Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '10

 
Kategori
Siyaset
 

GDS (genetiği değiştirilmiş solcular) ve Cengiz Çandar..

GDS (genetiği değiştirilmiş solcular) ve Cengiz Çandar..
 

ABD'nin BOP Planı varmı, yok mu?. Ya da Eşbaşkanlık nedir?. Anlatsa da öğrensek..


Cengiz Çandar’ı bilirsiniz. Geçmişini anlatmama, bu günkü durumunu izah etmeme gerek yok. AKP’nin toplumumuzu kamplaştıran, ayrıştıran, öteki ya da beri ki olarak tam ortadan bölüp, ikiye ayırdığı bir ortamda, kimimizin “ilerici demokrat” kimimizin de (Ümit Kocasakal’ın deyimi ile, ‘Ki çok sevdim bu deyimi’) GDS yani Genetiği Değiştirilmiş Solcu olarak bildiği birisi.

Şimdi bu söylediklerim hakkında herhangi bir yargıya varmadan önce Cengiz Çandar’ın bu günkü yazısını ve bu yazıyı sonuna kadar okuyun ondan sonra karar verin.

Bu Çandar kardeşimizin AKP’nin getirmek istediği Anayasa değişikliklerinin fanatik bir taraftarı olduğunu zaten biliyorduk ama Anayasa değişikliklerinin gündeme gelmesinden bu güne kadar, bu konudaki fikirlerinde bir sertleşme, bir üslup değiştirme ve mutlaka “Evet” çi olun anlamında bu kadar kesin bir dil kullandığını görmüyorduk.

Referandum yaklaştıkça aynen RTE ve diğer yandaş kalemşörler gibi Çandar’ında kartları açtığını ve “Tayyip hayranlığı” yanını daha açık bir şekilde gösterdiğini görüyoruz.

RTE’nin otuz dört yerde otuz dört kere açık açık “Biz ABD’nin bölgedeki BOP planının Eşbaşkanlık görevini yürütüyoruz.” demesine rağmen, bu Cengiz Çandar dostumuz daha önceki bir yazısında RTE’nin Eşbaşkan olarak görev yaptığı, ABD’nin BOP planının bir ”safsata” olduğunu söyleyecek kadar gözünü karatmıştı.

Bu konudaki, “kraldan çok kralcılığı” hiç kimseye, hatta Hasan Cemal’e bile bırakmamaya kararlı bu kardeşimiz, bu günkü yazısında halkımızın fakir ve eğitim seviyesi düşük kesimlerinin “Evet” çi, durumu iyi olan ve okumuş kesimlerinde “Hayır” cı olduğu anlamında bir şeyler söylemeye çalışmış. Hatta böyle durumda olan bir kadının ve bir taksicinin de söylediklerini örnek göstermiş. Bu na neden olarak ta o kesimlerin demokrasiye daha çok ihtiyaçları olduğunu buyurmuş. Sayın Çandır gelsin bizim mahalleye hatta gezsin tüm Türkiye'yi o gösterdiği örneğe benzer binlerce kadının ve taksicinin neden hayırcı olduğunu görsün. Çünkü ülkemiz kadınları “Ananı’da al git” lafını ve taksicilerimizde dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandıklarını çok iyi biliyorlar.

Bir kere demokrasiye, daha çok demokrasiye, zengin fakir, okumuş okumamış, dini ve etnik kimliği ne olursa olsun toplumun tüm kesimlerinin her zaman ihtiyacı var. Naçizane tavsiyem Cengiz Çandar’ın önce bu gerçeği ve daha sonra da ABD’nin BOP planını ve bunun bölgedeki Eşbaşkanlarını öğrenmesi gerekir. (bilmiyorsa tabi, ben bildiğine eminim)

İşin traji komik yanı Sayın Çandar yazısını aşağıdaki cümlelerle bitirmiş.

“Kendi payıma, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasından, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmamasından, eşinin giyimi nedeniyle ordudan atılan insanların haklarını arayabilmelerinden, yani YAŞ kararlarına itiraz yolu açılmasından, HSYK’nın 5 atamalı dar, klikçi yapısından çıkartılıp, yarısının bizzat yargıç ve savcılar tarafından seçilmesinden, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkımın olmasından, kamu otoritesiyle ihtilafımın çözülmesi için başvuracağım bir ombudsmanlık mekanizmasından, 15 milyon engellinin yaşam şartlarının düzeltilmesinden ve ezilen kadınlara ilişkin “pozitif ayrımcılık” anlamında anayasal güvencelerden yanayım.

12 Eylül’de oylanacak olan anayasa değişiklikleri bunlar.

Bunlara “EVET’ dememek için, ya “vicdansız”, ya da “Tayyip’e takık” bir halde “ruh sağlığını yitirmiş” biri, veya kafası fosilleşmeye başlamış bir “bağnaz” olmalıyım.

Allah’a şükürler olsun ki, hiçbiri değilim!.”

Şimdi hem sayın Editör hem de değerli okuyucular kusura bakmasınlar ama, ben Cengiz Çandar’ın son cümlesindeki “Evet” kelimesinin yerine “Hayır” kelimesini koyarak ve “Tayyip’e takık” kelimelerinin yerine de “Tayyip’e biat etmiş” kelimelerini koyarak aynen iade ediyorum.

HAYIR dediğim için kimse beni bağnazlık, ruh sağlığını yitirmiş ve kafası fosilleşmiş birisi olarak nitelendiremez.

“Allaha şükürler olsun ki, hiç biri değilim.” diye bitirmiş yazısını Cengiz Çandar. Allaha şükür ki bende hiç birisi değilim. Ama aynı zamanda da Cengiz Çandar’ın hiçbirisi olmadığından da emin değilim.

Sayın Cengiz Çandar’a şunu tüm samimiyetimle hatırlatmak isterim. Bütün Hayırcılar, niçin hayır dediklerini çok iyi biliyorlar. Ama bütün “Evet”çiler niçin “evet” dediklerini tam anlamı ile bilmiyorlar.

Neden mi?..

Bu sorunun yanıtını almak için bir sonraki yazıda buluşalım.

Saygılar.

08.09.2010

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..