Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '09

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

GDO

GDO
 

İnternetten


GDO’ya Hayır Platformu Bileşenleri tarafından 28 Haziran Pazar günü, Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarısı Taslağı ve GDO’ların insan sağlığı ve doğa üzerine etkilerini anlatan GDO'lu üretime ve tüketime hayır konulu basın açıklaması yapıldı.

Kamuoyundan bir sır gibi saklanan Tasarı Taslağı yasalaştığında, ortaya çıkacak durum şöyle özetlenebilir;

•1) GDO‘ların üretimi ve tüketimine izin verilecek,

•2) Bu ürünlerin risk değerlendirmesi şirketlerin kontrolünde olacak,

•3) GDO‘lu ürünlerden zarar gören çiftçiler ve tüketiciler zararlarını ispat etmek zorunda bırakılacak, bu ürünlerin zararlı olmadığının ispatı şirketlerin üzerinde olmayacak,

•4) Bu ürünleri ülkemize sokan veya üreten şirketlerin cezai sorumlulukları oldukça düşük olacak,

•5) Zarara uğradığını iddia eden çiftçiler zamanaşımı tehdidi ile karşı karşıya kalacak,

•6) Risk denetimine tabi bu ürünlerle ilgili bilgiler kamuoyuna açıklanmayacak, şirket sırrı olarak korunacak,

•7) Tüketicilerin sağlıklı gıda tüketme hakları, küçük çocuklarla sınırlandırılacak, sadece küçük çocuk ürünlerinde GDO kullanılmayacak,

•8) Ülkenin tüm genetik varlıkları şirketlerin kontrolü altına bırakılacak,

•9) Çiftçiler, tohumluk ayırma haklarını yitirecek; tozlaşma vb. yollarla ürünlerine GDO bulaşmışsa şirketlere tazminat ödemek zorunda kalabilecekler,

10)Bu ürünlerin denetimi konusunda çiftçi, tüketici, ekoloji örgütlerinin; bağımsız bilimsel kurumların, meslek odalarının herhangi bir söz ve karar yetkisi olmayacak...

Yukarıda özetlenen tablo, öncelikle ülkemiz tarımını doğrudan üç - beş şirkete bağımlı hale getirecektir. GDO‘lu tohum ve pestisitleri (zirai mücadele ilacı) üreten şirketler arasında yapılan evlilikler, bu sürecin tohum ve ilaç için üreticinin her geçen yıl bu şirketlere daha çok ödeme yapmak zorunda kalacağını göstermektedir. Çünkü terminatör teknolojisi ile üreme yeteneği alınmış tohumlar, üreticinin tohum ayırma hakkını da elinden almaktadır. Böylece tüm dünyada konvansiyonel ürünlere göre daha verimli olmadığı ve daha çok pestisit tükettiği kanıtlanmış olan GDO‘lu tohumlar, temiz topraklarımızı ve üreticimizi, çokuluslu şirketlerin kar aracı haline getirecektir.
Tüketici ve halk sağlığı açısından da tablo vahimdir. GDO‘lu ürünlerden işlenmiş gıda ürünlerinin sofralarımıza ulaşması, halkımızı daha da ağırlaşan alerjik reaksiyon, antibiyotik dayanıklılık, toksik etki, artan doğum anomalileri ve kısırlık gibi sağlık sorunları ile karşı karşıya bırakacaktır.

Şimdi soruyoruz; bu Tasarı Taslağı kime hizmet etmektedir? Halkın GDO‘lu ürünlere hiçbir talebi yokken, halkın örgütlerinden gizlenerek, hangi amaç ve nedenlerle bu düzenleme gündeme getirilmektedir?..

Sonuç olarak, ülkenin onurlu ve namuslu çiftçileri, tüketicileri, ekoloji örgütleri, ziraat, çevre, gıda mühendisleri, birlikleri, kooperatifleri, siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerinin bu barbarlık yasasına karşı direnmeleri en temel haklarıdır. Ülkemizi açlık ile terbiye etmeye girişenlere karşı, bu yasansın meclis gündemine gelmeden geri çekilmesini talep ediyoruz.( 28.06.2009 GDO'lara hayır Platformu bileşenleri basın açıklamasından.)

Laboratuvarlarda genetik yapıları değiştirilip doğaya bırakılan GDO'lu ( Genetiği değiştirilmiş organizmalar) bitkiler ve bunlardan yapılan yem ve gıdaların insan sağlığı biyoçeşitlilik, ekolojik denge üzerindeki olumsuz etkilerini insanlara anlatmaya çalışan ve çok uluslu tohum tekellerine karşı mücadele eden, Genetiği değiştirilmiş Organizmalara hayır platformu, 2004 yılından bu tarafa yaptığı organizasyonlarla seslerini insanlara duyurmaya çalışan gönüllü insanlardan oluşuyor.

Platform GDO'lar ve bu tohumların ekimlerine izin verecek olan Biyogüvenlik yasa tarasına karşı yeni bir kampanya başlatmıştır. GDO’lu ürünlerin insan ve hayvan sağlığı, çevre üzerine zararlarını , üreticileri ve biz tüketicileri bilgilendiren broşürler afişler aracılığıyla anlatacaklar. Biyogüvenlik yasasının çoçuklarımızın sağlığını ve geleceğini tehdit ettiğini, Türkiye’yi, tohum aracılığıyla çokuluslu şirketlere mahkûm ederek, tarım üreticimizin dışa bağımlı hale getirileceğini insanlara duyurmaya çalışacaklar.

Sözüm duymak isteyenlere, sağır kulağa sözüm yok ya görmezden bilmezden gelenler ...
Saygıyla.

 
Toplam blog
: 24
: 606
Kayıt tarihi
: 05.11.07
 
 

Ankarada yaşıyorum. Yaşamım boyunca hep yazdım ama hiç başkaları ile paylaşmayı düşünmedim. Bana ..