Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '08

 
Kategori
Mizah
 

Gebze - Harem bir-iki gel abi gel

Gebze - Harem bir-iki gel abi gel
 

" Sollama beni sollarım seni "


Ben yurdumun insanlarını çok seviyorum yav. Akıl almaz yaramazlıklar yapar, hanzoluklarından hiçbirşey kaybetmez beni kendilerine hayran bırakırlar. Hergeçen gün adeta beni çılgına çevirirler. Bana illaki malzeme olmaktan korkmazlar :)) Bana mı denk gelir butür ayrıntılar şaşırıyorum. Yoksa ben mi çok çakalım da gözümden birşey kaçmıyor bu tartışılır. Hadi bunu Hodri Meydan'da tartışalım.

Geçen gün Gebze - Harem minibüsünün tekiyle Harem'e gidiyordum. ( benim haremim var da oraya gidiyorum ) :) Haremlik selamlık yaptım olayı. Şöför abimiz çekmiş paçaları dizlere kadar bacaklar kıllı kıllı kıvırcık model . Ayaklar pedalda. Ayakkabının arka tarafı topuk tarafından ezilmiş vaziyette telef olmuştur. Ayaklarında çakma nayk markasının yazılı olduğu gözle görülür biçimde topukları erimiş beyaz çoraplar var idi. Ben öyle gördüm. Ben çorapların yalancısıyım. :) Bastı gidiyor Harem tarafına. " Bir tane Harem alır mısınız kaptan ? " dedim. Ama minibüste sadece ben varım daha yolcu binmemiş.

Bana verilen cevap şu :

" Kaç kişi ? " !!

Ben: Dumur! Dumur! Oha olmuşum!

Ben: Valla 15 tane al sen. Bulunsun yanında lazım olur yolda!

Şöför: Hıı tamam abi oluur.

Ben: Ln sen benle dalga mı geçiyorsun yoksa kendini CM YLMZ mı sanıyorsun kendi çapında?

Şöför: Ne biliyim ben kardeşim söyle o zaman kaç tane olduğunu.

Ben: Ya kaptan hangi kap'tansın bilmiyorum ama bana ters geldin sen be yapma tamam mı bunu bana?

Şöför: Tamam tamam kızma ya. Şaka yaptık. Tamam 1 tane alıyoz di mi abi?

Ben: Evet 15 tane almazsan olur. Sen onu 1 tane yap. Evet 1 tane al ama kendi başına al. Alıyoruz olarak çoğullaştırma durumu. He beraber alalım paraları dersen o da olur ya da istersen sadece ben alayım paraları ne dersin? Tövbe tövbee.

Ama agayı görmelisiniz. Kafa kel, gömlek yakaları gırtlaktan balta girmemiş ormanlara kadar açık, bilekte sallanıp duran bir tesbih, ara sıra da minibüsün içine romantik bir koku yayıyor tavanda duran koku cihazıyla. Teyp açık Blaupunkt marka, radyoda Kral Fm çalıyor Hakkı Bulut. Artık Müslüm dinlemiyorlar minibüscüler biliyor musunuz? Müslüm baba pop, caz filan yapmaya başladı ya tavır almışlar şöförler. Ne komik ya adamlar hemen satmışlar babayı. Minibüsün camında duran yapıştırılmış cdler de dikkatimden kaçmadı. Adam bir cd yapıştırmış cama Mozart'ın senfoni cd si :) gülerim buna ya. Hatta yerlere yatarım pervasızca bu rezilliğe. Koskoca Mozart sırf Gebze-Harem minibüsünün camına aksesuar olarak yapıştırılmak için mi verdi onca yıllarını :)) Vay bee kadere bak. Hi hi.

Minibüsün ön konsol taraf tamamen dantel örtü ve bilimum dantelli havlu çeşitlerinden oluşan güneşten koruyucu örtülerle kaplı. Bu ne l*n şimdi ? Yolda giderken dantel mi örüyon ? Yoksa ekiş olarak ayrıcadan dantel mi örüyorsun ? E bırak hanımın evde kullansın onları. Sanane dantelden örtüden vızır vızırdan ? Minibüs şöförleri kat'iyen arabasının gerçek modelini kabullenemez. Arabanın iç tavanına ve ön konsola çeşitli marka model yazıları yapıştırılır. Mesela :

" Super Saloon "

" Wolkswagen "

" BMW "

" Sollama beni sollarım seni " yazısı,

" Kader bana da vurdu son kroşeyi " yazısı,

" Yollar gidişime kızlar gülüşüme hasta " yazısı . (Bir de simit yedikten sonra gül de bakalım ne kadar hasta olablecekler sana? Susamları temizle dişinden çabuk höüğğt ! )

" Mercedes'in yıldız amblemi direksiyon simidinin tam orta kısmında yapışık. "

" Vites topuzu bilardo topunun matkapla delinmesiyle dizayn edilmiş bir ayrıntıdır. "

" Bozuk paraları koymak amacıyla evden getirilmiş 5'li kahvaltı saklama kabı "

" Korku tünellerindeki gibi 175 tane çeşitli köşelere yapıştırılmış ayna setleri "

" Minibüsün tüm tavanı sünnet yatağı gibi boncuklu aksesuarlarla kaplanmış "

" Olmazsa olmazlardan arka cama mor neon ışık "

" Arka cama kocaman bir panjur. ( dışarıdan arka cama bakıldığında panjurun arasından iki dilber gözü size bakar yapıştırılan etiket sayesinde ve size işaret parmağıyla gel gel yapar )

" Direksiyon özel kaplattırılan etiketin sayesinde beyaz desenli mermer görünümlüdür "

" Öncamın hemen dibinde size kafasını sürekli sallayan bir oyuncak köpek beni gıcık eder "

" Burada sigara içilmez uyarı etiketi var ama şöför camı açıp sol dirseğini 90 derece bükerek dışarı sarkıtır ve o sigara içebilir "

" Heran bir dalaş kavga olabilir düşüncesiyle zulaya sol köşeye sıkıştırılmış bir yıldız tornavida, sapı kırmızı ya da yeşil renktedir "

" Nereye gideceğini bilemediği için herhalde önkonsolun ortasındaki fan hava çıkış bölümüne tutturulmuş bir adet yuvarlak sulu top içinde PUSULA ! "

" Vazo içine konulmuş toz ve pislikten rengi belli olamayan yapma çiçek hep dikiz aynasının iki tarafına yapıştırılmış vaziyette durur "

" Sol tarafındaki askıda duran ama asla takılmayan KIROVAT ! "

" Yine olmazsa olmazlardan kafası bandanalı kurukafa resmi torpidoya yapıştırılmıştır. "

Bir de kendisine verdiğim parayı inceleyip psikoanaliz ettikten sonra " abi bu para sahte " teşhisi koymaz mı ? Vaybe dedim kendi kendime.Arkadaş bu meslekten önce sanırırm bankacılık yaptı veznede. " Bir bakışta anlarım abi " . Hadi leen g.t ! Sen mi bastın parayı, sen mi verdin serial number'ını ( bakar mısınız ingilizce su gibi ) :))

Size aklıma gelen bir minibüs fıkrasını ya da ne derseniz bir olayı anlatayım da gülün.

-

-


Ben oran şehrinde oturuyorum.
Bu semt ile ilgili minibüs olayı da şöyle olmuş.
Yaşlı kadın minibüs şöförüne seslenmiş.
-Oğlum oran kalkıyor mu oran...
Şöförde ses yok.
-Oğlum Oran'a gider mi bu minibüs duymuyon mu?
Şöför;
-Töbe töbe...
Kadın kocasına döner.
-Ne manyaklar var deminden beri oran'a gider mi diyorum ses vermiyor.Terbiye kalmadı şu gençlerde....

-

Bir anda yanımızdan son sürat bir minibüs geçti.
Biz 'Freni patladı' filan demeye kalmadan, minibüs kafadan elektrik direğine bindirdi.
Hemen koştuk, yardım edelim diye.

Minibüse ulaştığımızda manzara şuydu: Yolcuların kiminin kafa göz şişmiş, kiminin dudağı patlamış... Dağılmış vaziyetteler yani.

Ama bir tuhaflık var. Çünkü o hallerine rağmen, gözlerinden yaşlar gelecek şekilde gülüyorlar.

Biz ne yapacağımızı şaşırdık.

'Ne oldu?' diye sorduk.Bir iki tanesi, güçlükle
'Şoför, şoför...'

diyebiliyor ama yine gülmeye başlıyorlar. Bu sarsıcı manzaranın aslını öğrenebilmek için 2-3 dakika geçmesi gerekti.

Meğer şoför, tükürürken minibüsten düşmüş.Hani, bizim şoförlere özgü, giderken kapıyı açıp dışarı tükürme hareketi vardir ya.

Baba, dengeyi tutturamamış, tükürükle beraber, gümbürt aşagı düşmüş.
Minibüs de kontrolden çıkıp direğe bindirmiş.."

gokhancenker@hotmail.com

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..