Gece yarısı...

Gece saat 23, 30 sıraları…

Televizyon kanalları arasında hoplayıp zıplayıp duruyoruz. Bir anda kanalın birinde yayın kesildi ve “Son dakika” uyarısı ile haber geçmeye başladı…

Bu durumda ilk akla gelen şey ya uçak kaçırmadır ya da bir felaket haberidir. Ama değil, bu kez haber kaynağı hiç alışık olmadığımız bir kaynak… Daha doğrusu saat olarak alışık olmadığımız bir saat.

Haberin çıkış yeri Genelkurmay Başkanlığı…

Genelkurmay Başkanlığı, bu saatte bir bildiri yayınlıyor ve şöyle diyor: "Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir” deniliyor.

Ve şöyle bir söz daha kullanılıyor: “Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur.”

Bu ifadedeki “…Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır…” cümlesine dikkat etmek gerekmektedir.

Ve aynı bildirinin son paragrafı da oldukça anlamlıdır: “Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir."

Gece yarısı gelen bu bildiri konusunda yine herkes bazı şeyler söyleyecektir. Bir kısım kişiler bu bildiriye “Alkış” tutarken, özellikle suçlamaya muhatap olanlar bunu “Askeri darbe” olarak niteleyecektir. Türkiye’nin gelişmesine yine bir takoz olarak yorumlayacaklardır.

Bekleyeceğiz ve göreceğiz…

Ama yine bu bildiriyi “YAYINLANMASINA” neden olanlar, demokratik hakların kullananlar olarak nitelendirilecektir.

Hatta bu açıklamayı cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale olarak niteleyenler de çıkacaktır.

Yani…

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mahalle ortasına düşenler, mahkemeye giderken bir de yolda jandarmadan bir güzel dayak yemiş oluyorlar…

Buna bir de benzetme yapayım eskilerin deyimi ile…

Bizde eskiler “Hacı emminiz eşeğe binmiş, ayakları yerde sürünüyor” derler…

Hem mahalle ortasına düştüler, hem mahkemeye, bir de mahkemeye giderken yolda dayak yediler…

28 NİSAN 2007