Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Gel de anlat bu Aşkı

Gel de anlat bu Aşkı
 

İnsan bazen birçok şey söylemek istiyor ama aklına hiçbir kelime gelmiyor.. Gelse de o kelimelerden bir cümle oluşturamıyor. 

Bir şeyler yazmak için oturdum buraya ama neyi nasıl yazacağımı bilmeden.. Tabi ki amacım burada okunma sayısını artırıp da popüler olmak değil. Okuma zahmetine katlananlar lütfen sözümü yanlış anlamasınlar ve sürç-i lisan edersem affetsinler. Elbette ki sizin okumanız, yorumlarınız, eleştirileriniz de çok çok çok önemli. Ancak hepimiz bir şekilde politika, aşk, spor, mizah, aile, vs vs konularda kendimizi başkalarına anlatabilme derdiyle değil; sadece "yazma" tutkusunun peşinden gittiğimiz için yazıyoruz. Beni yazmaya iten sebep aşk. Dolayısıyla bu aşkın sahibinin burayı okuması benim en önemli amacım tabiki. Anlayışınıza ve affınıza sığınıyorum. 

İnsan sevince bambaşka biri mi olur, yoksa içinde gizlice yaşayan, umutla beslenen o bambaşka biri sevince mi açığa çıkarır kendini? Bir kadını sevmek nasıl herşeyden vazgeçirebilir insanı? Ve bu vazgeçişler sevenin sevgisinin mi ölçüsüdür yoksa sevilenin herşeyiyle ne kadar sevgiyi hakettiğinin mi? Bence herşey sevilene bağlı.. Bu kadar çok sevgiyi tek başına ortaya çıkaramaz kimse.. 

Sevgi... Aşk... Görüntüde ne kadar basit kelimeler. Oysa ne kadar zahmetlidir mutluluğundan önce! Bir kıvılcımı parladımı yüreğinde daha da durduramazsın! Parladıkça parlayıp yakar içini ateş. Ama kimseden bu ateşi söndürmesini istemezsin. Çünkü bu aşkla yanmak bile güzeldir, ulaşılmazdır, doyulmazdır. 

Sadece dil de olmaz "aşk", sadece dilde "seni seviyorum" olmaz. Dildeyken bir anlamı yoktur. Söylediğin zaman bir daha aşık olursun; her seferinde yüreğinde öyle depremler olur ki; "seni seviyorum" demeyi bu yüzden beceremeyiz çoğumuz; sesi zangır zangır titrer insanın! 

Dilin yanında yürek ve göz de; hiç zorlamadan seviyorsa o zaman anlamlı. Dile gelmeden önce yüreğindeki titremeyi görmeli göz! Öyle bir bakmalı ki aşkla; hacet kalmamalı zaten seni seviyorum demeye. Tutarken elini; korkmalı insan, bir kelebek gibi narin elleri incitmemek adına. Gözlerinde kalmalı sevdiğinin; asmalı kendini o kirpiklerin ucuna.. 

Tıpkı benim seni sevdiğim gibi. Sorma ne çabuk olduğunu; bana anlatma artık aşkın olmadığını. Ben sana beni sev demiyorum ki.. Ben sadece sana aşkımı anlatıyorum. Sevsen; hatta benim sevdiğimin çok azı kadar bile sevsen elbette çok mutlu olurum. Ama sevmesen de bitmez benim aşkım.. 

Neden sevdim seni? Bilemiyorum ki.. Sordum kaç defa kendime.. Bakışın geldi aklıma, gülüşün, ok kirpiklerin, sesin, gelişin, gidişin, dokunuşun, senin deyiminle "çekilmezliğin", öfken, yorgunluğun, gözlerin, küçücük ayakların ve kocaman yüreğime sığdıramadığım küçücük halinle sen.. Ve bilemediğim herşeyin.. Sensin diye seviyorum seni! 

Daha başka nasıl denir bilmiyorum. Anlatabildim mi onu da bilmiyorum. Ama seni sevdiğimi anladığını biliyorum. İyiki biliyorum! 

 
Toplam blog
: 2
: 416
Kayıt tarihi
: 30.07.11
 
 

Gizli saklı kalmasından yanayım. Bu benim özel ve özgür dünyamın bir yansıması... Sadece 2 kişilik d..