Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '06

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Geç kalmanın tarihi bize mi ait?

Halimize bir bakın. Geç kalmak adetten sayılıyor. Hatta "ağır ol molla desinler" sözüyle eşdeğer tutuluyor. "Geç kal da ağır davetli desinler" gibi. Sahi geç kalmayı alışkanlık değil, söz haline getirdik. En az yarım saat geç kalarak gittiğimiz toplantıda alıyoruz elimize mikrofonu edepten adaptan bahsediyoruz. Bu yaptığımıza ne denilir bilmem fakat akıllıca bir iş olmadığı ortada. O kadar insanı bekleteceksin, sonrada kürsüye çıkıp ahkâm keseceksin. Buna anlam vermekte zorlanıyorum.

Konferanslara gidiyoruz. Verdikleri saatte başlayanları görebilmek mümkün değil. Eğer "Verdiğin sözü tut" isimli bir konferans düzenlense o bile en az bir saat gecikmeyle başlar. Her şeyde olduğu gibi burada da ölçü olmalı. Sahi saat 20.00 yapılacak açılışa 20.30 da gitmek başka nerede görülmüş! Bu hareket orada bulananlara yapılmış hakaret değil de nedir?

Bir dostum anlatıyor. "Amerika’da bir şirketin üst düzey yöneticisi ile randevulaştık. Görüşmek için verdiğimiz saatten önce yola çıktık. Ancak trafik yoğunluğundan 20 dakika geç kaldık. Bürodan içeri girer girmez mazeretimizi beyan edecektik ki bize " Ben Türklerin randevularına geç gittiklerini biliyordum" gerek anlatmanıza yok dedi. O anda düştüğümüz durumu varın siz anlayın. Bu toplum randevulara geç kalmayı büyüklerinden! öğreniyor.

İrsi değil saygısızlık. Hiçe saymak…Elbette mazeretlere karşı saygımız vardır. Hatta değil saatlerce, günlerce de bekleriz. Yeter ki mazeret geçerli olsun. Bunu bile bile yapanlaradır sözümüz.

Necip Fazıl Kısakürek için anlatıyorlar. Ziyaret için belirlenen saatten yarım saat önce gittik. Bizi salona aldılar. O sırada üstâd bizi gördü. Yanımıza gelmedi. Tam verilen saatte yanımıza gelerek hoş geldiniz dedi. Bu tavrıyla bize unutamayacağımız bir ders vermiş oldu. Böyle anlatıyorlar. Saatinden sonra gitmenin yanlışlığı önce gitmekle de yapılmış oluyor.

Tarihte bunun örnekleri çoktur. İzim şahsiyetimiz verdiğimiz söz de yatmaktadır. İnsanın özüyle sözü birbirinden ayrılamaz. Sözünüzü tutmanız sizin özünüzü gösterir. Artık bundan sonra ister erken gidin isterse geç kalın. Sizin bileceğiniz iş.

Konferanslar, düğünler, davetler devam ediyor. Evet siz davetliler…Bile bile geç kalmaya değil, lütfen saatinde orda bulunmaya bakınız. Lügatlerde geç kalanı onurlandıracak isim yok.

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..