Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '07

 
Kategori
Reklam
 

Geeaalll, geeaall vatandaş...

Geeaalll, geeaall vatandaş...
 

Tuttuğumuz takımın fikstür bilgilerini akılda tutmak, dizi tarihlerini ezbere bilmek, bu vesileyle koca bir kışı televizyona hipnoz bir şekilde geçirmek en mahir özelliklerimiz kuşkusuz. Helede mevsim kışsa. Zaten günbegün asosyal bir toplum oluyorsak. İşte o zaman kışı uyuyarak geçirmek mümkün olmayacağından en akıllıca olanı televizyon izlemek. Öylesine dalıp gidiyoruz ki bu girdaba, farkında olmadan bir takım yeteneklerde kazanıyoruz.Örneğin kız kadreşim yeni bir tarz geliştirdi. Kumandayla akrobasi. Akıl almaz bir şey. Onun kumandayla yaptıklarını Ronaldinho futbol topuyla yapamaz.

Şimdi dönelim esas mevzuya hoş daha girmedik ama, belkide dönelim yerine gelelim demeliydim. Her neyse.Efendim, hani bizler uzunca bir mevsimi evimizde tv izleyerek geçiriyoruz ya. Onca dizinin, spor müsabakasının, haber proğramının yanında sivrilmeyi bilmiş reklamlardan bahsetmek istiyorum. Reklamlar artık çıktığında kanalın değiştirildiği değil izlenilirliğinin arttığı birer tv objesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bunun için reklamcıları tebrik etmek gerekir. Zira artık film gibi reklam izleniyor. Bazı reklamların fanatikleri bile var. Kaldırmayın o reklamı daima dönsün diyen fanatikler türedi. Bunun sağlanmasında emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.

Lakin benim takıldığım bir iki konu ve özellikle değinmek istediğim bazı reklam filmleri var.Mesela lekeler kaç çeşittir.Evet pat diye sorulunca zor bir soru.Ben bildiklerimi sayayım, bilmediğim varsa lütfen bildirin. Reklamlardan edindiğim bilgiye göre şu çeşit lekeler mevcut. Kolay lekeler, zor lekeler, inatçı lekeler, en inatçı lekeler. Hepsi için ayrı deterjan reklamı var. Evet leke bu kadar bol olurda bilim adamları boş dururmu. Hemen kurul toplansın.Lekemiz ne beyler? Efendim inatçı leke.Hummalı bir çalışma ve ardından...Ahada inatçı lekeler için son formül.Ya bırakın allah aşkına. Biri yarın çıkıp "Beyler ben bir leke türü buldum. İşte size küstah leke, buda kuzeni müşkilpesent leke" derse ne olacak.Yıllardır şeftali, lekeye neden olabilir kaygısıyla toplumun foşur foşur yemekten imtina ettiği bir meyve haline geldi.Reklamlar aynı ama her yıl sadece lekeler ve formüller değişiyor. Acilen bir stratejik değişiklik gerekli. Sizde eminim sıkılmışsınızdır bu format tek düzeliğinden.(Deterjan reklamlarıyla ilgili).Birde kadın pedi reklamları var. Şiddetle karşı olduğum reklamların başında geliyor. Bir zamanlar erkeklerin bulunduğu platformlarda konusunun edilmesi adab-ı muaşerete aykırı olan bu durumla ilgili bir ürünün bangır bangır reklamının yapılmasını açıkçası doğru bulmuyorum. Ya da yapılacaksa daha dikkatli davranılması gerektiğine inanıyorum. Birde reklamlarda gözümüzün içine bakıla bakıla söylenen yalanlar var. Bu yalanlara literatürde kampanya adı veriliyor.

Örnek isterseniz pek çok. Ama en basiti eski beyaz eşyanızı 100.00 YTL'ye alıyoruz, yenisini indirimle 3 ay peşinatsız peşin fiyatına 12 taksit veriyoruz. Yada bulaşık makinası alan mikrodalga hediye. Acaba bunu söylerken söylediklerinin yalan olması hiç mi utanmalarına neden olmuyor.Bu tarz reklamlar verilirken en ucuz ürün fiyatları ekrana yansırken, gösterilen ürünler en fahalı olanlardır. Sazan gibi koşar adımlarla mağazaya gidenlerin akıbeti şu olur."Ama benim reklamda gördüğüm ürün bu değildi". Zaten dikkat edilirse bu reklamların son 2-3 saniyelik bölümünde alttan jet hızıyla ve ancak mercekle okunabilecek bir yazı geçer. İşte asıl kampanya bilgileri orada verilir. Fakat onu görmemiz istenmez. Çünkü gerçeği bilirsek aslında bir nane olmadığı anlaşılacaktır. Konu öyle kapsamlı bir konu ki yaz yaz bitmez.Netice olarak ülkemizde reklamcılık çok yol katetmiştir. Olumlu anlamda atılan her adımın arkasında kim varsa teşekkürler.

 
Toplam blog
: 18
: 381
Kayıt tarihi
: 03.10.07
 
 

1981 yılında Konya'da dünyaya geldim. Şu an mağazacılık işiyle uğraşıyorum. Evli ve bir çocuk bab..