Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '10

 
Kategori
Futbol
 

Gazoz Kupaları

Gazoz Kupaları
 

Avrupa’nın her ülkesinde milli lig maçlarının yanı sıra o ülkeye has kupa maçları oynanmaktadır. Futbolseverlerin boşluğunu doldurmak adına çoğunlukla liglerin devre arasında oynanan bu maçlarda büyük takımlar hem rezerv oyuncularını deneyip maç eksiklerini giderirken, hem de çeşitli taktik denemelerde bulunurlar. Genelde de bu tarz kupaları orta seviye takımlar kazanırken, bazen de büyük takımların yedek oyuncuları iyi performans gösterebilir ve bu kupayı alabilirler.. Peki bu kupaları kazanmanın büyük kulüpler için çok cüzi olan maddi getirisinin yanı sıra ne gibi getirisi vardır? Lig mücadelesinde ilk 4-5 sıraya giremeyebilecek takımlar bu kupayı kazanıp, kısa yoldan Avrupa’nın Bank Asya 1.liginde, yani eski adı ile Uefa kupası yeni adı ile Uefa Avrupa liginde mücadele edebilme şansı kazanırlar. Avrupa’nın büyük futbol ülkelerine (İngiltere, İspanya, Fransa, İtalya, Almanya) baktığımızda genelde orta sınıf takımların ilgi gösterdiği bu turnuvalarda, sürpriz diye nitelendirilen sonuçlar o kadar çok alınmaktadır ki artık bunlar sürpriz olmaktan çıkmıştır.

Dünyanın şu an en pahalı kadrosuna sahip takımı Real Madrid bu kupada İspanya 3.lig takımına 4-0 yenilip elenebilmektedir. Bu tarz turnuvalar küçük bütçeli takımların vitrin olarak gördüğü turnuvalardır. Her nedense son senelerde bu kupanın değeri ülkemizde yükselmeye başlamış, kupayı kazanmak çok önemli bir hadise haline getirilmiştir. Fenerbahçe’nin bu kupayı kazanmadığı her sene, kupanın kamuoyundaki manevi değeri daha da artmaktadır. Sanırım Fenerbahçe’nin kupayı kazanacağı yıldan sonra bu kupa önemini tamamı ile yitirecektir. Son yıllarda bankaların sponsor olup reklamını yaptığı bu kupa bu sene Ziraat Kupası adı altında oynanmaktadır.

Fenerbahçe’nin bu kupayı 27 senedir alamadığı dillerden düşmez iken, son 10 senedir rezerv kadrolarla mücadele etmesine rağmen 4 defa final oynaması ve finalde kaybetmiş olması hiç önemli değildir. (Bu dönemde gs bu kupada 1 defa final oynamış ve onu da kazanmış). Öyle ya, ülkemizde öyle bir kamuoyu oluşmuş ki bir takım hep iyi gidiyor, finallere kalıyor ama kupa alamıyor ise başarısız, başka bir takım kırk yılın başında finale çıkıp finalde de hasbel kader kazanınca , kupa kaldırdığı için başarılı sayılıyor.. Şöyle bir örnek vermek gerekir ise, Ipswich Town ve Chelsea Türkiye’nin takımları olmuş olsa, yıllar önce 1 defa bir şekilde uefa kupasını kazanmış Ipswich Town taraftarları kendilerini, yıllardır Avrupa’yı kasıp kavurmasına, finaller /yarı finaller oynamasına rağmen o tek maçlık eleminasyonda bir türlü şansı tutup da Şampiyonlar ligi gibi Avrupanın en büyüğünü belirleyen kupayı alamamış olan Milyar dolarlık bütçeli Chelsea’dan daha başarılı görürlerdi. Çünkü Chelsea’nin CL kupası olmadığı gibi, bir uefa kupası da yok. Uefa kupası, yeni adı ile Uefa Avrupa ligini kazanan takımlar arasında Ipswich Town’ın yanı sıra, Dinamo Zagreb, Ferencvaros, Napoli, Magdeburg, Bratislava, Dinamo Tiflis gibi ancak futbolu çok çok yakından takip edenlerin ismini duyduğu takımlar da bulunmaktadır. Aynen Türkiye Kupasını kazanan takımların içerisinde Eskişehir, Göztepe, Altay, Sakarya gibi takımlar olduğu gibi. Yani büyük takımlar bir şekilde bu kupalarda mücadele etmek durumunda kaldığında, pek fazla önemsememekle birlikte kazanırsak da fena olmaz mantığını gütmekte, düşük bütçeli takımlar ise kupayı kazanarak büyük sükse yapacaklarını düşünüp bu kulvara yoğunlaşmaktadırlar. Kendi liginde şampiyon olan takım bir sonraki sene Avrupa’nın Turkcell Süper Ligi olan Şampiyonlar Liginde mücadele etme hakkı elde ederken, Uefa Kupasını veya Ziraat Kupasını kazanan takımlar bir sonraki sene ancak Avrupa’nın Bank Asya 1. ligi olan Uefa Avrupa Ligine katılma hakkı edebilmektedir.

Yani Turkcell Süper Lig şampiyonluğunu Uefa Avrupa liginden daha öncelikli olarak görme mantığının nedeni budur. Ancak sıradan takımlar Uefa Avrupa Ligini kazanıp bu başarı ile yıllarca avunabilirler. Avrupa’nın büyük takımlarının ana hedefi Şampiyonlar Liginde devamlılığı sağlayacak şekilde çeyrek final, yarı final, final oynamak gibi mertebelere ulaşmaktır. Geçen hafta yapılan yayın ihalesinde, Turkcell Süper liginin değerinin yükselmesini sağlayan ve kulüplerin çok daha iyi yatırımlar yapabileceği rakamları alabileceği bu durumun yaratılmasında çok büyük emeği geçen, kulüpler birliği başkanına teşekkür etmek ve takdir etmek tüm Türk futbolseverlerinin boynunun borcudur.

Saygılarımla, Muhittin KAYAKIRAN mkayakiran@borusan.com
 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..