Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '12

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Gebelik ve anormal gebelikler

Gebelik ve anormal gebelikler
 

gebelik ve normal olmayan gebelik hakkında


NORMAL GEBELİK

Döllenmenin oluştuğu andan 8. haftanın sonuna kadar geçen döneme embriyotik dönem denirken bundan sonrasına ve doğuma kadar olan döneme de fetal dönem denmektedir. Gebelik genç yaştaki bayanlarda döllenme sonrası ilk gün içinde belirlenebilir. Çünkü adet düzensizliği tamamlana kadar vücudun ürettiği her yumurta döllenmeye daha uygundur. Yaş ilerledikçe doğurganlığın azalması bununla ilgili bir durumdur. Döllenme sonrası 8-10 saat içerisinde ilk kusma gerçekleşir. Yaşı ilerlemiş bayanlarda ise belirtiler 1 hafta ile 2 ay arasında gözlemlenir.

Ergenlik döneminde hamilelik ise ilk 12 saat içinde belirlenebilir. Ergenlik döneminde yumurtalar henüz olgunlaşmamıştır ve bu yüzden spermin yumurtayı döllemesi 5 ile 20 dakika arasındadır. 16 yaşını doldurmamış bir bireyin döllenme gerçekleştikten 10 gün sonrasında embiriyonun vücuttan alınmamısı durumunda bireyde ciddi şekilde fiziksel ve ruhsal sorunlara yol açabilir. Çünkü 16 yaş altı ergenlerde duygu dünyasının yapım aşamasıdır. Lakin kişi yaşıtlarından bu denli farklı bir olayla karşılaştığı için ileriki dönemlerde kendine güvensizlik gibi psikolojik eksiklikler yaşayabilir. Halk arasında yanlış bilinen bazı kurallar -adet döneminde gebe kalınmaz gibi- kişide ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir.

Gebe kalmış bir bayanda duygusallık yoktur. Ağlamanın fazlalaşması tamamen kişinin gebeliğe bakış açısından kaynaklanır. Zira hamile bayanları mutlu etmek daha kolaydır. 16 yaş altı gebelerde ise halk arasında yaygın olarak bilinen 1 aydan önce belirlenemez lakırtısı yüzünden bir çok genç kızımız kürtajda gecikmeden dolayı büyük sorunlar yaşamaktadır. Kişinin döllenme gerçekleştikten sonraki ilk 12 saat içerisinde alanında uzman bir doktor tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir. Zira kısırlık, erken menapoz, yumurtalık kisti gibi rahim hastalıkları meydana gelebilir.

DIŞ GEBELİK

Hamile bayanların ilk dönemlerde en korktuğu gebelik dış gebeliktir. Dış gebelik, döllenmiş yumurtanın rahim içi yerine rahim dışında herhangi bir dokuya tutunup yerleşmesi şeklinde tanımlanıyor.
Dış gebelik veya ektopik gebelik, gebelik ürünü olan döllenmiş yumurtanın (fertilize ovum) rahim boşluğu dışında yerleşmesiyle oluşan bir gebelik komplikasyonudur. Çok nadir istisnalar haricinde embriyo canlılığını sürdüremez. Bununla birlikte anne için de ciddi bir risk oluşturur. Annede iç kanamalar gelişebilir ve bu durum hayatı tehdit edebilir. Gebeliğin ilk 3 ayındaki (ilk trimester) anne ölümlerinin en sık sebebidir. Ektopik gebelik en sık olarak Fallop tüplerinde (tuba uterina) görülür ve tubal gebelik adını alır. Bununla birlikte overde, servikste, abdomende de görülebilir. Hatta rahimi alınmış kadınlarda bile gösterilmiştir.

Dış gebelik erken dönemde normal gebelik bulgularını taklit eder. Yani adet gecikmesi, memelerde hassasiyet, bulantı, kusma, idrar ve kanda gebelik testlerin pozitifliği vb. normal gebelik gibidir ve belirti vermez. Ancak embrionun tüpün içinde büyümeye devam etmesi ile tüpün gerilmesine bağlı olarak, bir süre sonra karın ve kasıklarda şiddetli ağrı hissedilir.

Fark edilmeyen olgularda tüplerde yerleşen gebelik giderek büyür, tüpler iyice gerilir, yırtılır ve sonunda patlayıp iç kanama meydana gelir. Acil müdahale edilmediği taktirde anne ölümü ile sonlanabilir. Bu nedenle adet gecikmesi olduğunda en kısa zamanda bir kadın doğum uzmanına başvurması çok önemlidir."

Dış Gebelik Nedenleri

Klamidia, gonore gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar nedeniyle geçirilmiş PID, pelvik cerrahi operasyonlar ve endometriosis nedeniyle tüplerin etrafında oluşan yapışıklıklar, daha önce dış gebelik geçirilmiş olması, tüpleri bağlama veya açma ameliyatları, tüp bebek uygulaması ve infertilite tedavileri, uygunsuz yapılan ve yasal haftayı aşmış kürtaj operasyonları, sigara içme, progesteron ağırlıklı doğum kontrol hapları ve rahim içi araç (spiral), tüplerde doğumsal kusurlar vs. dış gebelik ihtimalini artırır."

Erken gebelik döneminde adet gecikmesi ve tüm gebelik belirtilerine rağmen rahim içinde gebelik kesesinin görülmemesi halinde dış gebelik şüphesi uyanmalıdır. Seri B-HCG ölçümleri ile normal gebelikte beklenen 48 saatte içinde 2 kat yükselme artışı dış gebelikte olmaz. Rahim içinde gebelik kesesinin vajinal ultrasonla B-HCG seviyesi 1500 civarında iken, abdominal ultrasonla ise 6000 ve üzeri olduğunda mutlaka görülmesi gerekir. Görülemediği taktirde yapılacak komple fizik muayene, laboratuar tetkikleri, ultrasonografik inceleme, gerekirse küretaj ve laparaskopi tanı koymamızda yardımcı olmaktadır.

Ancak gebeliğin ilerleyen aşamalarında hasta şiddetli kasık ağrısı, vajinal kanama, baygınlık ve diğer iç kanama bulgularıyla karşımıza gelebilir. Gebelik testinin pozitif olması ve ultrasonda karın içinde serbest kan saptanması tanı koydurucudur.

Dış gebelik tanısını erken koyarak henüz tüp hasar görmeden kapalı cerrahi operasyon veya ilaç ile tedaviye gitme şansımız vardır. Ancak yine de tüp hasar görebilir ve yeni bir gebelikte bu durum yüzde 10-15 tekrarlayabilir. Bu sebeple geçirilmiş dış gebelik hikayesi olan hanımların yeniden gebe kaldıklarında zaman geçirmeden jinekologları tarafından değerlendirilmeleri gerekir.

Eğer tüp yırtıldıysa ve iç kanama başladıysa durum acildir. Hastaya damar yolu takılıp gerekirse kan transfüzyonu hazırlanıp hasta acil olarak ameliyata alınır. Kapalı ya da açık cerrahi müdahale ile gebelik materyali tüpten temizlenir ve kanama durdurulur. Uygun durumlarda tüp korunmaya çalışılır ancak genellikle hasar gören tüp daha sonra oluşabilecek dış gebeliği önlemek için tümden alınır.

Dış gebeliğin en talihsiz şekli, hem bir dış gebelik hem de normal rahim içi gebeliğin aynı anda bulunmasıdır. Bu durumda ultrasonografide rahim içinde normal gelişmekte olan bir gebelik görüldüğü için tanısı çok kolay atlanabilir. Oldukça nadir olmakla beraber çoğul gebelik olasılığının yüksek olduğu infertilite (kısırlık) tedavileri riski artırmaktadır.

MOL GEBELİK


Mol gebeliği (Hidatidiform mol): Mol gebeliği olarak da adlandırılan bu form GTH’nin kanser olmayan formudur. Hücrelerdeki anormal büyüme ve çoğalma hastalığın karakteristik görüntüsü olan “üzüm salkımı” benzeri kistik bir yapının gelişmesine neden olur. Bu görüntü nedeniyle GTH halk arasında üzüm gebeliği olarak da bilinir.

Mol kanseri (Koryokarsinom): GTH’nin kanser formudur. Burada hastalık tüm vücuda yayılabilir.Erken gebelik evresinde, henüz tam olarak bilemediğimiz nedenlerle normal gelişim süreci yaşanmaz ve bebeğin gelişmediği veya anormal olarak geliştiği, bebek eşini oluşturacak olan hücrelerin kontrol dışı çoğaldığı ve büyüdüğü bir durum olan mol gebeliği (gestasyonel trofoblastik hastalık [GTH]) gelişir. Kısacası GTH, döllenmiş yumurtanın uterus içine yerleşmesinden sonra gelişen kanser benzeri veya kanser gibi bir süreçtir.

Çevresel faktörlerin; düşük sosyoekonomik düzey, diyet (karotenden fakir diyet alanlarda risk fazla) ve 17’den küçük 30’dan büyük anne yaşının bu hastalığın gelişiminde önemli olduğu düşünülmektedir. GTH’nin en sık Asya’da görünmektedir.

Şikâyetler, başta şiddetli bulantı-kusma olabilir. Kanda gebelik testi olarak bilinen ß-HCG’nin kandaki seviyesi çoğunlukla beklenenden yüksektir. Gebelik şikâyetlerinin daha belirgin olmasının başlıca nedeni budur. Buna bağlı olarak GTH’li hastalarda troid bezinin nornalden fazla çalışması durumu daha sıklıkla görülür ve bu durum tedaviyi gerektirebilir. Bunun yanı sıra hastalarda gebeliğin neden olduğu yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi, beklenenden erken (20. Gebelik haftasından önce) gelişebilir. Ayrıca hastalık vücuda yayılmışsa yayıldığı yerlerle ilgili şikâyetler de görülebilir. Düşük durumu gerçek bir düşük olmayıp büyüyüp genişlemiş ve üzüm salkımı halini almış hücrelerin dökülmesi şeklindedir. Çoğunlukla hastalarımız tarafından tanımlanır. Ultrasonografiyle (USG) hastalık rahatlıkla tanımlanabilir.

Hidatidiform molün tedavisi uterusun boşaltılmasıdır. Bu işlem çoğunlukla dilatasyon & küretaj (D&C) dediğimiz ve halk arasında küretaj olarak bilinen yöntemle yapılır. Küretaj materyali muhakkak patolojide incelenmelidir. Boşaltma işlemini takiben kanser olmayan hastalarımız düzenli takiplere çağrılır. Bu takiplerde kan ß-HCG düzeyinin düşmesi izlenir. ß-HCG düzeyi belli bir hızda ve çoğunlukla 8 hafta içinde normale iner. Takipteki hastanın ilk 6 ay gebe kalmaması önemlidir. Bunun nedeni gebelik ile ß-HCG’nin yükselmesidir ve takipteki hastada ß-HCG’nin yükselmesi hastalığın tekrarı olarak değerlendirilebilir. Bu durum gereksiz müdahale ve tedavilere neden olabilir. İlk 6 ay içinde kişi gebelikten korunmak için genellikle doğum kontrol hapı kullanılır.

Takipte ß-HCG düzeyi düşmezse veya artarsa, D&C ile alınan parçanın sonucu mol kanseri (koryokarsinom) gelmişse, hastalığın yayılmasıyla ilgili bir bulgu söz konusuysa bu durum gestasyonel trofoblastik tümör (GTT) olarak adlandırılır. GTT’nin tedavisi kemoterapidir ve takibi farklıdır.

Kemoterapiyi takiben hastalar kan ß-HCG düzeyiyle hastalığın seyri açısından takip edilir. Tam cevap, serum ß-HCG düzeyinin ardışık üç hafta 10mIU/ml’nin altında olması (bu değer hastanemiz değeridir ve hastanemizde kullanılan ölçüm kitiyle ilgilidir) olarak kabul edilmektedir.

Tedavi sonuçları çok iyidir. Hastanemizde sağ kalım oranı düşük-riskli GTT’de %100, yüksek-riskli GTT’de %90’dır.

YALANCI GEBELİK

Yalancı gebelik yaşayan kişilerin, biyolojik olarak hamile olmamasına rağmen karın bölgesinin şiştiği, göğüslerinin büyüdüğü, gebelik lekelerinin oluştuğu, adet görmenin kesildiği, mide bulantısı gibi belirtiler görülebilir. Aşırı çocuk sahibi olma duygusu olan bir kadında bu belirtilerin bir doktoru bile yanıltabilecek kadar gerçek gebeliğe benzer. Karnının şişmesiyle birlikte 9 ay süreyle kendisini hamile sanan ve 9 aylık gebe görünümünde olan kadınlar vardır.Bu durum genellikle çocuk sahibi olmayı aşırı derecede isteyen ve üzüntü duyan kişilerde gerçekleşir. Hasta bebek hareketlerini hissettiğini bile söyler.

yalancı gebeliğin tedavisinin jinekolog ve psikiyatristin uyumlu çalışması ile iyi sonuçlar verir. Negatif çıkan gebelik testinin sonuçlarının hastaya dikkatli ve sevecen bir şekilde aktarılması gerekir.. Ayrıca olayın temelinde yatan problemli psikolojik işlev bozukluğunu tedavi etmek için destekleyici psikoterapi uygulanmasını tavsiye ederiz. Yalancı gebelik durumu, negatif test sonuçlarına rağmen yalancı gebelik durumu devam eden hastalarda psikolojik izlem ve gerekirse antipsikotik ilaç kullanımı olumlu sonuçlar verebilmektedir.

 

www.hamilelikguncesi.com

Melissa Karabulut

 
Toplam blog
: 15
: 3058
Kayıt tarihi
: 10.09.12
 
 

Merhaba ben üniversite mezunu 1 çocuk annesi bir bayanım. Oğlumdan dolayı mesleğime ara vermek du..