- Kategori
- Şiir
Gece yürüyüşleri...
Sokakların meydanlara koştuğu bir akşamdı
rüzgar uykulu yıldızlar mutlu sandalcı kuşkulu
yerde gökte gönülde ve sarhoş komşunun çalkantılı şişesinde
doğan tüm beyaz mutluluklar teyakkuzdaydı limana doğru.
Zamanın sıcaktan katılıp yorgun düştüğü bir zamandı
ve olan maviler de kırmızı elbiselere sığınmış geceye yürümekteydiler
günü ve günlüğünü kuzeyde unutmuş bir kadın ortada durmakta
göğsü ve saçlarıyla birlikte onlara uzanmaktaydı
ve kilin gizemine kapılmış elleri içindeki ikonu tutmaktaydı.
Meydandaki gramofonda, balık yüzlü beyaz etli kızın
eski çakıllarla kıyıya gelip toplanan şarkıları çalmakta
yosun, yağmur ve dolu kaybolmakta, şimşekler açığa kaçmaktaydı
hüzünlenen yıldırımlar alıp başını gitmişti ve iskele karanlıktı,
müştak balıkçı sandalları gece yürüyüşünden dönüyor
tepedeki ak sakallı gözcü de yitirmiş yıldızları meydana geçiyordu,
unutulmuş saatlerin matrak büyücüleri aldatılmış taşları boyamakta
uzakta bir gelin ağlara takılı kalıp yuğulmuş çeyizlerini sudan çıkarmaktaydı
ve iskambil fırtınasından dışarı çıkamayan köyün ihtiyarları güneşi çirozlayıp kahveye asmaktaydı.
25.09.2008 /Tarabya
rüzgar uykulu yıldızlar mutlu sandalcı kuşkulu
yerde gökte gönülde ve sarhoş komşunun çalkantılı şişesinde
doğan tüm beyaz mutluluklar teyakkuzdaydı limana doğru.
Zamanın sıcaktan katılıp yorgun düştüğü bir zamandı
ve olan maviler de kırmızı elbiselere sığınmış geceye yürümekteydiler
günü ve günlüğünü kuzeyde unutmuş bir kadın ortada durmakta
göğsü ve saçlarıyla birlikte onlara uzanmaktaydı
ve kilin gizemine kapılmış elleri içindeki ikonu tutmaktaydı.
Meydandaki gramofonda, balık yüzlü beyaz etli kızın
eski çakıllarla kıyıya gelip toplanan şarkıları çalmakta
yosun, yağmur ve dolu kaybolmakta, şimşekler açığa kaçmaktaydı
hüzünlenen yıldırımlar alıp başını gitmişti ve iskele karanlıktı,
müştak balıkçı sandalları gece yürüyüşünden dönüyor
tepedeki ak sakallı gözcü de yitirmiş yıldızları meydana geçiyordu,
unutulmuş saatlerin matrak büyücüleri aldatılmış taşları boyamakta
uzakta bir gelin ağlara takılı kalıp yuğulmuş çeyizlerini sudan çıkarmaktaydı
ve iskambil fırtınasından dışarı çıkamayan köyün ihtiyarları güneşi çirozlayıp kahveye asmaktaydı.
25.09.2008 /Tarabya