Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

Gel kardeşim, ver elini bana!

Bugün sabah gazeteyi okurken gözüme DTP'den bir bayan vekilin istemi çarptı. Genelde bu konu ile ilgili haberleri okumamaya, izlememeye çalışıyorum. Çünkü gereksizliği içinde gizli bir konuya ilgi göstermek bana sanki onu önemsemekmiş gibi geliyor. Kısacası 1 kişik protesto yapıyorum.

Bayan Vekil demiş ki;

"Türk Ulusu yerine Türkiye Ulusu denilsin"

Sayın Vekil, bu devletin adı zaten TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ. İçinde yaşayanlarda TÜRKİYELİ. Kendini ister Rum, ister Ermeni, ister çerkez, ister laz, ister şii, ister müslüman, isterse de Hıristiyan hissettin. Bu çeşitliliği o kadar uzatabiliriz ki işin içinden çıkılamaz hale gelir. Çünkü bahsettiğimiz öyle ufak tefek bir bütünlükten kalan değil, bir ucu Moğalistan'da başlayıp diğer ucu İspanya'da biten bir pastadan bahsediyoruz. Bunun malzemesi pek tabiiidir ki yalın kat, tekdüze olmayacaktır. Değil mi ki bu sınırlar içinde yaşıyoruz, değil mi ki aynı hukuku paylaşıyoruz, hepimiz Türküz. Çünkü TÜRK zaten çok zengin bir malzeme. İçinde yok yok. Bir pastadan unu, şekeri, yumurtayı, çeşitli tatları nasıl ayıklayamaz, ama lezzetini de inkar edemezseniz, biz de işte öyle bir bütünüz. Herşeyden önce insanız insan.

Mücadele edilecekse insani haklar için edilsin.Yıllarca, önce ağala sömürüleri, sonra yörenin okumuşlarının terketmişliğine bir de hükümetlerin yanlışları eklenince ortaya fikirsiz, çaresiz açlar, açıklar çıkıyor, birileri de bunu fırsat bilip malzeme yapıyor.

Gençler, Yurt dışında 10 geçireceğinize "heryeri benim memleketim" diyerek yanı başınızda oturan, okuyan, yaz tatillerinde köyüne dönüp tarlada çalışan arkadaşlarınıza omuz verin de, siz masadaki ekmeğinizin değerini anlarken oralarda yaşayan yurttaşlarımıza bu ekmeği daha kolay nasıl üretirleri öğretin.
İçinizden kaçınız, tarladan patates çıkardı, kaçınız buğday harmanında dövene bindi. Bunları da tadın. Keyfi bir başkadır. Hayat yalnızca deniz kıyısında, siyah kahve içemekten, dans etmekten oluşmuyor. Bunlar da hayatın gerçeği.
Yorulunca dere kenarında kaçınız çay içti taze taze. Hanginiz yayık sesiyle uyanıp ılık tereyağ yedi. Ben bunların hepsini yaşayan biri olarak diyorum ki, biz el ele verirsek, omuz omuza durursak, işte o zaman TÜRKİYELİ oluruz. Yoksa bu muhabbet uzar gider yenilerini katarak.

Bu memlekette zaten bütün diller konuşulabiliyordu. Ne oldu da biri kendini öne attı. İddia ettiğiniz kimliği TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ toprakları üzerinde yaşadığınız için savunabiliyorsunuz.

Binlerce şehite mal olarak kazanılmış bayrağın (1) yıldızı size yetmiyor mu da başkalarını ekleme gayreti içindesiniz bu bayrağa ?

Topraklarımızın işlenmesi için kolaylıkları sağlasın diye hükümetleri sarsın, tarım politikaları ile ilgili kavga edin, yenilikleri takip etme hakkınızı savunun, ürettiklerinizin aracısız pazara ulaşmasını sağlaması için devleti sıkıştırın, yanınızda olmazsam namerdim. Ama bana kalkıpta federasyon demeyin. İçimi acıtmayın.

Başkalarının eline koz vermeyin, ekmeklerine yağ sürmeyin. Memleketim bir zaman kardeşi kardeşe kırdıranların pazarı olmuştu. O fırsatı yine oluşturmayın. Bizi "olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu" noktasına getirmelerine izin vermeyin.

Gelin biz bize , hep birlikte anlaşalım. Araya başkaları girmesin. Girmesin ki, bizdeki üstü örtülmüş petro kuyularını, paylaşılmak istenen akarsularımızı, dağlarımızı, bayırlarımızı bizler işletelim. Biz bir AİLEYİZ. Bizi bölmeyim. Kolay kolay AİLE olunmuyor. Kıymetini bilelim.

 
Toplam blog
: 97
: 395
Kayıt tarihi
: 15.04.09
 
 

Felsefe, edebiyat, bu alem, öteki alem, uzay, evrensellik; kısacası genelin, "aman canım işin mi ..