Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '16

 
Kategori
Sağlık
 

Gebelikte şeker ölçümü olmalı mı olmamalı mı?

Gebelikte şeker ölçümü olmalı mı olmamalı mı?
 

Son dönemlerde diyabet yani şeker hastalığı ile ilgili medyada çok farklı görüşler ortaya atılıyor. Bilimsel temellere dayalı gerçek bilgileri öğrenebilmek için şeker hastalığı ile ilgili detaylı bir haber hazırlamaya karar verdim. 
 
Şeker hastalığı hakkında merak edilen birçok konuyu detaylı şekilde ele aldım. 
 
EndoBridge® Kurucu Başkanı Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, bu konuda şunları söyledi:  “Diyabetli bireylerde kalp damar hastalıkları hem daha erken hem de çok daha sık görülüyor. Her 6 saniyede bir diyabetli birey yaşamını yitiriyor. Birleşmiş Milletlerin verilerine göre dünyada tüm nedenlere bağlı ölüm oranı her yıl bin kişide 7.8 kişi iken her yıl bin diyabetli bireyin 27’si kalp ve damar hastalıkları nedeniyle kaybediliyor.”
 
Diyabetin hem ülkemizde hem de dünyada görülme oranlarının giderek arttığını belirten Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sait Gönen, “1998 yılında ülkemizde yapılan TURDEP-I çalışmasında diyabetin erişkin nüfusta görülme sıklığının yüzde 7,2 olduğunu gösterdi. 10 yıl sonra TURDEP-II yaptığımızda bu oran 13,2’ye çıkmış. Buna birde tedavi edilmesi gereken gizli şekeri de eklediğimizde Türkiye’den her 4 erişkinden bir tanesi ya diyabet ya da gizli şeker hastası oluyor” dedi.  
 
Diyabet hastalığı neden artıyor?
Durağan yaşam tarzının bu oranı artırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Gönen,  “Egzersiz yapmama, sağlıksız beslenme, fastfood beslenme alışkanlığının yayılması,  endüstriyel ürünlerin de çok fazla kullanılması ile birlikte obezite ile birlikte diyabetin sıklığının arttığını gözlemliyoruz. Hatta bazı yayınlarda ikisinin bir hastalık olduğu “diyabezite” şeklinde de tanımlanıyor” diye konuştu. 
 
Diyabet ve obezitenin çok hızlı bir şekilde arttığını vurgulayan Prof. Dr. Gönen, bu konuda yapılması gereken çok şey olduğunu söyledi.  Bu konuda çalışan sağlık profesyonellerinin dışında merkezi otoritenin, mahalli idarelerin, milli eğitimin desteği gerektiğini belirten Prof. Dr. Gönen,  “Çünkü bunun bir yaşam tarzı olduğunu toplumun algılamasını sağlamak gerekiyor. Haftanın 4-5 günü 35-40 dakika tempolu yürüyüş önerilmeli” şeklinde konuştu. 
 
Gizli diyabet nasıl anlaşılır?
 Gizli diyabetin klinik olarak tedavi edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Gönen, şu bilgileri verdi: “Diyabet artık koroner arter hastalığı ile eş değer kabul ediliyor. Açlık kan glikoz değeri, 100-126 mg/desilitre, şeker yükleme testinde 2. saatinde tokluk kan şekeri 140- 200 mg/desilitre arasında ya da 3 aylık şeker ortalaması olan Hemoglobin A1C değeri yüzde 5.7-6.4 arasında ise bunu gizli diyabet kabul ediyoruz. Bu bireyler henüz şeker hastası değiller ancak hasta olmaya adaylar. Yaşam tarzı değişikliği gerekiyor. Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz ile disiplinize ederek çıkabilecek diyabeti öteleme hatta engelleme şansına sahibiz. Ailesinde diyabet olanlar, fazla kilolu olanlar, kan yağı yüksek olanlar, kan basıncı yükselmeye başlayanlar ve polikistik overi olanların yılda bir kez kan şekerine baktırmaları önemli.”
 
Son 2 yılda aşırı kilodan ölenlerin sayısı yetersiz kilodan ölenlerin sayısını geçti!
Avrupa Endokrinoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Aart Jan Van Der Lely ise konu hakkında şunları söyledi:  “Son 2 yılda aşırı kilodan ölenlerin sayısı yetersiz kilodan ölenlerin sayısını geçmiştir. Birçok hastalığın önemli endokrin yönleri vardır; yani, hastalığın sebebi veya tedavisinde hormonlar söz konusu olmaktadır.” 
 
Gebelik diyabeti hakkında bilinmesi gerekenler
Son dönemlerde çok tartışılan Gebelik diyabeti (Gestasyonel diyabet)  ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gönen, hem çocuk hem anne hem de çocuğun ileri yaşamı için çok önemli olduğunu belirtti.  Prof. Dr. Gönen, “Gebe dengeli beslenme, düzenli egzersiz, kilo fazlası varsa kilo kontrolü gibi tedbirleri mutlaka almalı. Gestasyonel diyabet olup olmadığını araştırmanın yolu da “oral glikoz tolerans testi”dir. Gebelerin bazıları gebelik diyabeti açısından riskli gebelerdir. Fazla kilolu olanlar, ailesinde diyabet olanlar, daha önceki doğumda makrozomik bebek yani normal kilonun çok üzerinde olanlar ve polikistik overi olan kadınlar gibi bazı gebelikler diyabet yönünden risklidir.  Tanı koymak için öncelikle 50 gram şeker ile 26-28. haftalarda tarama testi yapıyoruz. 50 gram ile yapılan tarama testi aç ya da tok karnına fark etmiyor. Birinci saatteki kan şekeri  180’in üzerinde ise biz bunu gebelik diyabeti olarak kabul ediyoruz ve başka bir test yapmıyoruz. Altında ise gebelik diyabeti olmadığını söylüyoruz. 140-180 aralığında olanlarda standart “oral glikoz testi” dediğimiz 75 gram açlık kan şekeri 92, birinci saat kan şekeri 180, ikinci saat kan şekeri 153 değerlerinden bir tanesini bile aştı ise biz bunu gestasyonel diyabet kabul ediyoruz” diye konuştu. 
 
Gebelik şekerinde hangi tarama testi daha iyi?
Amerika Birlesik Devletleri Mayo Clinic Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Bölümünden Uzman Dr. Halis Kaan Aktürk, konu ile ilgili şu bilgileri verdi:  “Gestasyonel Diyabet (Gebelik şekeri)  tanısı için dünya genelinde kabul edilen ortak bir görüş bulunmamaktadır. Bu konuda farklı ülkelerde uygulanan farklı ancak benzer testler bulunmaktadır. Görüş ayrılığının nedeni bebeğe yapılan testin zarar verip vermediği değil, hangi tarama testinin daha iyi olduğu yönündedir. Öncelikle bu iyi ayırt edilmeli.  Amerika’da hiç bu konuda tartışma yok. Hekim gerekli gördüğünde bu testin yapılmasını söylüyor, gebelerde diyabet takibi yapılıyor.”
 
Gebelikte şeker ölçümünün çocuğa zararı olur mu?
Dünyada yapılan 9 ayrı ülkede 20 bin gebede yapılan çalışmada bu testin uygulandığına dikkat çeken Prof. Dr. Gönen,  şunları söyledi:  “75 gram glikoz, 8 kaşık pirinç pilavı yemek ya da bir tatlı dilimine denktir. Ayrıca o alınan glikoz anne karnındaki bebeğe gitmiyor.  Anne yarım litre su içtiğinde bebek havuzda yüzmeye başlamıyor.  Karbonhidrattan az beslenen kadınlarda bu şekerin yaptığı etki yok ancak şeker kana karışmadan bir rahatsızlık verebilir. Bunun da çocuğa etkisi söz konusu değil.”
 
Dr. Aktürk,  bu konuda şunlara dikkat çekti: “75 gram şeker, iki teneke kutu kola içmek, 14 çay kaşığı şeker, 1 kase sütlaç ile aynıdır. Hatta 2 dilim baklava yediğinizde 90-100 gram şeker almış oluyorsunuz. Tek farklı sıvı halde şeker, kana daha hızlı karışıyor. Yani ortada korkulacak bir durum yok.”
 
Şeker yükleme testlerindeki değerler nereden geliyor?
Dr. Aktürk,  ayrıca şunları ekledi: “Bu değerler önceden yapılan uluslararası çalışmalardan elde edilen bilgiler eşliğinde şekillendirilmiş. Amaç, meydana gelebilecek doğum sorunlarını önlemek, anne ve bebek sağlığını korumak.”
 
Neden 24-28. haftaya kadar bekliyoruz?
Öncelikle Türkiye’deki  “Neden 24-28. haftaya kadar bekliyoruz?” algısının yanlış olduğunu belirten Dr. Aktürk,  “Gebelik fark edilir edilmez,  açlık kan şekeri ve HbA1c (3 aylık ortalama kan şekeri) rutin kontroller içinde bakılması gereken bir test. 24-28. haftalar arasında yapılan şeker yükleme testleri sadece riskli gebeliklere ve öncesinde diyabet tespit edilmemiş gebelere uygulanıyor.
 
Şu anki tavsiyelere göre aşağıdaki şartların tümü varsa gebelikte seker yükleme testine gerek yoktur.
1- 25 yaşın altında olmak
2 -Gebelikten önce normal kiloda olmak
3 -Gestasyonel gebelik riskinin düşük olduğu bir etnik gruba dahil olmak
4 -Birinci derece akrabalarında diyabet bulunmamak
5 -Önceden anormal kan şekeri saptanmamış olmak
6 -Önceki gebeliklerinde sorun yaşamamış olmak
7 -Önceki gebeliklerinde yaşına göre büyük bebek doğurmamış olmak” şeklinde bilgi verdi. 
 
 
Toplam blog
: 188
: 108
Kayıt tarihi
: 16.10.15
 
 

Gazeteci, Biyolog, Konuşmacı ve Sosyal Medya Danışmanı, Kokuyla Keşfet ve  Sağlık Haberlerine Far..