Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '10

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Geçmişten bugüne! Üç çocuklu hayata merhaba!

Geçmişten bugüne! Üç çocuklu hayata merhaba!
 

Bir çocuğun nesi var, ikisinin sesi var, üçüncüsü ŞAMATA!


Biri bana gelip de “bak kardeşim, senin ileride tam üç tane çocuğun olacak !”dese, bu sözlerine sadece gülmekle kalmazdım herhalde. Lise yıllarından beri ne istediğini bilen, hedefine adım adım ilerleyen, üniversitede istediği bölümde okuyabilmek için Lise 2’de Edebiyat’a geçebilmek için ailesini konuşa konuşa ikna eden, tam bir “Hababam Sınıfı” olan o sınıfın birincisi olarak mezun olan, Boğaziçi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler’e girip oradan “Onur Öğrencisi” olarak çıkan ve işe ilk başladığında “ne zaman müdür olurum acaba?” diye düşünen biri iken, nasıl oldu da ikisi dışarıda, birisi içeride büyümekte olan üç çocuğun annesi ve kariyeri ile ilgili hiç derdi tasası kalmamış biri haline dönüştüm ben acaba? Geriye dönüp baktığımda hiç de uzak gelmiyor o gelecek hayali kurduğum günler ama köprünün altından çok sular akmış ve ben hiç fark etmeden değişmişim. Oğlumu dünyaya getirme hayalimdi aslında ilk kıvılcımı çakan. Artık çocuk sahibi olma zamanımın geldiğini düşünerek planlamaya giriştiğimde, çalıştığım yerden ayrılarak başka bir yere geçen bir yönetici beni de çağırmış, oldukça verimli geçen bir görüşme yapmıştık. Sunulan imkanlar cazipti, hele ücret nasıl da yüksekti (en azından o sırada aldığım ücrete göre), hem de müdür olacaktım artık. Gözümün önünde parlak kariyerim canlanmaya başlamıştı bile.

Konuşurken daha da bir coşkulu, beraber gerçekleştirebileceklerimizden bahsederken daha da bir şevk doluydum. Ta ki yöneticiden şöyle bir soru gelene kadar : -“2-3 sene çocuk yapmayı düşünmüyorsun tabii, değil mi?” Her ne kadar sonunda soru işareti olsa, tonlaması aynı bir soru cümlesi olsa da, aslında bu bir “sorun” cümlesiydi. Yönetici açıkça ifade etmişti isteğini ve beklentisini. Haklıydı da. Yeni kurulan bir şirketin, yeni yeni birbirine alışan çalışanları olarak sıkı bir çalışma disiplini içine girmemiz ve gecemizi gündüzümüze katarak kendimizi ispat etmemiz gerekiyordu. Bu yoğunluk içinde çocuk sahibi olmayı düşünmek delilikle eşdeğerdi. Ben de deliydim ! Yöneticiye cevabım çok netti : -“Bunun garantisini size veremem.” Yönetici (ki kendisi oldukça sert görünümlü, hatta erkeksi bir bayandı) sadece gülümsedi ve yorum yapmadı. Sunduğu teklif reddedilemezdi (ki bu olay bundan tam 8 yıl önce gerçekleşti ve ben hala o ücretin neredeyse yarısını alıyorum şu anda); buna güvenerek beni rahat bıraktı ve görüşme sonlandı.

Sadece 2 gün sonra kendisi bizzat arayarak biraz daha arttırılmış ücreti söyledi ve : -“Evet, ne diyorsun?” diye sordu. O iki gün ve gece boyunca eşimle yaptığımız konuşmalar neticesinde kararımızı vermiştik. Kariyer fırsatları her zaman gelebilirdi, ama çocuk konusunu 2-3 sene ertelemek gecikmeye başlamak demekti (o sırada 29 yaşındaydım). Reddettim. Yöneticinin “bunu reddetmek için çıldırmış olman gerekir” mealindeki sözlerinin bana hiçbir etkisi olmamıştı çünkü kararım kesindi. Çocuk yapacaktım. Para için çocuğum olma fikrinden vazgeçemezdim. Vazgeçmedim. Bir yıl sonra oğlum kucağımdaydı ve çok mutluydum. O arada ilgimi çeken bir konuda (İnsan Kaynakları) yüksek lisans yaptım. Derslere ikinci dönemde devam ederken hamileydim, zorlanıyordum ama mutluydum. Ne vardı ki işte, kariyerimi başka bir alana taşıyabilirdim zaten. Sonrası mı? Çocuğuna kendini adayan bir anne oldum mu bilemiyorum, ama onu her şeyin, herkesin önüne koydum. İşten 10 ay ücretsiz izin aldım, işe geri döndüğümde oğlum 13 aylıktı. Bölümümü değiştirdim, Eğitim Bölümü’ne geçtim. Hem daha çok zevk alacaktım, hem daha rahat bir ortamda çalışacaktım. Yaptığım seçim bana göre akıllıcaydı.

Yüksek lisans tezimi hazırlamaya başladım, mezun oldum ve artık farklı biriydim. Evet, gerçekten farklıydım, çünkü bir daha doğrulamadım nedense. Nedeni çocuk mu? Hayır. Her şeyi kendi kendimize, kendi seçimimiz ile yaptığımız kesin. Kimse biz istemezsek bizi kıramaz, üzemez ya da benim durumumda olduğu gibi kariyerini batıramaz. Şimdi geleceğimi tekrar programlamaya başladığım bir dönemde geriye dönüp bakıyorum da, belki de işime geldi rölantide giden hayatım. Çocuğun sorumluluğunu aldıktan sonra iş hayatında daha geniş bir sorumluluk alma ihtimali beni korkuttu ve bilerek ya da bilmeyerek geriye çektim kendimi. Sonra gelen ikinci çocuk ve şimdi yola çıkan üçüncüsü derken Tanrı bana bir mesaj veriyor aslında sanırım : -“Sen sadece bir anne değilsin. Hadi göster bakalım, annelikle beraber başka neler yapabilirsin?” Blogum bunun ilk adımı. Sizinle burada annelik ve bebekler, çocuklar, hayat hakkında bir nevi sohbet edeceğim. Yaptığım, başardığım şeyler var ise bunları da paylaşmak beni mutlu edecek. Geleceğimi artık elime almak istiyorum, umarım bunu başarırım da… Yazılarım böyle kasvetli olmayacak, merak etmeyin. Aslında oldukça neşeli biriyim ve yazılarımda da bunu yansıtmaya çalışacağım. Özellikle bebek modası hakkındaki yazılarımı takip etmenizi tavsiye ederim, çünkü çok cici önerilerim olabilir size.

Sevgilerimle, <ı>AMETİST

 
Toplam blog
: 4
: 1259
Kayıt tarihi
: 02.08.10
 
 

Kendini bulmaya çalışan, üçüncü çocuğunun yolunu gözleyen, bu arada bebeklerle ilgili herşeye merak ..