Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Gebedir kavimlerin sırlarıyla can çekişen kara bahtlı kentimin kara taşlı surları

Gebedir kavimlerin sırlarıyla can çekişen kara bahtlı kentimin kara taşlı surları
 

Bir miras düşünün ki dünyada sadece iki tane olan. Biri Çin'de, diğeri Diyarbekir'de. Bir başkası yok... 

Bu kültür mirasımız, asırlardır tüm ihanetlere göz yuman, saldırılara, yıkımlara inatla dimdik ayakta durarak gelmiş, geçmiş kavimlere ev sahipliği yapan, kara bahtlı kentimi şefkatli bir ananın kolları gibi çepeçevre saran kara taşlı SURLARIMIZDIR. 

Surlarımız, geçmiş yerel yönetimler zamanında halkımızın da bilinçsizliğiye, maalesef acımasızca yağmalandı. Köyden şehire göçler başladığı dönemlerde sur içi yerleşime cevap veremeyince, sur dışında gecekondu yapımı, çarpık yapılaşma hızlı bir şekilde başladı. Sur duvarlarına yapışık evler bir anda surların çevresini kuşattı. Bu kuşatmaya herkes seyirci kaldı. Sadece KAVİMLERİN SIRLARIYLA GEBE OLAN SURLAR SANCI ÇEKTİ..... Şöyle ki; yapılan evlerin üç duvarı tuğla ya da benzeri yapı malzemeleriyle örülürken, geri kalan dördüncü duvar SIRLARIN GEBESİ SURLARA SUNİ SANCI YOLUYLA İSTENMEYEN BEBEĞİN DOGUMU YAPTIRILARAK, KİRLİ KUNDAKLARLA, KUCAĞA VERİLDİ. 

Dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri olmayan yağmalama başladı. Kitabeler bile yerlerinden sökülerek bu evlerin ihtiyaç görülen yerlerinde yapı malzemesi olarak kullanıldı. 

Son iki dönem yerel yönetimlerimiz sayesinde surların çevresinin büyük bir kısmı dıştan ve içten temizlenerek yeşillendirildi. Yer yer onarıldı. Çalışmalar hala devam ediyor. Bu konuda duyarlılıklarından dolayı Büyükşehir Beldiye Başkanımız Sayın Osman BAYDEMİR ve Suriçi Beldiye Başkanımız Abdullah DEMİRBAŞ' a, ortak sevdası Diyarbekir olan tüm dostlar adına teşekkürlerimi iletiyorum. Umarım bu çalışmalar sonucunda surların içi de kısa zamanda KEÇİBURCU örneğindeki gibi restore edilerek halka hizmete sunulur. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Halk olarak biz, hizmeti hep ilgili yönetimlerden bekleriz. Oysa ki, vatandaş olarak biz de üstümüze düşeni yapmak zorundayız. Bu değerlerin mirascısı bizleriz. Değerlerimize öncelikle bizlerin sahip çıkıp koruması gerekir. Bu konuda gerekli duyarlılığı göstermek biz kadim şehrin mirasçılarına düşer. Başka bir DİYARBEKİR YOK !!! Kültürümüz bize emanettir. Bu emanete gözümüz gibi bakalım, sahip çıkalım, çıkmayanlarla mücadele edelim. 

Bu yazıyı yazmamdaki amacım surlar hakkında bilgi vermek değildi. Kalem ele alınınca yazılıyor işte.... Asıl amacım şuy du : 2009 yılında turla Avrupa gezisine çıktım. Gezimizin son durağı Almanya'nın doğusunda Dresden kentiydi. 

Rehberimiz bizi Pillinitz Sarayı'nın çevrelediği meydanda gezdiriyordu. Burası çevresi saraylarla çevrili kocaman bir meydandı. Meydanda turist kafilerinin dolup taştığı mahşeri bir kalbalık vardı. Meydanın tam orta yerinde bir taş yığının önünde gelen geçen duruyor fotoğraf çekiyor ve inceliyordu. Dikkatimi çekti, ben de merakla yaklaştım ilk bakışta hiçbir anlam ifade temeyen, taştan harçtan bir kitle gibi duruyordu. İncelemeye başladım boyu üç eni iki metre büyüklükteki bu taş duvarı. Üstünde metal bir levha üzerinde yazılar vardı. Rehberimize sordum bu antika gibi duran taş duvar hikayesini. Rehberimiz anlatmaya başladı " İkinci Dünya Savaşı sırasında bombardumanda bu gördüğünüz sarayın büyük bir kısmı yerle bir olmuş. Bu duvar parçacığı bombardumanda sarayın duvarından kopan bir parçadır, Almanlar bu duvarı anıt diye bu meydanın ortasına dikmişler. "Ben ve ben gibi binlerce turist te o duvarın önünde arkasında durup boy boy fotoğraf çektiriyordu... 

İşte değerli dostlar, bizdeki tarihi eserleri koruma ve sahip çıkma anlayışıyla, eldeki tarihi eserleri koruma ve sahip çıkma anlayışı...

İki dileğim var:

1. Halk olarak daha duyarlı davranıp bu tarihi mirası hoyratça yok etme anlayışımızdan vazgeçerek, gereken değeri verip hiç olmazsa elde kalanın koruyabilmek.

2. Bir gün bu tarihi mirasımız, hatta kentimizin dünya mirasları arsında yerini aldığını görmek.

SAYGILARIMLA 

Birsen inal 

 
Toplam blog
: 124
: 393
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Diyarbakır’da doğdu, tam bir Diyarbakırlı olarak büyüdü. İlk okulu İsmet Paşa İlkokulu’nda, orta ..