve çevresindeki taşınabilir kültür varlıklarının kronolojik sırayla sergilendiği, “kronolojik müze” olarak hizmet veriyor. Yeni binada ise Zeugma’dan çıkarılan müzeler sergileniyor. Girişten itibaren bizi ışıldayan yüzleri ile mozaikler karşılıyor. Birbirinden ilginç figürlerin tasvir edildiği bazen olayların resmedildiği mozaikler bir Anadolu kilimi gibi bazen duvarda bazen salonun zemininde karşımıza çıkıyor.

Gaziantep arkeoloji müzesi 3500m2'lik teşhir alanına sahip. Yeni yapılan binada 16 adet teşhir salonu, teşhiri yeniden düzenlenen eski binada ise 5 adet teşhir salonu bulunuyor. Yeni binadaki teşhir salonlarında Zeugma kurtarma kazılarında bulunan 550m.2 mozaik, 120m.2 fresk ve heykeller teşhir edilirken, eski binada ise Gaziantep çevresinin kronolojisiyle ilgili 1752 adet eser sergileniyor.
Her biri diğerinden farklı olan bu mozaikler bir dantelâ gibi işlenmiş. Hayranlığımızı kazanıyor. Her biri orijinal salonlarında sergiliyor gibi yapılmış. Mozaiklerin bazıların da parçası kaybolmuş puzzell gibi boşluklar var. Bu boşluklardan bazıları zaman içinde doğal nedenlerle oluşmuş. Ancak bazıları insancıl amaçlarla ülkemize gelen batılılar tarafından gizli kazılarda çıkartılarak batıdaki müzelere götürülmüş.
Mozaiklerin sergilendiği salonların ortasında dikkat çeken Mars'ın heykeli de Gaziantep müzesinin en güzel eserlerinden biri. Bu güzelliklerin büyük bir kısmını oturduğunuz kutluktan görebiliyor hatta bu mozaikler ve yöre hakkındaki kısa filmi projeksiyonla izleyebiliyorsunuz.

Mozaiklerin büyülü renklerinden eski müzeye geçiyoruz. Eserler bizi insanların çeşitli medeniyetlerde kullandığı eşyalara götürüyor. Yine geçmişte yaşamış canlı kalıntıları da dikkat çekici.
En çok dikkatimizi çeken Zeugma’dan çıkarılan eserlerin sergilendiği bölüm. Bu bölümün en büyük özelliği ise Zeugma Mozaiklerinin ve arkasından Gaziantep’inde simgesi konumunu gelen Çingene Kız mozaiği karşımıza çıkıyor.

Yeni binada sergilenen Mozaikler genelde büyük ebatlarda. Kimisi oturma odasının dört metre kare halısı gibi kimisi salonda bulunan altı metre halı gibi büyük. Biz Çingene kız mozaiğini de gerçekte büyük olarak biliyorduk. Ama o dubarda asılı nadide parça resim büyüklüğünde. Bir metreye, seksen cm ebatlarında gibi. Mozaiklerin en küçüklerinden ama namı dünyada en çok duyulan mozaik.
Geçmişin derinliğine uzanmak isteyenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden birisi. Mozaiklerin sergileniş sitilline bakınca hepsi evin odalarına serilmiş halılar gibi. İnsanın aklına ister istemez dünyaca halıcılıkta önde olan Gaziantep’te Zeugma mozaiklerinin modelleri ile neden nadide halılar oluşturulmaz ister istemez takılıyor aklımıza.

Hasan Süzer Etnografya Müzesi

Mozaik müzesindeki Çingene kızın gözlerinin tesirinden kurtulmadan kendimizi Gaziantep’in eski taş evlerinin sokaklarında buluyoruz. Kıymık adı verilen taşlardan yapılmış evlerin gölgesinde yürüyerek Bey Mahallesi Hanifioğlu Sokak'ta bulunan Hasan Süzer Etnografya Müzesine geliyoruz. Asrımızın başlarında inşa edilen eski bir ev tarih gönüllüsü Hasan süzer tarafından satın alınarak 1985 restore ediliyor. Arkasından da kültür bakanlığına müze olarak bağışlanıyor. Gaziantep Müzesi'nde bulunan Etnografya bölümü bu binaya taşınarak Konak-Müze tarzında düzenleniyor.

Müzede eski Gaziantep’teki 24 saatlik yaşamı giyimi, kuşamı kullanılan malzemeleri ile sanki canlı yaşar gibi görmek mümkün. Dikkatinizi çekeceğinizi umduğum bir konuda Müzede Osmanlının yıkılış dönemlerinde Arapları Osmanlıya karşı kışkırtan ve yöredeki birçok tarihi eseri batı müzelerine taşıyan İngiliz Casus Lawrence’ye ait motosikleti de görebiliyorsunuz.

Savaş Müzesi
Bilindiği gibi Gaziantep dünyada eşine az rastlana bir kurtuluş mücadelesi verdi. Bu mücadelenin tarihi kahramanlarını, şahitlerini hatırlatmak adına 2008 yılında Şahinbey Belediye Başkanı Ömer Can’ın katkıları ile Şehitler caddesinde şehitler hamamı ve çevresi güzel bir düzenleme ile tarihi görünümüne kazandırıldıktan sonra, şehitler hamamının yanında bulunan eski Antep mimarisi ile yapılmış ev savaş müzesi olarak tanzim edilmiş.
Evin yöreye ait minare yanında altında bulunan mağarada önemli rol oynamış. Müzede Gaziantep’in kurtuluşunda kullanılan silahlar ve savaş malzemeleri sergileniyor. Duvarlarda ise savaşta yaşanan kahramanlık sahnelerinin hikâyeleri fotoğraflarla desteklenerek sunulmuş.

Evin altında bulunan mağarada ise savaştaki sahneler heykellerle tasvir edilerek geçmiş canlandırılmış.
Müzenin açılması insanların elinde bulunan eski eserlerinden gün yüzüne çıkmasına sebep olmuş. Kimisi evinde bulunan savaş eserlerini Müzeye bağışlıyor kimisi de satıyor. Bu şekilde müze her geçen gün genişliyor. Müze yetkilileri çağrıda bulunuyor. Evlerinde kurtuluş savaşından kalma eserler bulunan insanlar, eserleri müzeye bağışlamak yâda satmak zorunda olmadan eserlerini de kedilerine ait kalmak kaydı ile sergileyebileceklerini de kaydediyorlar.

Burada en çok dikkatimizi ise Taktak adı verilen bir alet çekiyor. Hatta aletin orijinali yanında ziyaretçilerin dikkatini tanıtım sunumlarında çekmek için yapılmış yenisi de var. Müze görevlisi coşkun bey guruplara Müze hakkında bilgi verirken bu taktakı kullanıyor.

İsterseniz savaş müzesine taktakın acıklı hikâyesi ile veda edelim. İşgal edildiğinde ellerindeki silahları İngilizler tarafından toplanan halk savaşmak için kendilerine ait silahlar yapıyorlar. Bu silahlar bazen yemek yedikleri sahan oluyor. Mermileri bitince de tahtadan yaptıkları çevrilince silahla ateş ediliyormuş gibi ses çıkaran aleti kullanıyorlar. Taktaklar çevrildikçe düşman üzerlerine mermi yağıyor sanıyor.

Cam Müzesi
Kale altında nostaljik kır kahvesi ( eski adı camlı kahve) nin karşısında özel girişimciler tarafından eski Antep evinde yapılan cam müzesine gidiyoruz.

Türkiye’ de bir ilk olarak açılmış cam müzesi burası. Medusa Arkeolojik Eserler Cam Müzesi' olarak hizmet veren müzede, Roma ve İslam tarihinden günümüze gelmiş 1.200 parça cam eser sergileniyor. Camın geçmişine yolculuk yaparken isterseniz 'üflemeli cam ocağında camdan eşyaların yapılışını izleyebiliyorsunuz. İsterseniz cam üfleme dersleri bile alabiliyorsunuz.

Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi

Gaziantep’in tarih tadındaki yolculuğumuzu yine Gaziantep Müze müdürlüğüne bağlı olan Yesemek açık Hava müzesi ile sürdürüyoruz. Gaziantep Merkezden yaklaşık bir buçuk saatlik( 113+23 km) uzakta bulunan İslâhiye ilçesinin Yesemek Köyüne gidiyoruz.

Bizi dağ yamacına dizilmiş taş heykeller karşılıyor. M.Ö. 2000 yıllarının ikinci yarısı içinde bölge bulunan, Hititler tarafından ele geçirilen taş ocağı Taşı işlemenin yanında burada heykeller yapmışlar. Burası yıllarca heykel yapılan bir atölye olarak kullanılmış. Daha sonrasında ocak terk edilmiş. Heykellere baktığımız da çoğu heykellerin yarım kaldığı görülüyor. Bu heykel ocağının kapanmasında belki talebin olmaması beklide büyük bir felaket yâda işgal sonrasında terk edilmiş izlenimi ediniyoruz.
Yesemek’de Yarım kalan heykelleri tamamlamak için olmasa da son dönemlerde çevre düzenlemesi ve çağımız heykel tıraşlarının yaptıkları heykellerle Yesemek Açık hava Müzesi gezilmesi ve görülmesi gereken bir müze olarak bizi bekliyor.

YENİ İKİ MÜZE
Gaziantep geçmişini günümüze taşıyan müzeler şimdilik bitse de Gaziantep Büyükşehir belediye başkanı Asım Güzelbey’in gayretleri ile ipek yolu üzerinde bulunan eski tekel binasının yerine dev bir kültür merkezi ve müze kuruluyor. Yine üniversite içerisin de Gaziantep Kültürünü yansıtacak bir müzenin kuruluş çalışmaları devam ediyor.

Güneyin Turizm merkezi olmayı amaçlayan Gaziantep geçmişini sakladı hazineleri ile Müzeler şehri olma yolunda ilerliyor. Yolunuz Gaziantep’e düşerse binlerce yıl ötesinden tarihin izini sürebilirisiniz. Müzeleri gezerken yorulmuş olsak da tarih kültür ve sanat yorgunluğumuza değiyor.

İLETİŞİM
Mozaik ve Arkeoloji Müzesi: Gaziantep Merkez Kamil Ocak stadyum yanı Kamil Ocak Caddesi No:2 Tel : (0342) 324 88 09 (0342) 323 51 49
Etnografya Müzesi Adres: Eyüboğlu Mah. Hanifioğlu Sok. No: 64 - Gaziantep
Tel: (342) 230 47 21
Savaş Müzesi: Şehitler Caddesi, Şehitler hamamı yanı: tel: 0342. 2317254
Cam Müzesi: Gaziantep kalesi yanı:
Yesemek Açık Hava Müzesi: Yesemek köyü / İslahiye Tel: 0.342. 875 10 55

www.truvadergisi.com

 
Toplam blog
: 65
: 3295
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Çeşitli dergi ve gazetelerde, gezi, deneme, öykü, şiir yazan bir yazar. ..