Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '09

 
Kategori
Futbol
 

Gaziantepspor-Fenerbahçe maçından notlar ve arkaplan

Gaziantepspor-Fenerbahçe maçından notlar ve arkaplan
 

Ntvspor


Fenerbahçe etkili bir kontra takımı. Mehmet Topuz, Wederson, Kazım rakip yarı sahaya çok çabuk geçiyor. Bu oyuncuların top kullanma becerilerinin de olması, takımın, kontra oyununu iyi oynamasını sağlıyor. Alex’in yokluğu çıkışları daha seri kılmış. Takım daha sert; ama düz; ön alandaki etkinlik sınırlı. Takımın hücum gücünü Alex, Santos ve herşeye karşın Guiza oluşturuyor; ön alan etkinliğindeki düşüş bu nedenle, bu maç özelinde doğal.

Chelsea'yi vuran silah Fenerbahçe'yi de vurdu!

Fenerbahçe’yi değerlendirirken rakibin oyun anlayışını da dikkate almak gerekiyor. Gaziantepspor’un idealist hocası santraforsuz bir oyun oynama çabasında; görevde olduğu 5 maçtan birini kazanabilmiş olması bu idalistliğinin gerçekçi bir zemininin olmadığını gösteriyor. Kaliteli oyuncuları olmasına karşın iyi futbol oynayamıyorlar. Fenerbahçe stoperlerini zorlayacak bir oyuncularının rakip ceza sahası içerisinde olması halinde, bu oyuncu, Önderi de Bilica’yı da hataya zorlayabilirdi. Oyunun son bölümünde Beto ve Erman takviyelerinin de takımın hücum gücünü artırdığını söyleyebiliriz. Kazım oyunda gereğinden fazla kaldı; Kazım'ı oyunun sonuna kadar kullanma düşüncesi ilk zamanlar işe yaradı; ama artık yaramıyor. Kazım buna alıştı ve artık artı çaba göstermiyor. Wederson yerine Santos oyuna dahil oldu; galip durumdayken sert oyuncuyu yumuşak oyuncuyla değiştirmek bir hataydı; bu unsurlar, takımın savunma direncinin düşmesinde rol oynadı. Oyunun son bölümündeki düşüşte Gaziantepspor'un çok kötü oyununun Fenerbahçe'li oyuncularının motivasyonunu bozmuş olmasının da Fenerbahçe'nin zaafını besleyen bir unsur olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe, Sevilla ve Chelsea'yi de rakiplerin bu zihin durumuna düşmesinin yardımıyla yenmişti.

Toschack da böyleydi

İlk yarı boyunca Gaziantepspor iki kez kenarlardan içeriye top attı; birinde Bilica kendi kendiyle kavga halinde topa bir müdahalede bulundu, diğer top da çok etkili bir gol pozisyonuyla sonuçlandı. Couceiro rakibi dikkate almadan bildiği oyunu oyuncularına oynatmak istemiş. Rakip Galatasaray iken de Kewell ve Keita’yı Yozgatlı ve Olcan ile savunmak istemiş ve maç Galatasaray adına çok kolay geçmişti. Toschack da böyleydi; bu nedenle bu galibiyet Gaziantepspor için hayırlı olmadı. Elinde Beto gibi bir santrafor var; ama kullanmıyor; burası Türkiye Ligi. Beto skor almayı sağlayan oyuncu. Beto'suz farklı bir oyun oynamayı başarabilse bu seçim anlaşılabilir. Santraforsuz, 4-6-0 oyununu tatbik etmek istiyor; önde orta saha özellikli oyuncuları kullanıyor. Top rakibe her geçtiğinde on kişiyle topun arkasına geçmeye çalışıyor; bu, top ayaklarına geldiğinde oyuncularını rakip kaleden uzakta bırakan bir unsur; bu oyunda önde süratli oyuncularınız olmalı. Gaziantepspor'un ön oyuncuları süratli değil; bu nedenle Fenerbahçe’nin kalesine, oyunun son bölümünü ayırırsak gidemediler. Olcan, Jorginho, Souza. Bunlar yumuşak, teknik oyuncular; ama yeterince hızlı oyuncular değil; bu nedenle Fenerbahçe'nin ön oyuncularının savunma direnci düşene ve(ya) klasik zaafı konuşana kadar Fenerbahçe savunmacıları rahat bir maç çıkarttı.

Fenerbahçe'nin oyunu skora fazla bağımlı

Galip gelmiş olmasına karşın Gaziantepspor son yıllarda seyrettiğim en kötü Gaziantepspor’du. Daum, Türkiye Ligi'ni iyi analiz etmiş; Fenerbahçe'nin konumu bu analize dayalı; ama Fenerbahçe'yi bu konumda "gösteren" aynı anlayış zaafları çözümsüz kılan anlayış. Bir takım Türkiye’de büyük takımsa gol atar, yetenekli oyuncularını rakip kaleden fazla uzak tutmayacak bir oyun anlayışı bunun için yeterli. Daum da gol yememeye bakıyor. Onun bu zihniyeti takıma sirayet etmiş skora bağlı bir oyun oynuyorlar. Bu da zaafı besleyen bir unsur. Skor lehte olduğu sürece de oyuna müdahil olmak istemiyor. Takımın oyununda düşüş olsa bile, mesela bir Özer hamlesi yapmaya cesaret edemiyor. B planı olmayan esas Daum. Daum takımın oyununu geliştirebilme imkanına sahip bir hoca olmadığı görüşünü maçlar oynandıkça onaylamış oluyor. Takımın zaafına yönelik çözüm üretemediği sahada oynanan oyundan anlaşılıyor; böye bir gayreti olmadığı da. Fenerbahçe öne geçtiği her maçta aynı sorunu yaşadı. Manisa, Twente, Bursa, İ.B.B maçları; hatta geçen hafta çok övgü aldığı Gençlerbirliği maçı. Geçen hafta sahanın eni iyisinin Volkan olması takımın bu eğilimiyle ilgili fikir veriyor. Gençlerbirliği'nin veya İ.B.B' nin Souza gibi bir vuruşçusu olsa geçen haftalar da Fenerbahçe için yenilgiyle kapanabilirdi. İki iyi vuruş iki gol ve maç.

Terim'in hakkını yememek!

Mahmut Gaziantepspor’un belki de en yetenekli oyuncusu. Milli Takıma çağırılmaması ise Terim’e ilişkin fikir veriyor. Özer’i de Ankaraspor döneminde çok etkili olduğu dönemde çağırmamıştı; en çok ihtiyaç duyduğumuz mevkinin oyuncusu olduğu halde; ama Terim'in de hakkını yememek gerekir; 13 sene önce! Milli Takım’da Vedat İnceefe’ye şans vermişti.

Fenerbahçe’de geçtiğimiz hafta Galatasaray'ı gibi üst üste yediği gollerle maçtan yenilgiyle ayrıldı. Fenerbahçe’nin bu maçta yaşadığı, sezonun devamında da yaşanacaktır; yani Fenerbahçe üst üste sekiz maç kazandığı gibi üst üste 5 maç kaybedebilir. Fenerbahçe ile Galatasaray’ın tek şansı Beşiktaş ve Trabzonspor Teknik Direktörlerinin beklenilenden defolu olması.

futbolteknik@hotmail.com

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Felsefe okudum. İnsan denilen sürüye hakikatini hissettirmeye seviyorum. Araba ile kıyafet ile kendi..