GECİKMELİ YORUMLAR-1-

Her kuruluşta olduğu gibi çalışmakta olduğum kurumda da yıl sonu son derece yoğun geçiyor. Ayrıca ben yazılım hizmeti veren bir firmada çalıştığım için doğal olarak bizim yıl sonu yoğunluğumuz müşteri sayısına ve iş yüküne göre artıyor. Bu nedenle bir süredir hasretle beklediğinizi düşündüğüm yazılarımı okuyamadınız. Ama bu sürede araştırmacı gazetecilik faaliyetlerimi hiç bırakmadım ve notlarımı aldım. Şimdi gecikmeli oarak onları sizlerle paylaşacağım. Bir süre sonra güncele gelmiş oluruz.

21 Aralık tarihli Hürriyet gazetesinde Sn. Vahap Munyar' ın köşesinde "kırmızı ışık yüzsüzlerinin TV' lerde yayınlanacağı" notu vardı. Peki yeşil ışıkta geçmeyen yeşil ışık tembelleri için bu canavar fikri akıl edenler ne düşünüyorlar acaba. Veya yayaya kırmızı, araca yeşil yanarken gayet sakin yola çıkanlar için ne düşünülüyor? Lütfen yanlış anlamayın buna hiç itirazım yok. Yani kırmızı ışıkta geçenler her kanalda ve prime time da bile yayınlanmalı. Belki -sanmıyorum ama- bir kişiye de olsa etki yapar. Ama peki tersi ne olacak? Neden biz olayları hep tek taraflı ve durağan yönünden bakıyoruz. Durmaya teşvik/zorlama her ne derseniz tamam olsun, ama ilerlemeye teşvik/zorlama, yok olmaz. Daha önceki bir yazımda da değindim, -kaza kavramı bir kenara bırakılır ise- trafikte soruna asıl yol açan kırmızı da durmamak değil, yeşil ışıkta geçmemektir. Aman yanlış anlamayın yine ve eğer isterseniz bu konuyu açıkladığım yazımı okuyun lütfen.

Yine aynı tarihli Hürriyet gazetesinde Sn. Yalçın Bayer köşesinde Çe-Tur Çelebi Turizm Gn. Md. Sn. Suat Sarı' nın önerilerini yayınlamıştı. Köşenin başlığı "Birileri de kafa yorsun" du. Sn. Sarı' nın katıldığım öneri/saptamalarından biri "....Dikkat edin görüşlerin çoğunluğu yeni yollar, köprüler ve katlı kavşak ile katlı yollardan geçiyor...." şeklindeydi. Şimdi bu metni yayınlayan Sn. Bayer' in köşesinde yayınlanmış bir metni aynen aşağıya alıyorum.

"Trakya diye bir yer var Ergezen

“HEP Doğu'daki, Orta Anadolu'daki ve hatta Karadenizdeki yollara yatırım yapılıyor.Sayın Ergezen, siz Güneydoğulusunuz... Trakya diye bir yer var, bilir misiniz, sever misiniz? Hiç olmazsa bir kez Trakya'ya gelin; Karayolları Müsteşar Vekiliniz Erbakan'ı da yanınıza alın; şu Kınalıköprü'den (İstanbul-Tekirdağ sınırı) Tekirdağ-Çanakkale'ye giden yolu bir inceleyiniz. Trafiğin yoğun olmadığı, ancak kendi yandaşlarınızın çoğunlukta olduğu kentlerin yollarına trilyonlar yatırıyorsunuz.Tekirdağ yolu hani çift sıralı olacaktı. Sizden önceki Ecevit hükümeti, müteahhit CHP'li olduğu için para vermedi; yatırımı atıl bıraktı. Şimdi her şey yarım bekliyor.Yazlıklara gidenler hafta sonları perişan oluyor.Eğer siz, bunlar çıplak denize giriyor, günaha giriyor diyorsanız; Türkiye yanmış, kül olmuş demektir.” (İnanın o zaman da gözlerim dolmuştu bu şikayeti okuyunca.)

Bu metnin yayın tarihi 11 mayıs 2003. Sn. Bayer Tekirdağ Kınalı arasına çift yol isteyen bir vatandaşımızın şikayetini yayınlıyor. Eğer mantığımız aynı olaylara aynı tepkileri verecek ise sizce bu iki desteklenen görüş -destekleniyor ki yayınlandı- arasındaki parallelik nerede? Sadece görüşü yayınlanan vatandaşımız 2003 yılında başka yönden yaklaşarak duble yol istiyor o kadar. Bu isteği Sn. Bayer benim kıt aklımın anladığı kadarı ile yayınladığına göre destekliyordur. Ama o Sn. Suat Sarı' yı da destekliyor anladığım kadarı ile. (Not: Bu görüşü yazan vatandaşımız o duble yol yapılınca ne düşünüyor onu da çok merak ediyorum.) (İkinci not: tarihin hiçbir döneminde yaz aylarının hafta sonları dışında Kınalı - Çanakkale arasında yoğun bir trafik olmamıştır. Bu yolu 1989 yılından beri -yani duble yapılmadan- sayısını bilemediğim kez hafta içi, hafta sonu yaz, kış gece gündüz gittim. O yol sadece yaz ayları hafta sonlarında ve sadece o arada yazlık denen mimari facialarda yaşayan vatandaşlar yüzünden tıkanırdı.)

Sayın okurlar 2003 yılındaki vatandaşımız sırf yazlığına çabuk gitsin gelsin diye duble yol istedi destekledik. (Üstelik de yaptık da.) Sonra köprüler katlı kavşaklar çözüm olmaz diyen ve haklı olan görüşüde destekledik. Sonra bu ülkede çözüm bekliyoruz. Sayın okurlar size hep yazdım bizim sorun ve çözüm anlayışımızı. Size iki çok somut örnek. Vatandaş, medya ve siyaset. Bir istisna -Sn. Sarı- dışında sanki hemfikir değilmiyiz ?