Gebereceksen geber!..

Milletim,

Etrafındaki sis bir yayılıyor bir dağılıyor şaşkınsın; krizin biri bitiyor biri başlıyor, hiçbir şey ucuzlamıyor. Cebindeki para peynir gibi eriyor.. Neden mi? Çok hesaplı bir hilekarlıkla yönetiliyorsun da ondan..

Bak yakında gülme, nefes alma, koklama, görme gibi yeteneklerini de kaybedeceksin; başımdaki büyük adamlar beni düşünür derdin. Bak, ruhsat verdiğin o adamlar tabanca ruhsatı almış gibi tetiğe her dokunuşlarında seni yerlebir ediyorlar..

Eyy millet; Her zamanki gibi çok sulu ve yapışkan bir dönemin içindesin, ahmaklar gibi bir köşe kapmaca oyununu seyre daldın..

İzlediğin şeyin "kavga" olduğunu biliyorsun; Genlerinde vardır, kendin için kavgaya girmezsin ama izlemeyi seversin..

Hesaplı bir hilekarlıkla yönetiliyorsun dedik; İzlediğin "kavga" da bu hilelarlığın bir uzantısı. nasıl mı? Yukarılarda görev ve yetkileri belirlenmemiş kurumlar kapışmışlar, egemenlik haklarının sınırlandırılmasına bozuk atıyorlar..

Bunlar bugüne kadar, ahenkli çalışıyorlardı da ne oldu da birden celallendiler?
Gayet basit; çünkü bu güne kadar, hukuk devletinde meşru olmayan, olmaması gereken "zıt prensipler" esasına göre ayakta idiler.. Hala da öyle kalmak istiyorlar..

Anlayacağın kimse senin ekmeğinin derdinde değil..

Hiç düşündün mü?

Sürekli milletin bağrından çıktığını söyleyen bir kurumun, ülkenin en nadide köşelerindeki cennet mekan tesislerinin neden millete de sunulmadığnı?
ya da bu kıymetli yerlerin neden ekonomiye katılmadığını?

Dedik ya, çok hesaplı bir hilekarlıkla yönetiliyorsun da ondan..

Açsın, açıktasın.. yaşamak müşkil iş, allah inancın tam, camileri gene dolduruyorsun, ezanlar gene okunuyor ama ekmek asla ucuzlamıyor değil mi?

Biraz da meydanları doldursan diyorum hani; sadece "ekmek" için ekmek!.. aksi halde çıkmadığın o meydanlar, kaldırımlar mevtalarla dolacak bilesin..

Manzara ortada işte; Gebereceksen geber! yer delindi gırtlağına kadar bokun içindesin..

İçin yanmıyorsa, aç bir gazoz yak bir sigara dehle gitsin. yan yanabildiğin kadar..

Kızgın bir maşa tutmuşsun, atmak istiyorsun eline yapıştıkça yapışıyor değil mi?

Buna da maşanın intikamı derler..