Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ocak '09

 
Kategori
Dünya
 

Gazze! Ateş altında gözyaşı döküyor

Gazze! Ateş altında gözyaşı döküyor
 

Gazze!
Ateş altında bir kent.
Yoksulluğun, açlığın, sefaletin kenti Gazze.
Ne zaman adını duysam Gazze’nin, ruhum da inceden inceye bir daralma olur.
Çocukluğumuzdan beridir ki ruhumuza kazındı Gazze.
Arap-İsrail sorunu, zihnimizin en müstesna yerine yerleşti.
Golan tepeleri.
Gazze şeridi.
Batı Şeria.
Zihnimizin diğer müstesna yerlerinde kendilerine bir nokta buldular.
Ve gün geldi, çocuğunun gözleri önünde öldürülen bir babayı gördük.
Çocukların kafalarına kurşun sıkanları gördük.
Televizyon ekranları bu görüntülerle doldu, taştı.
Yüreğimiz yandı.

Ve bence, yüreğimiz daha da feci bir düzeyde yanmalı.
Hem de şimdi.

Türkiye’nin eskiden beri Arap-İsrail sorunundaki yeri nedir?
Kendimize toz kondurmamak gibi bir zihin karmaşıklığımız vardır ya.
Doğrusu Türk devletinin rolü nedir Arap-İsrail sorununda?
Eskiden beri, her attığı adımda Türk devleti, ABD ve İsrail stratejilerinin Truva Atı oldu.
Filsitinlilerin direniş dinamiklerini kırmaya yönelik İsrail saldırılarını sadece daha hafif yollu yapmasını sağlamaktı Türkiye’nin misyonu.
Ama İsrail ve ABD çıkarları her zaman öncelikli bir karaktere dönüşüyordu.

Soruyor Filistinliler Başbakan Erdoğan’a “Bu gün Gazze’yi bombalayan pilotlar Türkiye’de eğitildi mi, eğitilmedi mi?
Yalın bir soru.
Son derece açık ve net bir soru.

1948 yılından beri Filistin’de bir direniş bilinci vardır.
Ve Filistin direnişinin her döneminde aktif olan örgütler direnişi örgütlemişlerdir.
Kimi zaman FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) öne çıkmıştır.
Kimi zaman Kömünistler.
Ve şimdi, Hamas’ın öncülüğünde bir direnişin örgütlendiğine tanık oluyoruz.
Mesele burada Hamas’ta değil.
Hamas’ın saldırısını bahane ederek, bu direnişi kırmaktır bütün mesele.
Ve bu direnişin kırılmasında Türkiye’nin yumuşak düzeyde saldırıların yapılması ile direnişi ber taraf ettirme gibi bir çabası var.
Yoksa Türkiye’nin derdi hiçbir zaman Ortadoğu’nun mazlum miletlerinin yanında olmak olmadı.
Türkiye her attığı adımda bölgede ABD ve İsrail stratejilerine stepne oldu.
Bire bir destekledi bu ülkelerin stratejilerini.
Ve ikiyüzlüce bir siyaset koydu ortaya.
Böyle mi olmalıydı?
Bu şekilde mi yaklaşmalıydı Türkiye Ortadoğu sorununa?
ABD ve İsrail cephesi ne istiyorsa Ortadoğu’da, maalesef Türkiye o istenenlerin propagandasına soyunuyor.

Bakınız Başbakan’ın incilerine.
İran’a “nükleer silah yapma, ABD’yi kızdırma” diyor.
Hamas’a “saldırılarını durdur, İsrail ile anlaş” diyor.
Suriye’ye “ABD ile iyi geçin” diyor.

Ve şimdi Ortadoğu’ya hareket etti.
Ortamı güya yumuşatmaya.
Ve İsrail’in stepnesi olmaya.
Ortam yumuşasın ki Hamas’ın direnişi kırılsın.

Önümüzde bir seçim var.
Yerel seçim.
Bakalım Erdoğan bu seçim öncesinde tabanına nasıl bir mesaj gönderecek Arap-İsrail sorunu ile ilgili.
İki ara, bir dere.
Neden?
İsrail aşırı şiddet kullanıyor.
Başbakan Erdoğan bu işi “yumuşak yumuşak yapın” diyor.
Çünkü İsrail’in aşırı şiddetine kızıyor, “beni zora sokuyorsunuz” diyor.
“Tabanıma mesaj vermekte zorlanıyorum” diyor.

.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..