- Kategori
- Deneme
Gece
Siyah renge doğru bir gidişi kimse istemez ama her on iki saatte bir o siyah renge doğru yol alırsın. Gündüzün o karmaşık ve hızlı hali seni yormak için elinden geleni yapar. Kan akışın o gözü kamaştıran ışığı görünce daha çok hareketlenir. Ve bu hareketlilik mesai saatleri içinde sürekli devam eder. Ve bu yıllarca devam eder.
Güneşin batışını erkene almak isteyen milyonlarca insan vardır. Bu insanların tek derdi o gözlerini kamaştıran ışığı suya batırmaktır. Siyah rengin bir an önce gelmesini isterler. O siyah renk ile beraber, hızın, kargaşanın ve seslerin yok olacağını düşünürler. O ışığın sönmesiyle beraber huzurun, rahatlığın ve refahın geleceğini düşünürler. Sanki aylardır o ışık hiç batmamış gibi algılarlar.
Günde en az sekiz saatin uykuda geçtiğini bilen insanoğlu, ömürde bunun en az 20 yıl hareketsiz ve bilinçsiz geçtiğini öğrenince afallar. Çünkü o ışığın bir an önce sönmesini arzu eden âdemoğlunun kaçırdıkları ve göremedikleri çoğu ışıklı ve parlak siluetler umurunda bile değildir. Yok olan siluetlerin umurlarında olmadığı gibi…
Günyüzü görmüş her varlığa sessiz kalan ışıksız insanoğlu, güneş batınca hesap yapmaya, beyaz ekrana öfkelenmeye başlar. O sinirli, o muhalif, o haksızlığa sessiz kalmayan insan silueti güneş doğunca, o güneşin batmasını dört gözle bekler. Tek amacı, güneşin herhangi bir yerde batması… Horozun sesiyle sessizleşen bir topluluk, bir cemaat, bir ülke, bir dünya…
Bitkin, halsiz, bencil ve ışıksız bi dünya…
twitter.com/mahirtemur