Gel ha boyle gel ha boyle bu yana

“Bu taraflara da bekleriz. Güzeldir buralar, dünyada cennet varsa buralarda bir yerdedir, sevgi ve saygılarımla.” diyordu değerli hemşerim Metin Topçu. Ne kadar da güzel anlatıyordu o doğa harikası ortak yöremizi. Bu taraf dediği yerler, Karadeniz’in doğusuna düşen Trabzon, Rize ve Artvin bölgesi idi. Aslında Milliyet Blog yazarlarına bir davet çağrısı yapıyordu. Bu yorumu aşağıda bağlantısı verilen M.Talip Girgin’in “Milliyet Blog Piddu Buluşması gerçekleşti” başlıklı bloğuna idi.

http://blog.milliyet.com.tr/Milliyet_Blog_Piddu_Bahar_bulusmasi_gerceklesti_/Blog/?BlogNo=240291

Bomonti toplantısında olduğu gibi, Piddu toplantısına da katılanlar arasında yer almıştım. Her iki düzenlemenin öncülüğünü yapan değerli arkadaşlarım M.Talip Girgin Bey ve Esma Kahraman hanımefendiye buradan bir kez daha teşekkür ediyor ve kutluyorum. Bahar toplantılarının en önemli yanı, dostlukların başlatılması yanı sıra, karşılıklı paylaşılan ortak görüşlerin değerlendirilerek samimi ilişkilere dönüşmesi ve yakınlaşmayı daha da pekiştiren ortamı hazırlamasıdır. MB Haftalık Bültende yer alan haberde ” MB yazarları buluşmadan duramıyor!!!” diye yazıyordu. Dur durak bilmeyen yazarlarımız, buluşarak ne kadar da iyi bir iş yapıyorlar. Bültende sözü edilmeyen benim gezi davetim de aralarında olmak üzere, Çanakkale, Pier Loti, Fethiye, Antalya buluşmalarının hepsinin başarılı olmasını cani gönülden diliyor ve istiyorum. Metin Topçu’nun girizgâh tümcesindeki yaptığı davet çağrısından ilham alarak, Milliyet Blog yazarlarını 03.05.2010 tarihli “Sen yağmur ol ben bulut. Rize’de buluşalım.” başlıklı bloğumla, plânladığımız Doğu Karadeniz Turu’na bir katılım çağrısı yapmıştım. Merak edenlerin incelemesine açık olan bu yazımın link bağlantısı aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. Henüz hiçbir tepki almamış olmasına karşın, yazar arkadaşlarımın gezi turuma desteklerine olan inancımı koruyarak, bu yazımla yeni bir davet çağrısı daha yapma gereğini hissediyorum.

http://blog.milliyet.com.tr/Sen_yagmur_ol_ben_bulut__Rize_de_bulusalim_/Blog/?BlogNo=241564

Gerekçemin birinci nedeni, davetimin haftalık bültende adı geçen diğer aktiviteler arasında yer almaması. Umarım haftalık bülteni hazırlayan editörler gelecek bültenlerde bizim gezi programımıza da değinip, etkinliğimize bir nebze de olsa katkı yaparlar. İstatistik kayıtlarına göre, okuyucu sayısının yüzü aştığı bloğumuza, aralarında ilk daveti dillendiren Metin Topçu ve öteki Karadeniz kökenli yazarlardan hiçbir tepki gelmemesi, davetimizi yenilememize yol açan bir diğer etken olmuştur. Katılacaklarını ümit ettiğim Milliyet Blog yazarlarına davetimi bir kez daha yinelerken, 23 Temmuz’da İstanbul’dan başlayacak ve 8 gün 7 gece sürecek bu Kültür Turu’nun kişi başı fiyatı 600 liradır.

Sabah kahvaltısı ve akşam yemeğinin ve 4 yıldızlı otelde konaklama giderlerinin ve daha birçok ayrıcalığın dâhil olduğu, başka masraf gerektirmeyen bu gezi, bizimle birlikte yazarlarımıza da iyi bir tatil fırsatı sunmaktadır. Aşağıda bağlantısı verilen “Kabil ve Kabiloğlu Karadeniz Turu” hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Katılacak yazarlarımızın olumlu veya olumsuz değerlendirmelerini yazılı olarak bekliyorum. Yöremize ciddi bir tanıtım fırsatı yaratacak bu Kültür Turuna, Karadeniz kökenli yazarlarımızın katkı ve katılımı zorunlu hale gelmiştir. Doğup büyüdükleri yöreye karşı ödemeleri gereken geçmişten gelen vefa borçlarının olduğunu düşünüyorum. Aşağıda bağlantısı yapılan Gezi Turu programını inceledikten sonra, getirecekleri yorum ve yapacakları uyarılar, hem misafirlerimizi ağırlamada hem de yöremizi tanıtmada bize rehber rolü oynayarak, başarılı olmada yardımcı olacaktır.

http://www.facebook.com/people/Hizir-Kabil/1092307829#!/event.php?eid=248795432239&ref=mf

Bu etkinliğe iki kesimden katkı bekliyorum. İlk beklentim, düzenlemesini kendi soyadlarına yaptığımız Rize’yi hiç görmeyen akrabalarımızın yoğun katılımı, ikincisi ise, Milliyet Blog yazarlarının ilgisini Doğu Karadeniz’in bakir doğal güzelliklerine çekmektir. Çağrımı dillerde pelesenk olan yöresel bir Karadeniz Türküsü ile yineliyorum:“Gel ha boyle gel ha boyle bu yana, bi şey diyeyim sana. Sevdan eldurdi beni, kül oldum yana yana.”