Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '14

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Gecikmeli bir sevgililer günü yazısı: Sevmeyi öğrenmek ve öğretmek

Gecikmeli bir sevgililer günü yazısı: Sevmeyi öğrenmek ve öğretmek
 

Tüm duygular içerisinde, hepsinden ayrı, ayrıcalıklı, üstün ve kapsayıcı olan; benim "Tek Tanrısal duygumuz" diye nitelendirdiğim SEVGİ. Sevgi duygusu başka şeylerle çokça karıştırılır, ama gerçekten sevmeyi bilen, sevebilen kişiler oldukça az... Kocaman yetişkinler arasında hala gerçek anlamda sevgiyi tatmamış kişilerin evlat sahibi olması, onlara sevmeyi, sevilmeyi öğretebiliyor. Çünkü, o zaman belki de ilk kez gerçekten bu duyguyu deneyimliyorlar. Çocuğum anne babasına, hele hele anasına duyduğu ve yaşattığı sevgi bence en GERÇEK ve İÇTEN olanı.

Başta anne babası tarafından sevilmeyen birey, yetişkin olduğunda da sevgisini göstermekten aciz kalıyor. Bir bakıma sevemiyor. Sevildiğinde bunun karşılığını veremiyor. Sevdiğini, sevildiğini bile tam olarak anlayamıyor. Çünkü, gerçekte bilmediği ve tanımadığı bu duyguyu başka şeylerle karıştırıyor. Çocuğumuzun bizi sevmesi, bizim onu sevmemiz son derece doğal olmasına karşın, bunu doğallığı, içtenliği, kendindenliğiyle yaşamak yerine, çuvallayan, yanlışlar yapan yetişkinler azımsanmayacak ölçüde. Hem de okumuş, yazmış, aydın geçinenler arasında...

Konunun uzmanı değilim; gebelik dönemimle birlikte yaklaşık 7 yıllık bir ana olmam beni uzman yapar mı? Yalnızca, psikoloji, ruh sağlığı, çocuk psikolojisi, çocuk yetiştirme konusunda kitaplar, makaleler okumuş, yaşamı, ilişkileri, insanları epey irdelemiş biriyim. Hepsinin ötesinde, çocuğunu; "Sağlıklı, özgüvenli, kendine yetebilen, saygılı, empati kurabilen, dürüst, sevecen" bir insan olarak yetiştirmeye çalışan bir anayım. Bunu ancak "Sevecenlik"le yapabilirim. Onu korumak, iyi bir yaşam ve gelecek sunmak adına; özgür iradesine müdehale etmek yapılabilecek en büyük yanlış ve kötülük olur, biliyorum. Çocuklara karşı temel görevlerimiz: Onlara bakmak, onları yetiştirmek, onlara rehberlik etmek... Onları en iyi okullarda okutmakla, pahalı markalar almakla, her istediklerini gerçekleştirmeye çalışmakla, her olanağı sunmakla, iyi ana baba olunmaz. Hele hele "Çocuğum beni daha çok sevsin, benim sözümü dinlesin, bana bağlı olsun" diye yaptıklarımız, öncelikle kendi egomuzu doyurmaktan, evlatlarımızı bağımlı, sorunlu, kompleksli, sağlıksız bireylere dönüştürmekten başka işe yaramaz. Çocuk yetiştirirken, saçımızı süpürge etmek, ahkam kesmek de iş değil.

Peki ne yapacağız? Sevgimizi o en değerli, en sevgili varlıklarımıza, bakışla, sözle, dokunuşla duyumsatabilmek en önemlisi! Sevmeyi bilen, sevilen evlatlar yetiştirmemizi diliyorum. İşte o zaman dünya cennete dönüşmeye başlar.


 

Gülçin ERŞEN – 15 Şubat 2014 / Güllük

 
Toplam blog
: 134
: 869
Kayıt tarihi
: 06.07.11
 
 

Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu (İletişim Fakültesi) Radyo ve Televizyon Bölümü mezun..