Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Diyetisyen Makbule ANAKOÇ ERÇAKIR

http://blog.milliyet.com.tr/makbuleercakir

07 Ekim '11

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Gebelik Diyabetinden korkmayın

Gebelik Diyabetinden korkmayın
 

Hamilesiniz veya hamile kalmayı düşünüyorsunuz. Ancak şeker hastalığı ile ilgili endişeleriniz var. Aslında yalnız değilsiniz. Çünkü yapılan çalışmalar her 100 kadından 2’sinin hamilelikte şeker hastalığına yakalandığını göstermektedir.

Gestasyonel diyabet yani hamilelikte görülen şeker hastalığı ilk kez gebelikte ortaya çıkan ya da gebelik sırasında tanı konulan bir glukoz tolerans bozukluğudur. Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin açıklamasına göre gebe kadınların %4’ünde yani yılda yaklaşık 135.000 kadında hamilelik şekeri tespit edilmektedir. Günümüzde yapılan çalışmalarda ise hamile kadınlarda şeker hastalığı görülme riski artmaktadır.

Diyabeti olan kişiler kan şekeri seviyesini kontrol etmekte zorluk yaşarlar. Normalde kandaki şeker seviyesi pankreas tarafından salgılanan insülin tarafından düzenlenmektedir. Yeterli insülin salgılanmaması veya insülin direnci dediğimiz insülinin hücre içene girmekte zorluk yaşaması gibi durumlarda metabolik şeker sindirilememektedir. Bu durum genetik olabileceği gibi sonradan da kazanılabilinir. Hamile bayanlarda görülen şeker hastalığı ise hamilelik sırasında çıkabilir, buna gestasyonel diyabet denilmektedir. Hamilelik öncesinde de şekerin yüksek seyretmesi durumuna ise pregestasyonel diyabet denilmektedir.

Genellikle hamilelik sırasında şeker hastalığını tespit etmek için 24-28. haftalar arasında testler yapılmaktadır. Bunun için tüm dünyada pek çok test kullanılmaktadır. Ancak bizim ülkemizde de kullanılan ve en yaygın olanları 50 gram ve 100 gram glukoz yükleme testidir. Doktorunuz 24-28. haftalar arasında sizden öncelikle 50 gram glukoz yükleme testi isteyecektir. Bu test sırasında size 50 gram glukoz içeren bir solüsyon içmenizi isteyecekler, 1 ve 2. Saatin sonunda kan glukoz seviyenize bakılacaktır. Yüksek çıkarsa 100gram glukoz yükleme testi istenecek ve bu testin sonucunda gerekli tanı konulabilecektir.

Gebelik diyabetinin genel belirtileri ise terleme ve titreme atakları, ağızda kuruma hissi, litrelerce su içme isteği ve buna bağlı olarak görülebilecek sık idrara çıkma ve zaman zaman özellikle el ve ayaklarda görülen karıncalanma ve yanma hissidir.

Diyabet açısından riskli olan kişiler genelde,

30 yaşın üzerinde olanlar
Beden kitle indeksi 27 kg/m²’nin üzerinde olanlar
Birinci derece yakınlarında şeker hastalığı olanlar
Önceki gebeliklerinde şeker hastalığı geçirmiş olanlar
Polikistik over sendromunu taşıyanlar
Hipertansiyon hastası olan kişilerdir.
Bütün gebelerde olduğu gibi şeker hastası olan gebelerde de eksik beslenme sorun olabileceği gibi fazla kilolu olmakta çok büyük bir problemdir. Anne karnındaki bebeğin sağlığı annenin yeterli ve dengeli beslenmesi ile mümkün olmaktadır. Bu yüzden amaç, anne ve bebeğin iyi beslenmesi, bunun sonucunda istenilen kan değerlerine ulaşılması, istenilen ölçüde kilo artışı sağlanılmasıdır.

Gebe beslenmesinde bilindiği gibi günlük alınması gereken enerjinin dağılımı önemlidir. Toplam enerjinin %15-20’si proteinlerden, %50-55’i karbonhidratlardan, 525-30û ise yağlardan gelmelidir. Ancak gebelik diyabeti yaşayan kişiler genel olarak karbonhidratları diyetlerinden tamamen çıkartma gibi bir yanlışa düşebilmektedirler. Bu tahmin edildiği gibi tamamen yanlış ve eksik bir beslenme anlayışıdır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki; gebelikte yeterli protein ve yağ alınsa dahi eksik karbonhidrat alımı bebeğin beyin gelişimin olumsuz etkilemekte ve ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.

Karbonhidratlar konusunda asıl önemli olan şey tüketilen karbonhidratın türü ve miktarıdır. Gebe ihtiyaç duyduğu karbonhidratı almak zorundadır. Ancak bu bir beslenme uzmanı tarafından hesaplanmalı ve gebenin tüketebileceği şekilde diyetine eklenmelidir. Kan şekerini hızlı yükselten basit şekerler yerine lif miktarı yüksek kan şekerini daha yavaş yükselten kompleks karbonhidrat türleri seçilmelidir.

Kompleks karbonhidratlar; tam tahıl taneleri, kepekli pirinç, kepekli makarna, tam buğday ekmekleri, çavdar ve yulaf benzeri karbonhidrat türleridir.

Diyabetli gebeler için beslenme önerileri:

Ara öğünlerinizi kesinlikle atlamayın. Unutmayın kan şekerinin yükselmesi kadar düşmesi de çok büyük bir tehlikedir. Bunu önlemenin en basit yolu sık aralıklarla beslenmektir. Kan şekerinin dengede tutulması için öğün sayı ve miktarları önemlidir. Ortalama 2,5-3 saat ara ile beslenme özen gösterin.
Kan şekerinizi düzenlerken size en çok yardımcı olacak besin maderlinden bir tanesi posadır. Posa kan şekerinin yükselme hızını yavaşlatır. Örneğin meyvenin suyunu sıkıp içerseniz kan şekeriniz çok daha hızlı yükselir. Çünkü meyvenin posasını almamış olusunuz. Ancak taze meyveyi süt, yoğurt gibi bir protein kaynağı ile birlikte ara öğününüzde tüketirseniz çok daha sağlıklı bir ara öğün tercihi yapmış olacaksınız.
Özellikle yeşil salataların içine kuru soğan atın. Bu şekilde bağırsaklarınızdaki şeker emilimi çok daha kontrollü olacaktır. Ayrıca salatalarınıza yoğurt sos hazırlarsanız karbonhidrat protein dengesini kurmuş olursunuz. Bu şekilde kan şekeriniz daha kontrollü artacaktır.
Pilavlarınızı kepekli pirinç ile yapmayı deneyin. Bir gece önceden ıslatın ve az bir su ile(yaklaşık 1/3 oranında) pişirin. Hem çok daha lezzetli bir alternatif olacak hem de beyaz pirince göre kan şekerinizi çok daha olumlu etkileyecektir. Dilerseniz üzerine domates sosta yapabilirsiniz.
Son zamanlarda yapılan çalışmalarda tarçının çok iyi bir kan şekeri dengeleyicisi olduğu tespit edilmiştir. Siyah çayınızı demlerken veya yeşil çayınızın demlenmesini beklerken içine bir tane kabuk tarçın atın. Bu hem sizin kan şekerinizi dengeleyecek hem de tatlı ihtiyacınızı bastırdığı için fazla kilo almanızı engelleyecektir. Ancak tansiyonunuz düşük seyrediyor ise fazla tüketmemeye özen gösterin.
Kan şekeri ölçümlerinizi düzenli olarak yapın. Aynı zamanda beslenme günlüğü tutun ve yediklerinizi kaydedin. Böylece yüksek çıkan bir değerin sonrasında beslenme günlüğünüzde geriye dönüp baktığınızda nerede hata yaptığınızı çok daha rahat anlayabilirsiniz.
Günde en az 2-5-3 litre su tüketmeye çalışın. Çünkü gebelik süresince kan hacmi artar ve amniyotik sıvı yenilenir. Ödemlerin olmaması ve vücudunuzdaki su ve elektrolit dengesinin sağlanması amacı ile su içmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışın.
Doktorunuzun ve diyetisyeninizin kontrolünde fiziksel aktivite yapabilirsiniz. Çünkü egzersiz dokularda insülin duyarlılığını arttırarak kan şekerinin düzenlemesine yardımcı olmaktadır. Genellikle haftada 3 kez, 15-30 dakika egzersiz yapılması önerilebilmektedir.
Gördüğünüz gibi dengeli beslenme alışkanlıkları ile gebelik diyabeti kabus olmaktan çıkmaktadır. Çok ciddi yan etkileri olan gebelikte kan şekerinin yükselmesi, erken tanı ve sıkı bir tedavi programı ile kontrol altına alınmaktadır. Eğer hamileyseniz veya hamile kalmayı düşünüyorsanız kan şekerlerinizi ölçtürmeyi ihmal etmeyin. Yukarıda saydığımız belirtileri kendinizde görüyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna başvurun ve kan şekerinizi ölçtürün.

Hepinize sağlıklı, keyifli günler diliyorum…

 
Toplam blog
: 8
: 7097
Kayıt tarihi
: 04.08.11
 
 

Manisa'da doğan Makbule ERÇAKIR ilk ve orta öğretimini Manisa'da tamamlamıştır. 2010 yılında Hace..