- Kategori
- Özel Günler
Gazilerimiz ve Şehitlerimize Saygı
Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasından sonra, 19 Eylül 1921 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e, “MAREŞAL” rütbesi ile “GAZİ” unvanı verilmiştir. Bu tarihe atfen her yıl 19 Eylül günü , “GAZİLER GÜNÜ” olarak kutlanmaktadır. Bu tarih aynı zamanda tüm yurtta Kahramanlık Günü olarak da adlandırılmaktadır. 2018 yılı Gaziler Günü (ya da Kahramanlık Günü) ise 19 Eylül Çarşamba gününe denk gelerek törenlerle kutlanmıştır.
Gaziler Günü münasebetiyle yurdun birçok il ve leçelerinde kutlamalar ve anmalar yapıldığı gibi İlçemizde de Gaziler Günü amacına uygun olarak törenler yapıldı. Onların anısına Atatürk Anıtına çelenkler konuldu, Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Halkımıza Lokma ikram edildi ve camilerimizde onların aziz ruhlarına mevlitler okundu. Minnetle ve şükranla Gazilerimiz ve Şehitlerimiz yâd edildi.
Anadolu toprakları Şehit ve Gazilerimizin kanlarıyla sulanmıştır. Bir avuç mübarek topraklarında şehit ve gazilerimizin kanları yer almaktadır. Şanlı Türk Bayrağımız al rengini onların kanlarından ilham alarak göklerimizde hür ve özgür olarak dalgalanmaktadır. Şanlı al yıldızlı bayrağımız Türkiye Cumhuriyetinin sarsılmaz temsilcisidir. Konu ile ilgili bir anımdan söz etmek istiyorum.
1963, 64 Eğitim-Öğretim yılında Diyarbakır Erkek İlköğretmen Okulu’nda son sınıf öğrencisiyim. Mayıs ayı içindeyiz. O günlerde Haziran ayında yapılacak sınavlara gireceğiz. Sıkı bir şekilde sınavlara hazırlanıyoruz. Bir pazar günü üç, dört arkadaşımla birlikte ders çalışmak için Diyarbakır’ın güzide yerlerinden biri olan Diyarbakır Hava Şehitlerinin bulunduğu bahçeye girdik. Nizamiyede bulunan nöbetçi Mehmetçiklerden izin aldık. Ayrı ayrı yerlerde ve ağaçların gölgesinde ders çalışıyoruz.
Bu arada arkadaşlarından Ardahanlı Rasim KOÇİ bana seslendi. “Kadir, Kadir sen şairim diyorsun, bu güzelim şehitlikte yüzlerce şehit vardır. İstanbul’dan, Ankara’dan, Eskişehir’den, Afyon-Kütahya’dan, Muş’tan, Van’dan daha nice şehitlerimiz vardır. Bunların içinde 22 yaşlarında gencecik askerler, astsubaylar ve üst kademede olan nice şehit olmuş subaylarımız ve pilotlarımız vardır. Sen şimdi dersi filan bırak, bir şiir yaz da, haydi şair olduğunu görelim” dediler. Arkadaşım Rasim KOÇİ ciddi söylüyordu. Ben de kitabı bir yana bıraktım. Şöyle şehitliği adım adım kolaçan ettim. İçimden Allah’ım beni mahcup etme… Kurşun bir kalemle sarı bir kâğıda aşağıdaki şiirimi yazdım. Tarih 23 Mayıs 1964. Bir iki gün sonra şiirimi arkadaşım Rasim KOÇİ’ ye verdim. Adı geçen şiirimi sınıfta da okudum.
Haziran sınavlarını da başarılı bir şekilde bitirdim. Ayrıca bu şiirim, Diyarbakır Mücadele gazetesinde de yayımlandı. O günlerde Diyarbakır Hava Kuvvetleri Komutanlığından da bir teşekkür aldım. Şimdi bütün şehit ve Gazilerimizi rahmetle ve saygıyla andıktan sonra o günlerin anısına 54 yıl önce yazmış olduğum ŞEHİTLİK başlıklı şiirimi siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
ŞEHİTLİK
Diyarbakır Hava Şehitlerine
Bir bayrak dalgalanır mezarların başında
Boynu bükülmüş güller göçenlerin taşında
Şahadet yaldızı var alınlarda, kaşında
Şehit giden Mehmetler İlkbaharın yaşında
Bir ateş alev tutmuş her erin sinesinde
Erzurum’dan Edirne’den hep bu toprak içinde
Arzın mezar taşları birbirini kovalar
Yaprağın benzi solmuş, rüzgârda sessizlik var
Ağaçlar kara bağlamış, matem içinde duvar
Bülbüller ötmez olmuş göklerde bir hüzün var
Şehitler ölü değil, yaşar cennet bağında
Silinmez al kanları taşında, toprağında
Arz kürenin üstünde kartallar yükseliyor
Göklerde al bayrak var sizleri selamlıyor
Gönüllerde yaşayacak yıkılsa dahi felekler
Şehitleri alkışlıyor cennetteki melekler.
1- Dicle Köprüsü (şiirler) Abdülkadir GÜLER, Çaba Yayınları - Ankara 1970
2- Abdülkadir Güler’in Bütün Şiirleri, Eylül Sonrası- Söke 2016
3- Bizim Ece Dergisi, Yıl; 27, S: 196, Mayıs- Haziran 2018
-