Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Gazze ambargosu kaldırılmalıdır

Gazze ambargosu kaldırılmalıdır
 

Osmanlı kenti GAZZE 07 Aralık 1917 günü İngiliz egemenliğine geçti (Fotoğraf sanal ortamdan alınmışt


Mavi Marmara Gemisi'nde yaşananlar çok acı. Yine evlerimize ''ateş'' düştü. Bu saldırıda hayatlarını yitirmiş olanlara ALLAH'tan rahmet dilemekten başka birşey gelmez elimizden. Gel de yaşanmış olan bu İnsani Yardım Trajedisi üzerinden politika yapma! Bu nedenle olayların gelişmesi ve sonuçları bakımından çok iyi irdelenmesi gerekmektedir.

Her işimizde olduğu gibi bazı somut bilgilerden hareketle ya ağzımıza geleni söylüyoruz ya da o an için, elimize ne geçer ise atıyoruz karşımızdaki kişilerin üstüne. Bana göre Mavi Marmara Gemisi ile birlikte Akdeniz'de buluşan diğer gemilerin GAZZE'ye doğru neden, niçin ve nasıl yönlendirildikleri çok iyi irdelenebilmeli ki tutarlı bir değerlendirilme yapılabilsin. Bilindiği gibi atalarımızın Devlet-i Ebed Müddet diye nitelediği ''Hasta Adam'' yaftalı Osmanlı Devletimiz bin bir desise ile Batı'nın güdümünde, kökü derinlerde olan bazı nedenler ile parçalandıktan sonra Ortadoğu'da bir İSRAİL Devleti kurulur.

Ne ki bu ''devlet'' yerleşmekte olduğu topraklarda en olmadık sürtüşmede; yurttaşlarına ve komşularına karşı sürekli silah kullanmış. Tıplkı Yunanistan gibi yayıldıkça yayılmış. ''Batı'nın şımarık çocuğu Grekler'' gibi o da, söylentiye ve bazı sağlam delillere göre ABD'nin güdümünde çevre ülkelere ''kök'' söktürmeye başlamış. Onlar sayesinde ki Selçuklu ile Osmanlı'dan bu yana barış içinde yaşayan Ortadoğu milletleri, yapay haritaların da etkisi ile bir süre sonra, birbilerine düşmeye başlamışlar. Mısır, Suriye, Irak, Ürdün, Lübnan ne yazık ki İsrail'in çevreye yaymakta olduğu kavgacılıktan ve silahlanmadan nasiplerini aldılar. Bu açıdan SSCB de pek masum değildir; toprağı bol olsun. Arap ülkeleri arasında, tutarlı bir birliktelik de kurulamadığı için İsrail Devleti'nin her yaptığı yanına kâr kalmıştır.

Bu yüzden de yıllardan beri, gizli ya da açık her türlü karanlık işlerin içerisinde ''İsrail'in parmağı'' olduğu zehabına kapıldık; ister istemez. Çünkü İsrail kapalı bir kutu. Zaman zaman ABD yönetimlerini dinlemediğini de okuyoruz. Gemilerin Aşdod Limanı'na çekilmesinden sonra işler daha da karışacaktı ki hukuk kökenli H.B.OBAMA'nın girişimleri ile olsa gerek, İsrail'in bu hevesi kursağında kaldı. İsrail kendi egemenliğine saldırı olarak gördüğü bu olayı, uluslararası baskıların yoğunlaşması üzerine geri adım atmak zorunda kalmıştır. Bu konuda Başbakan R.T. ERDOĞAN'ın çabalarını da inkâr etmemek gerekmektedir. İki gün önce TBMM'de okunan İsrail'in Kınanması Bildirisi de milletin düşüncelerine tercüman olmuştur. Böylece İsrail'in dünyaya karşı sergilemek istediği egemenlik gösterisi, başlamadan bitirilmiştir.

Olayları derinlemesine irdeleyebilmek benim gücümü aşar. Ne ki göz göre göre İHH İnsani Yadım Örgütü'nün içi erzak ve ilâç dolu dört gemiler ile İSRAİL'in GAZZE ABLUKASI'nı yarmak gibi bir çaba içerisine girişmesi, görüldü ki mümkün olamamıştır. Ancak yurt dışında pek çok yardım kuruluşları ile etkin bir dayanışma içerisine girebilen İHH, eğer: Kiralayacağımız gemilere erzakları ve ilaçları dolduralım Akdeniz'e açılalım. İsrail bize vızgelir. Ölümüne GAZZE'ye, diyebiliyor ise, bunun enine boyuna araştırılması gerekir. Çünkü onların bu hevesinden dolayı az kalsın ortalık iyice karışacak, belki de Üçüncü Dünya Savaşı'nın fitilleri ateşlenebilecekti!

Bildiğimiz gibi hiçbir DİN ne intiharı ne de sorgusuz sualsiz insan katlini öngörür. Bu açıdan bakıldığında acımasızlıkta Hitler'in SS birliklerine taş çıkattığı bilinen İsrail kadar, inançlarının uzlaşmacı öğütlerini hiçe sayarak; onların saldırısına çanak tutmuş olanların da en azından takbih edilmesi gerekmektedir. Eğer amaç o çirkin ''GAZZE'de ABLUKA ALTINDA'' yaşamaya mahkûm olunmuş bulunan kardeşlerimize yardım etmek ise; bunun yolu ya Uluslararası Kızıl Haç ile Kızılay ya da BM'in bilinen yardım örgütleri ile anlaşmaktır. Bu yolların denenip denenmediği, okuyabildiğim kadarı ile meşkuktur. Kaldı ki İsrail'in yardım malzemelerinin iletilmesi konusundaki titizliğini de geçtiğimiz aylarda gördük.

İsrail'in 1950'lerden beri yutamadığı GAZZE'yi son yıllarda ''Hamas terörü bahanesi ile'' açlığa ve ilâçsızlığa mahkûm etmek istediği ortada. Bu yüzden, bana göre, uluslararas hukuk bu gibi ham hayallere kapılarak öne atılmak isteyenlere bir ders olsun diye Gazze'ye doğru Akdeniz'e açılmak kararlılığını gösterenlerin peşini bırakmayacaktır. Oysa Akdeniz artık bizim değil! Bu yüzden de gelişen olayların öncesi ve sonrası ile 5(N) 1(K) çerçevesinde sağlıklı bir biçimde değerlendirilmesinde yarar vardır. Benzeri araştırma uluslararası örgütlerce ''Hamas terörü'' ile ''İsrail Ambargosu'' için de başlatılmalıdır. Küreselleşen(!) dünyada; sözde de kalsa, bu gibi örgütlenmelerin varlığı, her şeye rağmen yüreklere su serpmektedir, az da olsa. Çünkü biliyoruz ki onları yürekleri ne Balkanlar, ne Karabağ ne Kıbrıs ne Filistin ne Irak ne Afganistan ne de Doğu Türkistan için hop oturup hop kalkar.

O GAZZE ki 1. Dünya Savaşı boyunca Osmanlı Orduları'nın ''Arap yurttaşlarımız ile birlikte'' kanları ve canları pahasına savundukları kutsal bir devletin parçasıdır. O topraklarda olduğu gibi çoğu Arap ülkelerinde, ABD'de bile gördük ki Ortadoğu'daki ortak paydaların en önemli unsuru Türkler olmadan Ortadoğu Barışı mümkün değildir. Arap Ülkeleri yanında Batı'nın ve BM'in sessizliğine rağmen GAZZE için yıllardan beri uygulanan ''denizden abluka ve her türlü yardımlara karşı ambargo'' insanlık dışıdır.

Sen ''terörün bataklıklarını''; barışçı ve uzlaşmacı bir anlayış ve hak hukuk çerçevesinde kurutamaz, sürekli olarak silaha sarılır AMBARGO uygularsan, böyle gülünç durumlara düşersin. Hem İsrail içindeki hem de ABD'deki Yahudiler kızarlar sana.

Bu yüzden de kamuoyumuza ve T.C.Hükümeti 'ne düşen tek çıkar yol İsrail Devleti tarafından 2007'den beri acımasızca uygulanan GAZZE AMBARGOSU'nun kaldırılmasını sağlamaktır. Düşünüyorum da dünyanın tek doğrucu milleti biz miyiz?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..