Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '15

 
Kategori
Bilim
 

Geçmişbilim-Gelecekbilim bireşimleri

Geçmişbilim-Gelecekbilim bireşimleri
 

google


Meraksızı için önnotlar:

Bir:

Geçmişbilim tarihtir, gelecekbilim fütürolojidir, bireşim sentezdir.

İki:

Dünya Sistemi, 5 bin yıllık bir tarih modelidir. Bu konuda bilinen en çok işleyen modeldir.

Üç:

Ülkü, buna ek olarak 5 bin yıllık bir gelecekbilim modeli kurmuştur.

Dört:

5 milenyumluk Dünya sistemi ile 5 milenyumluk gelecekbilim sistemi birbirine eklemlenince, ‘geçmişbilim-gelecekbilim bireşimleri’nden yalnızca biri ortaya çıkar.

Beş:

Dünya Sistemi, geriye doğru 7,5 milenyum olmak üzere, Neolitik Devrim sürecine bağlıdır.

Altı:

Bu 12,5 milenyumluk model, 12,5 milenyum daha eklenince, 25 milenyumluk, ‘insanın-amerikadalaşması’na bağlanır.

Yedi:

25 milenyum daha eklenince, ortaya daha önceleri onlarcası başarısız olmuş olan, insan türünün Afrika kıtasından son ve başarılı eksodusu çıkar.

Sekiz:

Tüm bu parçalardan görebileceğimiz üzere, tüm bir sonraki adımlar, bir önceki adımın gelecekbilimidir. Yani, tarih-fütüroloji sentezi, kayan veri zaman tabanlıdır.

Dokuz:

Anbilim / şimdibilim, tarihin veya gelecekbilimin değil, fiziğin sorunudur. İronik olarak fizik, zamanı henüz doğru tanımlayamamıştır ve artı Einsetin-Minkowski sayesinde, en az bir kez yanlış tanımlamıştır.

On:

Dokuzuncu madden görebileceğimiz üzere, tarih ve/ya fütüroloji fiziği etkileyebilir ve tersi de.

Asıl konu:

5 milenyumluk tarih / Dünya Sistemi, epistemik tarih açısından, tam ortasından, MÖ 500’lere karşılık gelen bir biçimde, Sokrat-Platon-Aristo ile Batı, Sun Tzu – Lao Tzu – Konfiçyus ile Doğu diyalektiklerine bölünmüştür. Bunun anlamı şudur: Diyalektiğin devamı ve matematiksel tümlevi (integrali) olan poliyalektik, insan epistemiğinde hala sistematik olarak tanımlı bir epistem değildir. Ülkü bununla da uğraşmıştır.

Aristo Mantığı mantığı başlatmıştır ama onu Aristo değil de, MS 1250 gibi, yani Aristo’dan 1.750 yıl sonra falan, Orta Çağ engizitörleri sistematikleştirmiştir.

Yanısıra Eratosthenes, Batı diyalektiği trilemmasına eksodus ve alternatif olarak, MÖ 200’de, Dünya’nın çapını, Ay’ın çapını, Güneş’in çapını, Dünya-Ay uzaklığını, Dünya-Güneş uzaklığını ya hesaplamış, ya da onların hesaplanmasını mümkün kılmıştır. Ancak tüm bu bilgiler, MS 1650’le kadar globalce inkar edilmiştir.

Bugün, Einstein sayesinde, ışık hızı bir limit sayılır. Oysa ki Evren’in genişleme döneminde makro olarak ve ışık dalga paketçiği içinde mikro olarak, faz kayması olarak ışık hızı zaten aşılmıştır.

Yani bugün ve burada, ışık hızı ile yolculuk bilim kilisesince inkar edilmektedir ama bu yanlıştır ve geçersizdir. (Bir zamanlar lokomotiflerin saatta 36 kilometre hızı aşması halinde, yolcuların öleceği bilimsel olarak kanıtlanmıştı.)

İnsan türü, 1945’teki 2 atom bombası ile teorik olarak bitmiş, 1957 Sputnik uydusu ile pratik olarak yeni bir tür olmanın yolunu açmıştır.

İnsan er veya geç Samanyolu Gökadası’na ve Evren’e yerleşecektir. Böylelikle, insan türünün Evren’deki tek zeki canlı olup olmasının veya olmamasının hiçbir önemi kalmamaktadır, çünkü soru yanlış sorumuştur:

İnsan türü, Evren’deki çoğullaşabilecek bir zeki tür müdür?

Diğer soru ise şudur:

Işık hızına ne zaman ulaşılacaktır?

Bunun da pratik yanıtı şudur:

Işınlama, yani ışık hızının aşılmışlığı, çok çok küçük kütleler için becerildi çoktan.

(Buraya kadar bir sürü bilgi verildi. Doğrulamak ya da yanlışlamak isteyen meraksızlar, internete baksın veya bakmasın canım, ne olacak?)

Soruyu bir daha soralım:

İnsan türünün Samanyolu Gökadası’na yayılması için ışık hızı gerekli midir?

Eğer çok çok uzun yapay uyku (hiperkriyonik) becerilirse, gereksizdir, en azından şimdilik.

10-100 ışık yılı ötedeki dünya benzeri bir gezegene gitmek, ışık hızının % 10’u ile, 100-1.000 yıl gerekecektir. Başa doğruki bölümün başarılması, şimdilik daha mümkün görünmekte.

Bu da şunu yaratacaktır:

Farklı hızlardaki ve farklı yönlerdeki araçlar birbirlerini geçebileceklerdir. Tıpkı, şu an Güneş Sistemi’ni geçmiş olan 2 insansız uzay aracını bir gün gelip oralarda bir yerlerde yeniden bulacağımız gibi.

Bunun ayrıca bir sonucu daha vardır:

Evren’e insanın birbirinden çok çok farklı kültür modları gidecektir. Bu da, zarar değil, yara demektir.

Çünkü:

En azından 1950-200 insan türü momenti, kendi dahil, Evren’deki tüm zeki canlıları yok edeceğin çoktan kanıtladı ama devam tür de ancak ve ancak ondan gelecek.

Ve artı çeşit / çoğulluk iyidir, doğrudur, güzeldir. Biri beceremezse, diğeri becerir. Haa, birinin yaptığını da diğeri bozar, ayrı konu.

İşte, bu minik bir geçmişbilim-gelecekbilim bireşimi örneğidir.

Dersinizi bir çalışın bakıim meraksızlar. Ya da namaz kılmaya devam edin siz, bana bakmayın. Ben ateistim, ne de olsa.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..