Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '08

 
Kategori
Dostluk
 

Geç Kalmış Bir Özür...

Geç Kalmış Bir Özür...
 

Foto: Serhat Taykatgül Masal Ve Düş



Bir insan geçmişine ait bir parçayı yok sayabilir mi? Yaşanmış bir zaman dilimi hiç yaşanmamışcasına silinebilir mi insanın belleğinden? Ve dünden bir parçası eksik olan biri bugünü tam olarak yaşayıp yarına varabilir mi?

Bilmiyorum...

Şu anda tam karşımda oturmuş bana bugününü anlatıyorken sen, ben gözlerim elindeki sigaranın dumanına aklımsa geçmişime takılı, belleğimdeki eksik kalan kısımları tamamlamaya çalışıyorum. Yaşandığı halde hatırlanmayan, yok sayılan zamanları...

Hatırlayıp da önüme sunduğun çoğu şey ne yazıkki yok belleğimde. Hiç yaşanmamışcasına silinip gitmiş. Ne kadar zorlasamda kendimi, büyük bir acının izleri dolaşıyor içimde sadece o günlere dair. Bir acının yüreğimi saklayıp, gözlerimi kör etmesi. Kabul edilmeyen bir zaman, hatırlanmak istenmeyen yüzler, gözardı edilen yaşanmışlıklar. Bu yüzden belki de hafızam bana o günlerden kör, sağır ve dilsiz...

Düşünüyorumda şimdi, bir yalanın uzantısına kurban edilmiş bir gerçektin aslında sen. Bilmediğin zamanların dışında bırakılan. Bilmediğin acıların habersiz takipçisi. Bir suskunluk zorunluluğu, söylenemeyenler, hep bir kırgınlık, bir erteleme, sonu getirilmemiş cümleler... Bilinçli değildi elbet, istenerek yapılmadı. Ama yanlıştı sonuçta. Bir haksızlığa karşı başka bir haksızlığı seçmekti benimkisi.

Çok zaman geçti üzerinden artık. Bıraktığımız yerde değiliz ikimizde. Zamanın derin izleri yansımış, yüzümüze, ellerimize, gözlerimize, yüreğimize...Ama geçen onca zamana, yol yorgunluğuna, hayal kırıklığına, birbirinden habersiz çekilen çektirilen acılara rağmen tüketilmemiş hayaller kalmış avuçlarımızda hala görüyorum. Ve seviniyorum bir yerinden yeniden yakalayabildik birbirimizin hayatını, yeniden bu hayatların bir parçası olabildik diye...

Şu anda tam karşımda oturmuş sana çok yakışan o gülüşünle geçmişin tozlu sayfaları arasında dolanıyorken sen, ve anıyorken yine o günleri, ben duyamayacağın bir fısıltıyla Tanrı’ya bir kez daha şükrediyorum; eskiye dair bir hayalkırıklığı olmama rağmen bir “gerçek” olarak bugününde tekrar yer almamı sağladığı için...

Bu sefer hiçbir yanlış, bir doğruyu (seni) götürmedi...

 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..